The Telegraph’ın Avrupa editörü James Crisp, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3. kez cumhurbaşkanı seçilmesinin Avrupa’da nasıl karşılandığını yazdı. Crisp, Avrupalı liderlerin çoğunun Türkiye’nin mevcut durumundan rahatsız olmadığını vurgulayarak “Kabul etmeseler de Avrupa’daki liderlerin çoğu, Türkiye AB'den uzak durduğunda kendilerini daha rahat hissediyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi
The Telegraph’tan seçim değerlendirmesi: Erdoğan'ın iktidarda kalmasıyla Avrupa derin nefes aldı

Birleşik Krallık merkezli günlük gazete The Telegraph’ın Avrupa editörü James Crisp, Türkiye’nin Avrupa’ya yönelmesinden pek çok Avrupalı liderin memnun kalmayacağını, Erdoğan’ın Avrupa açısından özellikle sığınmacıları Türkiye’de tutması ve Putin ile diyalog kurabilmesi nedeniyle çok daha ‘kullanışlı’ bulunduğunu dile getirdi

Crisp’in yazısından öne çıkanlar şöyle: 

“Kabul etmeseler de Avrupa’daki liderlerin çoğu, Türkiye AB'den uzak durduğunda kendilerini daha rahat hissediyor. Erdoğan'ın yeniden seçilmesiyle Avrupalı liderler rahat bir nefes almış olacaklar.

Yenilen aday Kemal Kılıçdaroğlu, eski otokratı devirmesi halinde Türkiye'yi Batı'ya geri döndürme sözü vermişti. Ancak yirmi yıllık Erdoğan döneminin ardından Ankara'yı yeniden yanına alma ihtimalinden memnun olacak çok az başbakan veya cumhurbaşkanı var.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Erdoğan'ı "tartışmasız seçim zaferi" dolayısıyla kutlamadan önce resmi sonuçları bile beklemedi. Sadece Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad al-Thani, Orban’dan hızlı davrandı.

ARABULUCU ROLÜ

Çoğu NATO üyesinin aksine Türkiye, Ukrayna'yı yasadışı işgali nedeniyle Rusya'yı Batı tarzı yaptırımlarla vurmayı reddetti. Ancak Putin ve Volodymyr Zelensky ile Ukrayna'nın Karadeniz limanlarından tahıl sevkiyatı yapmasına izin veren anlaşmayı yapan da tatsız Erdoğan'dı. Bu da Erdoğan'ı, barış zamanı geldiğinde değerli bir arabulucu yapar.

Seçildiği takdirde Rusya'ya sırtını dönme sözü veren Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Putin'le kurduğu ilişkiyi asla tekrarlayamazdı. 

Kılıçdaroğlu, bu reformları tersine çevirme ve Batı Avrupa normlarına çok daha yakın bir parlamenter demokrasi ve hukukun üstünlüğüne geri dönme sözü verdi. Ancak Türkiye'nin uzun süredir donuk kalan AB'ye katılım sürecini yeniden canlandırma planları, Kıta Avrupası'nda gizlenmesi imkansız bir memnuniyetsizlikle karşılanacaktı.

“ERDOĞAN, KENDİSİNİ KULLANIŞLI HALE GETİRDİ”

Erdoğan uzun zamandır Türkiye'nin AB üyeliğinden vazgeçmiş durumda. Bu da Brüksel ve üye devletlerin işine geliyor. 2015’de şiddeti artan göçmen krizi sırasında Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapması için Erdoğan'a büyük meblağlar ödemekte de sakınca görmedi. Türkiye ayrıca daha fazla para karşılığında Akdeniz'den yasadışı geçiş yapan göçmenleri geri almayı da kabul etti. Erdoğan'ı sevmek imkansız olabilir. Ancak kendisini çok kullanışlı hale getirdi.”

ABD merkezli Politico'da 11 Mayıs'ta yer alan "AB Erdoğan'ı neden seviyor?" başlıklı analizde de Kılıçdaroğlu'nun seçimlerde Erdoğan'a karşı galip gelmesi halinde, demokratikleşme fırsatı yakalayacak Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin yeninden gündeme gelebileceği, bu durumun da AB için büyük sorun teşkil edeceği savunulmuştu.