Tarımsal üretimde uygulanan yanlış politikaların gıda enflasyonunu tetiklediğinin altını çizen TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Yaşar Üzümcü, “Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalıdır. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince, sürdürülebilir şekilde ve ekonomik olarak erişilebilecek duruma getirilmesi zorunludur” diye konuştu.

Kaynak: ANKA
TMMOB’dan gıda enflasyonu uyarısı: Gıdaya erişim bir sorun olmaktan çıkarılmalıdır
Fotoğraf: AA

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Yaşar Üzümcü, yönetim kurulu üyeleri Esef Özay ve Ferda Gençay, bugün gıda enflasyonuyla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Üzümcü basın toplantısında tarımsal üretimde uygulanan yanlış politikalarının gıda enflasyonunu tetiklediğinin altını çizdi.

Gıda fiyatlarının dünya genelinde düşüş eğilimi gösterdiğini söyleyen Üzümcü, “Uzun zamandır devam eden ve giderek derinleşen ekonomik krizin boyutu, son dönemde artmış ve halkımızın büyük çoğunluğunu oluşturan dar ve sabit gelirli kesimin yaşamını iyice zorlaştırmıştır. Gıda enflasyonunun yüksek olması gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkilemektedir” dedi.

Artan fiyatlar sebebiyle temel tüketim maddelerinin lüks tüketim ürünü kategorisine girdiğine dikkat çeken Üzümcü, halkın yeterli beslenemediği için açlık riski ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Üzümcü,  “Gelir-gider dengesinin bozulması, tarımsal üretim kalitesinin ve verimliliğinin azalması, su kirliliğinin artması ve sıkça yaşadığımız büyük yangın, sel ve deprem gibi afetlerde kriz yönetiminin zayıflığı sonucu temiz ve güvenilir gıdaya ulaşmak ve dolayısı ile halkımızın sağlıklı beslendiğini söylemek zordur” diye konuştu.

Küresel Gıda Güvencesi 2022 Endeksi'nde Türkiye’nin 2012-2020 yılları arasında gıda güvencesinde en çok kan kaybeden 7’nci ülke olduğunu hatırlatan Üzümcü, Türkiye’nin gıda kalitesi kategorisinde 45’inci, doğal kaynaklar kategorisinde ise 53’üncü sırada olduğunu aktardı.

Üzümcü, tarımsal üretimde uygulanan yanlış politikaların gıda enflasyonunu tetiklediğini ifade etti. “Meralarımızın ve tarım arazilerimizin korunması, sürdürülebilir duruma getirilmesi, biyoçeşitliliğe ve yerel tohumlarımıza sahip çıkıp su yönetimi ve gübre kullanımına yönelik yeni çağdaş düzenlemeler ülkemizi ithalat sarmalından kurtaracaktır. Gıda egemenliği ilkelerine dayalı bir tarım politikası derhal hayata geçirilmelidir” dedi.

“HEDEF SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM OLMALIDIR”

“Çiftçiler, esnaf ve emekçi halk kitleleri ekonomik olarak koruma altına alınmalıdır” diyen Üzümcü,  “Tarımsal girdi fiyatlarının ucuzlatılmasıyla başlayacak reform hareketi, getirilecek muafiyet ve özendirmelerle desteklenmelidir. Bitkisel ve hayvansal üretimi artıracak politikalar uygulanmalı, toplumun dengeli beslenmesi için gereken hayvansal gıda üretimi artırılmalıdır. Tarım ve gıda alanında sürdürülebilirlik prensiplerinin oluşturulması ve uygulanması sağlanmalıdır. Tarımda üretime ciddi destekleri olan, geleneksel üretim girdilerini kullanan, biyolojik çeşitliliğin, gıda egemenliğinin ve sağlıklı beslenmenin temel unsurlarından olan aile çiftçiliği desteklenmeli, gıda güvenliğini sağlayacak biçimde, katma değerli ürün üreten sistemlere uyumları özendirilmeli, sosyal korumaya yönelik devlet politikaları geliştirilmeli ve ortaya çıkan ürünlerin tüketiciyle buluşabileceği pazarlar yaratılmalıdır. Atılan her adımda, hedef sürdürülebilir üretim olmalıdır” ifadelerini kullandı.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Yaşar Üzümcü şunları söyledi:

“Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalıdır. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince, sürdürülebilir şekilde ve ekonomik olarak erişilebilecek duruma getirilmesi zorunludur. Başta iktidar olmak üzere yetkili tüm kurum ve kuruluşları asli görevlerini yerine getirmeye ve çözümün bir parçası olmaya davet ediyoruz”

“MOLOZ DÖKÜLME ALANLARI SULAMA HAVZALARINDAN UZAK OLMALI”

Yönetim Kurulu Üyesi Esef Özay ise “Deprem bölgesinde molozların tarım arazileri, sulak alanlar ve dere yataklarına dökülmesinin gıda güvenliğini nasıl tehdit ediyor” sorusuna yanıt verdi.

Özay, “Moloz yığınları, tarımsal alanlara veya sulama havzalarına döküldüğü zaman yağmur sularıyla tekrar insanların içme suyuna karışabilecek çok tehlikeli maddeler içeriyor. Şu an bölgedeki en büyük sorunlardan birisi bu. Bölgede birçok tarımsal arazi bu şekilde kirletilmekte. Önümüzdeki yıllara dair bir sorun olarak karşımıza çıkabilecek bir durum oluşturmakta. Özellikle molozların dökülme alanları insanların hem gıda üretim alanlarından hem sulama havzalarından hem de insanlardan da uzak olmalı. Bu molozlar insanların barındığı yerlerin çok yakınlarına dökülüyor. Yetkilileri buradan tekrar uyarmak lazım. Az bir yığın değil, tonlarca, milyonlarca kamyon ürün dökülecek. Geleceğimiz için doğru yer seçmek çok önemli” ifadelerini kullandı.