Fabrikalarda patronlara karşı ayaklanan kadın işçilerin direnişleri yüzlerce günü geride bıraktı. Eylemlerini kesintisiz şekilde sürdüren Agrobay ve Barutçu işçileri ucuz iş gücü olmayacaklarının altını çiziyor.

Sorunlar ortak, çare direnmek
Kadın işçiler, insan onuruna yaraşır şartlar altında çalışmak istiyor. (Fotoğraf: BirGün)

Merve ATICI

Ülkede şiddetin belki de en görünür hallerinden birini işçi kadınlar çalıştıkları fabrikalarda yaşıyor. Düşük ücret, sigortasız çalıştırılma, doğum sağlığı ve hakları gibi pek çok sorunla karşı karşıya bırakılan kadın işçiler, çareyi ayağa kalkıp isyan etmekte buluyor. Bu yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nü çok sayıda işçi, fabrikalarda patronları tarafından sendikal baskı ya da ekonomik şiddete maruz bırakılmalarına karşı direnerek geçiriyor. Direnişe devam eden iki fabrikanın kadın işçileri, insan onuruna yaraşır şartlar altında çalışmak istiyor.

UCUZ İŞGÜCÜYÜZ

İzmir’in Bergama ilçesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en büyük domates seralarından biri olan Agrobay’ın büyük çoğunluğu kadın işçilerden oluşuyor. Burada çalışan kadınlar, ağır çalışma koşullarının yanında psikolojik baskı ve mobbinge maruz bırakıldığı için sendikalaşmak istedi. Ancak sendikayı işyerinde istemeyen Agrobay patronunca 39 işçinin 31'i tazminatsız işten çıkarıldı. Tarım-Sen'e üye olduktan sonra hukuksuzca işlerine son verilen kadınlar tazminat haklarından mahrum bırakıldıkları gibi içerde kalan maaşlarını da alamadı.

İşine son verilen kadınlardan Ayten Yavuz, işyerindeki güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle sendikaya üye olduktan birkaç gün sonra işine son verildiğini anlattı. “Performans düşüklüğünü bahane ettiler” diyen Yavuz, koşulların insan onuruna yakışır şartlar altında çalışmaktan çok uzak olduğunu söyledi. 9 yıldır çalıştığı iş yerinde yaşadıkları mobbingi şöyle anlattı: “Kadınlarla erkeklerin çalışma koşulları farklı. 9 yıl burada çalıştım. Bir dönem erkek işçiler de aldılar. İstedikleri gibi olmayınca ucuz işgücü olduğu için hep kadınlar çalıştı. Hem ağır işlerde çalıştırıp hem de sürekli hakaret ettiler. Her gün bir arkadaşımız iş kazası geçiriyordu. Ben de yaşadım. Defalarca şikâyet etmemize rağmen hiçbir şey yapmadılar. Tuvalete bile günde sadece bir kez gitmemize izin veriliyor. Bazen iki kez izin veriliyor. O da eğer başmühendisin keyfi yerindeyse…”

MÜCADELEYE DEVAM

Yaşadıkları psikolojik baskının etkisini hâlâ hissettiğini aktaran Yavuz, “Başmühendis sürekli hakaret yağdırır, bizi ‘ekmek yediğimiz kaba pislemekle’ suçlardı. Şimdi evdeyken bile birisi bir şey diyecek diye tedirgin oluyorum. Erkeklerin işini yapıyorduk. 50 derece sıcakta çalışıyorduk. Yazın yanıyorduk, kışın üşüyorduk. Tüm bu baskılara rağmen hukuki mücadeleyi sürdürmekten vazgeçmeyeceğiz. Direnmek suç bu ülkede. Hırsız değiliz, maaşımızı istiyoruz. Korkmuyoruz. Hukuki mücadelemize devam edeceğiz” dedi.

DÜŞÜK ÜCRET HAD SAFHADA

Yine sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan Bursa’daki Barutçu Tekstil işçileri de Agrobay’da işten çıkarılan kadınlarla aynı sorunlarla karşı karşıya. Çalışma koşulları nedeniyle Öz İplik-İş Sendikası’nda sendikalaştıktan hemen sonra işten çıkarılan İlknur Gümüşten, kötü çalışma koşullarının yanında düşük ücret ve cinsiyet ayrımcılığının had safhada olduğunu söylüyor. İşyerindeki kötü çalışma koşulları nedeniyle sendikaya üye olduğunu aktaran Gümüşten, “Özelikle erkek çalışma arkadaşlarının kadınlara yönelik taciz ve saygısız tavırları vardı. Sendikaya bütün bunların değişmesi için üye oldum. Üye olduğumuzu öğrendiklerinde işveren vekilleri tarafından daha fazla baskılara ve mobbinge maruz kaldık. Sendikaya üye olduğumu öğrendiklerinde işime son verdiler” diye konuştu. Regl olduklarında veya hastalandıklarında izin isteyemediklerini kaydeden Gümüşten, şunları dile getirdi: “Regl olduğumuzda izin istemiyorduk, hasta olsak da çalışmaya devam ediyorduk. Hamileliği çok zor geçen arkadaşlar vardı, izin alamadıklarını söylüyorlardı. Lavabaya gittiğimizde bile takip altındaydık” diyor ve ekliyor: "Kadın olmak, kadın işçi olmak gerçekten çok zor. Tüm bunlara rağmen haklarını almak için direnmeye devam edeceğiz. Mahkememiz devam ediyor.”

∗∗∗

KADIN İŞÇİ OLMAK

Kadınlar, toplumsal cinsiyet rollerinin dayattığı roller nedeniyle hayatlarının pek çok alanında olduğu gibi, iş yaşamının içerisinde de çeşitli zorluklara maruz kalıyor. İş bulma süreci ve iş yaşamında ayrımcı bir tutumla konumlandırılan kadınlar, kendini farklı şekillerde gösterebilen psikolojik şiddete maruz bırakılıyor. Kadınların işyerinde yaşadığı psikolojik şiddet genellikle şu başlıklarla kendini gösteriyor:

• Fırsat eşitliğine sahip olmamak

• Mobbing

• Mesleki ayrımcılık

• Cinsel saldırı

• Düşük ücret