Son günlerde Filistin bahanesiyle yürütülen Hilafet propagandasına bir tepki de TBB'den geldi. TBB'nin açıklamasında "Filistin halkıyla dayanışmak ve soykırıma varan saldırılara tepki göstermek için yapılan bir mitingte bir kesimin açık hilafet ve şeriat çağrısı yapmasının ifade özgürlüğü kapsamında görmezden gelinmesi kabul edilemez" denildi.

Kaynak: Haber Merkezi
TBB'den Hilafet ve şeriat çağrılarına tepki: Anayasal düzene ve Cumhuriyete başkaldırıdır

İstanbul’da iktidarla ilişkili TÜGVA’nın çağrısıyla düzenlenen ve birçok farklı derneğin katılım gösterdiği “Şehitlere rahmet, Filistin'e destek, İsrail'e lanet” yürüyüşü sonrasında Tevhid bayrağı taşınması ve hilafet çağrıları yapılmasına tepkiler sürüyor.

Konuyla ilgili bir açıklama da Türkiye Barolar Birliği'nden (TBB) geldi. 

Tuzla Piyade Okulu'nda yaşananların da hatırlatıldığı açıklamada "Türkiye Barolar Birliğinin varlık sebeplerinin başında hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak geldiğinin bilinciyle, Anayasal düzene aykırı her türlü eylem ve söyleme karşı Cumhuriyetin kuruluş felsefesini ve Atatürk ilkelerini korumak için mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız" denildi.

'Hilafet ve Şeriat Çağrıları Anayasal Düzene ve Cumhuriyete Başkaldırıdır' başlığyla yayımlanan açıklama şöyle:

"Cumhuriyetimizin yeni yüzyılının ilk günlerinde üst üste yaşanan gelişmeler, Cumhuriyet’in kurucu değerleri ile Anayasa’nın başlangıç ilkelerinin ve hükümlerinin altının bir kez daha çizilmesini zorunlu kılmaktadır.

'GÖRMEZDEN GELİNMESİ KABUL EDİLEMEZ'

Filistin halkıyla dayanışmak ve soykırıma varan saldırılara tepki göstermek için yapılan bir mitingte bir kesimin açık hilafet ve şeriat çağrısı yapmasının ifade özgürlüğü kapsamında görmezden gelinmesi kabul edilemez. Zira Anayasa’nın 14/1 maddesi uyarınca Anayasa’da yer alan hak ve özgürlüklerden hiçbiri insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Cumhuriyetin kuruluş felsefesi;
- Emperyalizme karşı tam bağımsızlık,
- Her türlü kişisel otoriteye karşı milli egemenlik,
- Gericiliğe karşı aklın ve bilimin rehberliğinde laik dünya görüşü ve çağdaş uygarlık,
- Her türlü tehdide karşı ulusal birliği ve bütünlüğü koruyarak yurtta barış, dünyada barış,ilkelerine dayanmaktadır.

'ÜLKEMİZ BAKIMINDAN KAYGI VERİCİ'

Dünyadaki ve ülkemizdeki olumsuz gelişmeler Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken kuruluş felsefesindeki ilkelere daha sıkı sarılmamız gerektiğini göstermekteyken, bu ilkeleri tamamen yok sayan bazı eylem ve söylemler ülkemiz bakımından kaygı vericidir.

ÇEDES projesi kapsamında, henüz gelişme çağındaki öğrencilere, pedagojik formasyonu bulunmayan din görevlileri tarafından 'değerler eğitimi' adı altında 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile bağdaşmayacak şekilde dersler verilmesi; Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yaptığı, eğitim kurumlarında vakıf ya da dernek adı altında tarikat yapılanmalarının varlığını meşrulaştırmaya yönelik konuşması; 10 Kasım’da Tuzla Piyade Okulu’nda emre rağmen Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden bir teğmen ve devamında yaşanan tartışmalar ve son olarak Ata’mızın manevi huzurunda, Anıtkabir’de Cumhuriyetimizin tahkir edilerek şeriat çağrısı yapılması gibi uygulamalar ve vakalar son dönem örnekleri olarak sayılabilir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek 2. maddesinde de hüküm altına alındığı üzere insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Türkiye Barolar Birliğinin varlık sebeplerinin başında hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak geldiğinin bilinciyle, Anayasal düzene aykırı her türlü eylem ve söyleme karşı Cumhuriyetin kuruluş felsefesini ve Atatürk ilkelerini korumak için mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

Saygılarımızla.

Türkiye Barolar Birliği"