SOL Parti Ankara İl Örgütü, eğitim yılının başlamasının hemen öncesinde “Eşit, parasız, laik eğitim istiyoruz” eylemi yaptı. Eylemde konuşan bir veli, “Parası olan okumamalı, devlet herkese eşit olarak bu imkanı sunmalı. Şimdiye kadar Diyanet’e akıtılan paraların en az yarısı okullara ve sağlığa harcanmış olsaydı çok daha sağlıklı bir toplum çok daha bilimsel bir yapısı olan toplum olacaktık fakat şimdiye kadar bu olmadı” dedi.

SOL Parti Ankara’dan eğitim eylemi: Çocuklarımızı bir servet karşısında okutuyoruz

SOL Parti, bugün Ankara Ulus’ta pazartesi günü başlayacak yeni eğitim-öğretim yılı için basın açıklaması yaptı. Açıklamada SOL Partililer ellerinde, “Eşit, parasız, laik eğitim istiyoruz!” yazılı bir pankart ve taleplerinin yazılı olduğu çok sayıda döviz tuttu. SOL Partililer, “Tarikatlar dışarı, bilim içeri”, “Laik, bilimsel, demokratik eğitim” sloganları attı. SOL Parti Ankara İl Başkanı Mert Ünal, eğitim sisteminde yaratılan tahribatın takipçisi olacaklarının altını çizerek şöyle konuştu:

“BU ÜLKEDE GERİCİLEŞMEYE, ORTA ÇAĞ KARANLIĞINA GEÇİT VERMEYECEKLERİZ BİZ”

“Başta eğitim olmak üzere ülkenin dört bir tarafında yaratılan tahribatın ceremesini çeken milyonlar olarak bugün alanlardayız ve sesimizi yükseltiyoruz. AKP iktidarını bu ülkeden defedip yollayacak milyonlarız, buna çok fazla kalmadı ama onun yarattığı tahribatla da mücadele etmeye devam edecek milyonlarız. Bu ülkede dincileşmeye, gericileşmeye, Orta Çağ karanlığına geçit vermeyecekleriz biz. 12 Eylül Pazartesi günü okullar açılıyor, eğitim alanında yaratılan bu tahribatın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Sokaklarda, meydanlarda olacağız. Tüm toplumu da bizimle bu mücadeleyi büyütmeye, AKP’yi bu ülkeden yollamaya çağırıyoruz.”

“OKUL, ÖĞRETMENİN, VELİNİN YAPTIĞI YARDIMLA KENDİSİNİ İDARE EDİYOR”

Eğitim sistemindeki sorunlara dikkat çekmek amacıyla yapılan açıklamada öğrenci velileri de söz alarak sıkıntılarını dile getirdi. Hem bir veli hem de emekli öğretmen sıfatı ile konuşan bir kadın şunları dile getirdi:

“Çocuklarımızı bir servet karşısında okutuyoruz, ülkeye iyi insan olarak yetiştiriyoruz fakat çocuklarımız sonuçta aldığı eğitimle ilgili işte çalışamıyor. Bir emekli öğretmen olarak konuşacak olursam; 34 sene çalıştım, okullar tamamen kendi kaderlerine teslim edilmiş vaziyette. Parasal olarak destek görmüyor okul, öğretmen, velinin yaptığı yardımla kendisini idare ediyor. Eğitimin, sağlığın parasız olması için mücadele verdim pek sonuç elde edemedik ama eğitim ve sağlık parasız oluncaya kadar mücadele edeceğiz. “

“VURGUNLA BAŞLAYAN BU SİYASET ZAMLARLA DEVAM EDİYOR”

Devlet okulunda okuyan bir oğlu olduğunu söyleyen bir yurttaş da şöyle konuştu:

“Devlet okullarındaki eğitimin içi boşaltılarak çocukları özel okullara göndermeye velileri mahkum eden bir vurgunla başlayan bu siyaset zamlarla devam ediyor. Veliler olarak yapmak istediklerini biliyoruz, çocuklarımızı dört duvara hapsedip çocuklarımızın sosyal hiçbir alana çıkamamasını sağlamaya çalışıyorlar. Ama biz anne babalar olarak buradayız, bir çıkış yolu bir ışık bulacağız çocuklarımıza.”

“PARASI OLAN OKUMAMALI, DEVLET HERKESE EŞİT OLARAK BU İMKANI SUNMALI”

8'inci sınıfa giden bir oğlu olduğunu söyleyen bir yurttaş da düşüncelerini şu şekilde aktardı:

“Çocuklarımın birini okuttum, mezun oldu, hasbelkader bir iş bulabildi ama ikincisinde o kadar umutsuzum ki. Yaşadığımız bu kadar olumsuzlukların sonucundan çocuklarımıza bir umut verememenin üzüntüsü, kırgınlığı var. Verdiğimiz vergilerin emeklerimizin sonucunu görmek istiyoruz. Bilimsel bir eğitim almalarını, toplumuna faydalı insanlar olarak yetiştirmek istiyoruz çocuklarımızı. Parası olan okumamalı, devlet herkese eşit olarak bu imkanı sunmalı. Hakkımız olanı istiyoruz, artık yeter. Şimdiye kadar Diyanet’e akıtılan paraların en az yarısı okullara ve sağlığa harcanmış olsaydı çok daha sağlıklı bir toplum çok daha bilimsel bir yapısı olan toplum olacaktık fakat şimdiye kadar bu olmadı. Bundan sonra bizler çocuklarımız için, iyi bir gelecek sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”

SOL Parti açıklaması da şöyle:

“BU ADALETSİZLİĞE ARTIK YETER”

“Eğitim dönemi açılırken ekonomik krizin en ağır sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Okul öncesi masraflar geçen yıla göre en az üç dört kat artmış durumda. Bütçeden eğitime ayrılan kaynaklar son derece sınırlı. Ülkenin kaynakları tarikatlara, cemaatlere, bir avuç haramiye aktarılırken kamu okullarının masrafları yoksul ailelerin sırtına yükleniyor. Kamu okullarında bu yıl beslenmeden ısınmaya kadar devasa sorunların yaşanacağı bugünden görünüyor. Devlet, bu konuda hiçbir tedbir almazken okullar bağış adı altında masrafları ailelerden karşılamaya yöneliyor. Kamu okulları dahi bir anlamda paralı okullar haline getiriliyor. Onların çocukları lüks ve şatafat içinde yaşasın diye halkın çocukları nitelikli ve eşit bir eğitim imkanına sahip olamıyor. Bu adaletsizliğe artık yeter.

“İHTİYAÇ DUYAN AİLELERE OKUL MASRAFLARI İÇİN NAKİT DESTEĞİ VERİLMELİDİR”

Okullar açılırken acil taleplerimiz; milyonlarca aile derin yoksulluk nedeniyle çocuğunun okul ihtiyaçlarını karşılayamayacak hale gelmiştir. İhtiyaç duyan ailelere eğitim yılı başlamadan okul masrafları için nakit desteği verilmelidir. Tüm kademelerdeki öğrencilerin okulda ücretsiz bir öğün yemeğe ve sağlıklı içme suyuna erişimi sağlanmalıdır. Tüm öğrencilere okula toplu taşımayla ücretsiz ulaşım hakkı tanınmalıdır. İhtiyaç duyan tüm öğrencilere ücretsiz ve koşulsuz kamusal barınma hakkı tanınmalıdır. İhtiyaç duyan tüm öğrencilere koşulsuz ve karşılıksız burs bağlanmalıdır. Yoksulluk nedeniyle çalışmak zorunda kalan, mevsimlik işçilik yapan çocuklara sosyal koruma programı uygulanmalı; okula devamları için nakit desteği ve burs verilmelidir. Okullarda velilere yüklenen bağış, ödeme, borç vb. kalemlerin tümü ortadan kaldırılmalıdır.

Özel okullara, Maarif Vakfı, Ensar, TÜRGEV gibi gerici vakıflara MEB bütçesinden kaynak aktarımına derhal son verilmelidir. MEB bütçesi, kamu okullarının iyileştirilmesi, derslik sayısının artırılması, yarım kalmış okul inşaatlarının tamamlanması, öğrencilerin refah düzeyinin artırılması için kullanılmalıdır. Atıl duruma getirilmiş köy okulları ve yatılı bölge okulları bir an önce açılmalı, gerekli donanımı ve öğretmen ataması sağlanmalıdır. Gerici vakıf ve derneklerle MEB arasında yapılan protokoller derhal iptal edilmeli, okullardaki etkinliklerine son verilmelidir. ‘Seçmeli ders’ adı altında dinsel içerikli derslerin dayatılmasına son verilmeli, ders seçimleri öğrencilerin ve ailelerinin tercihleri doğrultusunda yapılmalıdır.”

(Haber: MERVE GÜVEN - Kamera: ÜNAL AYDIN / ANKA)