Bir tecavüzcü, tecavüz ettiği kişiyle evlendiği taktirde “fail hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın ertelenmesine imkan veren tasarı” Meclis Genel Kurulu’nda tartışıldı. Aslında yazıya başlarken bu kadar uzun bir cümleye de gerek yoktu. Bu tasarı tecavüzü meşrulaştırmaktan başka bir anlam taşımıyor. Bu tasarı tecavüzcülere açıkça kıyak geçiyor. Örneğin bir çocuğa birisi tecavüz edecek, devlet de o tecavüzcüye diyecek ki “Bununla evlenirsen seni affederim.” Bunu akla, mantığa, vicdana, dine, imana hiçbir ideolojiye sığdıramazsınız.

Ben bu yazıyı yazarken yeterli çoğunluk sağlanamadığından tartışma önümüzdeki salı gününe kaldı. Ama açıkçası AKP’nin kadın, kız, cinsellik, erkek, tecavüz, çocuk gibi anahtar kelimelerle yapacağı cümlelerden de, kanunlardan da, tasarılardan da bir hayır çıkmayacağını biliyoruz. Bu tasarının tartışıldığı gün Kayseri’de eski karısı ve kayınvalidesini öldürüp gazetecilere “Namusumu temizledim. Kadın hakları diye bir şey var diyorlardı ya, kadın hakları diye bir şey yok” diye bağıran adama da bir yasa tasarısı hazırlaması söylenseydi aşağı yukarı Meclis Genel Kurulu’na gelen tasarı gibi bir şeyler yazacağına şüphe yoktu.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre eylül ayında bu ülkede 35 kadın; erkekler tarafından öldürüldü, 44 kadına cinsel şiddet uygulandı, 15 çocuk istismara uğradı, 3 nefret suçu işlendi. Ekim ayında ise yine 35 kadın öldürüldü, 25 kadına cinsel şiddet uygulandı, 29 çocuk istismara uğradı ve 3 nefret suçu işlendi. İstikrar denilen bu olsa gerek. Bugün kadınların yarısından fazlasının kendi hayatları hakkında karar almak istemesi nedeniyle öldürüldüğü bir ülkede kadın nefretinden söz etmek için yeterince sebep bulunmaktadır. Üstelik bu cinayetlerin içerik ve niteliğine bakıldığında kadının sosyal statü, sınıf, bölge, ırk, etnik grup ve benzeri ayrımlar gözetilmeksizin her yerde ve şartta açıkça ezildiği de rahatlıkla görülecek.

Kuşkusuz bu veriler sadece buzdağının görünen kısmı. Bu konularda alan çalışmaları yapan araştırmacılardan duyduğumuz şeyler insanın kanını donduran türden. Ensestin ne kadar yaygın olduğu, tacizin artık sıradan bir hal aldığı, çocukların uğradıkları cinsel şiddetin artık neredeyse nasıl normal karşılandığını bu araştırmacıların gördüğü, işittiği, ama çoğunun yazamadığı ve yayınlayamadığı verilerden ve anlatılardan biliyoruz.

Ülkenin her yerinden bir trajedinin açığa çıkmaya başlamasınınsa iki nedeni var. Bunlardan ilki, artık eskiden bu yana var olan bu tür vakaların görünür olmasını sağlayan iletişim ve örgütlülüğün artmış olması. İkincisi ise AKP iktidarının kadını yatak odasına ve mutfağa hapsetmeye çalışan ekonomi politiğinin bu vakaların sayısını gerçekten artırmış olması. Kuşkusuz kadın sorunu ne yalnızca bu ülkenin ne AKP’nin ne bu çağın ne de herhangi bir ideolojinin sorunu. Kadın sorunu insanlığın en eski sorunu ve fakat AKP bu sorunu fazlasıyla derinleştirmek için elinden geleni yaptı, yapıyor. Üstelik sözde çözüm adına... O nedenle şimdi de tecavüze uğrayanı insandan bile saymayıp baş göz etmeye çalışıyor ve eğer bu tasarı geçerse açık bir insanlık suçuna imza atıyor.