İklim krizi, kirlilik, yapılaşma ve yanlış su politikalarıyla dünyada sulak alanların yüzde 35’inin yok olduğu tahmin ediliyor. Ülkede Ramsar Sözleşmesi’yle korunan sulak alanlarda artık sadece çatlamış toprak var.

Sulak alanlarda toprak çatladı
(Fotoğraf: DHA)

Haber Merkezi

Sulak alanların önemi, korunması ve akılcı kullanımı konularında kamuoyu bilincini geliştirmek amacıyla, 1971'de İran'ın Ramsar kentinde imzalanan özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme’nin yıl dönümü olan 2 Şubat, Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kutlanıyor. 2023 yılında Dünya Sulak Alanlar Günü teması "sulak alanların ıslah zamanı" olarak belirlendi. Türkiye ise anlamaya 1994’te taraf oldu.

Söz konusu sözleşmeye taraf ülkelerdeki her türden kıyı ve iç sulak alanlar "Ramsar Alanı" olarak adlandırılıyor. Dünya genelinde 2 bin 400'den fazla Ramsar Alanı bulunuyor. Bu alan, Meksika'dan daha büyük olup 2,5 milyon kilometrekareyi kapsıyor. Türkiye’de ise kuraklık ve kirlilik tehdidi altında olan aralarında Seyfe, Burdur, Manyas, ve Ulubat Gölü’nün yanı sıra Gediz ve Kızılarmak Deltası’nın da bulunduğu 105 sulak alan Ramsar kapsamında.

İklim krizi, kuraklık, kirlilik, nüfus artışı, yapılaşma, yanlış su kullanımı gibi birçok etken yıllar içerisinde sulak alanların yok olmasına neden oldu.

1700'lerden bu yana dünyadaki sulak alanların yaklaşık yüzde 90'ının tahrip olduğuna inanılıyor. Söz konusu alanların sadece yüzde 64’ü ise geçen 100 yıl içerisinde yok oldu.

HER YIL %1’LİK AZALIŞ

Sulak alanların her yıl yaklaşık yüzde 1 azalma gösterdiği düşünülüyor. 1970'ten bu yana 50 yıl içinde ise dünya genelindeki sulak alanların yüzde 35'i yok oldu. Göl Uzmanı Dr. Erol Kesici’ye göre ise Türkiye’de durum şöyle: “Ülkemizde son 55 yıl içinde ve bilhassa son iki yıl içerisinde kuruyan sulak alan kayıplarımız 7 Van Gölü su alanı yüzeyinde, yaklaşık 26 bin kilometrekarelik su alanları kaybedildi.”

Doğa Derneği de konuya ilişkin açıklama yaptı. “Dünya genelinde su kaynaklarının, sulak alan ekosistemlerinin ve buradaki türlerin yok edildiği bir tablo ile karşı karşıyayız” denilen açıklamada, Dünya Su Stresi Haritası'na (WRI) göre, 2040 yılına gelindiğinde Türkiye su kıtlığı çekecek ve iklim krizinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında 27’nci sırada olduğu hatırlatıldı. Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: Bir yandan 1997 yılından beri her yıl Dünya Sulak Alanlar Günü’nü kutluyoruz, sulak alanların önemini, biyoçeşitliliğe, insan üretimlerine ve iklim değişikliğine uyum sağlamaya olan katkısını konuşuyoruz. Diğer yandan yanlış uygulamalar neticesinde son yüzyılda Türkiye'de sulak alanların büyük çoğunluğunda geriye dönüşü olmayan kayıplarla mücadele ediyoruz. Artık Türkiye’nin tarım ve su politikalarını güncellemesi ve iklim değişikliğini de göz önünde tutarak sulak alanlarını koruması ve restore etmesi gerekiyor” dedi.

∗∗

SULAK ALANLARIN İŞLEVİ NE?

Sulak alanlar, dünyada kara yüzeyinin yaklaşık yüzde 6-7'sini kaplamasına rağmen, tüm bitki ve hayvan türlerinin yüzde 40'ı bu alanlarda yaşıyor veya ürüyor. Sulak alanların havada büyük oranda bulunan sabit karbonun tutulması ve salınması vasıtasıyla iklim değişikliğinde de çok önemli rol oynadığı belirtiliyor. Kıyıdaki sulak alanların, karbonu tropikal yağmur ormanlarından 55 kat daha hızlı tuttuğu ve depoladığı ölçülüyor.

Sulak alanların sel, kuraklık, aşırı yağış gibi olağanüstü hava olaylarının etkisini azaltan rolü bulunuyor. Yer altı suyunu besleyen veya dengeleyen bu alanlar, aşırı yağışlarda fazla suyu depolayarak taşkınları kontrol ediyor. Sulak alanlar, içme suyu elde edilmesi ve gıda tedariki sağlaması açısından önem arz ediyor. Yer altı sularının yaklaşık 3 milyar insana içme suyu sağladığı düşünülürken, sulak alanlarda yetiştirilen pirinç 3,5 milyar insanın temel besin maddesi.