Erdal Emre Türkiye’den basın heyeti olarak 17-25 Mayıs 2019 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Çin gezimiz, Çin’in güneyindeki eyaleti Fujian’dan başlamıştı. Güney’de ekonomi, turizm, kültür, eğitim yoğunluklu geçen temasların ardından başkent Pekin’e geçiyoruz. Pekin’de Çin devletinin dışişleri ve basın kurumlarının temsilcileriyle yoğun görüşme trafiği bizi bekliyordu. Ziyaretimiz dünya medyasında tüm gözlerin Çin’den gelecek açıklamalara çevrildiği günlere denk […]

Türkiye – Çin ilişkisi ‘Kuşak Yol’ sınavında

Erdal Emre

Türkiye’den basın heyeti olarak 17-25 Mayıs 2019 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Çin gezimiz, Çin’in güneyindeki eyaleti Fujian’dan başlamıştı.

Güney’de ekonomi, turizm, kültür, eğitim yoğunluklu geçen temasların ardından başkent Pekin’e geçiyoruz. Pekin’de Çin devletinin dışişleri ve basın kurumlarının temsilcileriyle yoğun görüşme trafiği bizi bekliyordu. Ziyaretimiz dünya medyasında tüm gözlerin Çin’den gelecek açıklamalara çevrildiği günlere denk geldi. Zira, ABD’nin Çin’in küresel teknoloji şirketi Huawei’yi ambargo kapsamına alması ve Google’ın Huawei mobil cihazlarına işletim sistemi ve yazılım hizmetleri sunmayı durduracağının açıklamasının yankıları tazeliğini koruyordu.

Çin’in dünya gündemiyle ilgili konularının yanı sıra elbette Çin- Türkiye ilişkileriyle ilgili de Çin tarafındaki muhataplarına birinci elden soru sorma imkânını buluyoruz. Pekin’deki ilk resmi görüşmemiz Çin Halk Dışişleri Enstitüsü Başkan Yardımcısı Liang Jianquan ile…

Çin Dışişleri Bakanlığı

Başkan Yardımcısı Liang, İmparatorluk Sarayı’nın (Yasak Şehir) bir parçası olan tarihi mekânında Türk basın heyetini son derece sıcak bir ilgiyle ile karşılıyor. Çin’de doğduğu bölge Müslümanların da yaşadığı bir bölge olduğu için Müslüman komşularıyla birlikte büyüğünü belirtiyor. Çin’de tüm inanç ve etnik yapıların barış içinde yaşadığını ifade eden Liang, “Çin’de Müslümanlara yönelik herhangi bir şey olursa devlet olarak buna izin vermeyiz. Hemen ve hızla müdahale ederiz” diyor.

Çin Halk Dışişleri Enstitüsü Başkan Yardımcısı Liang Jianquan Türkiye – Çin ilişkileriyle ilgili önemli başlıkları art arda sıralayarak iki ülke arasındaki ilişkinin fotoğrafını ana hatlarıyla çizmiş oluyor:

Yasak Şehir

• 2010 yılında Türkiye ile Çin stratejik ilişkisi kuruldu. 2019 Ağustos ayında Çin-Türkiye diplomatik ilişkisinin 48’nci yılına giriyoruz.

• 2018’de Türkiye-Çin ticaret hacmi 21 milyar dolar.

• Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısı 2018’de yüzde 60 artışla 400 bine ulaştı. Hedef 1 milyon.

• 2000’i aşkın Çinli öğrenci Türkiye’de üniversite eğitim görüyor.

Çin Halk Dışişleri Enstitüsü’nün tarihi binasını ve yemyeşil bahçesini geride bırakarak Çin Dışişleri bakanlığının yolunu tutuyoruz. Çin Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye ile ilgili sorumluluk, Batı Asya ve Kuzey Afrika Müdürlüğü’nde. Bizi Müdür yardımcısı Qian Minjian karşılıyor. Çin Türkiye ilişkileri ile ilgili bir sunum yapan Qian, ardından sorularımızı yanıtlıyor ve Çin-Türkiye stratejik ilişkisinin daha da geliştirilmesinin önemine vurgu yapıyor. Birkaç yıl öncesine kadar ABD ile Türkiye ilişkisini tarif eden ‘stratejik ortak’ kavramı şimdi Pekin’de yaptığımız resmi görüşmelerde sık sık karşımıza çıkıyor.

Gelişmekte olan ülkelerle dayanışma

Batı Asya ve Kuzey Afrika Müdür Yardımcısı’nın sunumunun ilk sırasında da ekonomi var. ABD ile Çin arasındaki Huawei krizine faklı bir bakış getirerek şöyle diyor: “Çinli firmalar o kadar gelişmiş ki ABD direk baskı uygulamaya başlamıştır.”
Çin’in, Türkiye’nin 3. en büyük ithalat ve 2. en büyük ithalat ortağı olduğuna vurgu yapıyor. Son yıllarda hem Türkiye-ABD hem de ABD- Çin ilişkilerindeki gerginliklere atıf yapan Qian, “Uluslararası alanın değişmesiyle birlikte Çin ve Türkiye’nin karşılaştığı baskı da yoğunlaşıyor” diyor ve ekliyor: “Gelişmekte olan ülkelerle dayanışmayı kuvvetlendirmeliyiz.”

Batı Asya ve Kuzey Afrika Müdürlüğü’ndeki toplantının ardından bu sefer koştura koştura Çin Dışişleri Bakanlığının kalbi sayılan merkeze doğru gidiyoruz. Çin Dışişleri Bakanlığı, her gün düzenli basın toplantısı düzenleyen dünyadaki tek bakanlık. Batılı bazı devletler tarafından ‘Kapalı ülke’ suçlamalarına maruz kalan Çin’in her gün düzenli olarak dünya medyasının karşısına çıkması ve tüm soruları yanıtlaması iddialar ile gerçekler arasında ilginç bir tezat oluşturuyor.

Basın toplantısının ardından Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang Türk basın heyetini kabul ediyor. İlk kez bu düzeyde Türk basın heyeti ile görüşme yaptıklarını ifade ederek başlıyor sözlerine.

Washıngton’ın Ankara- Pekin hattında ‘Kuşak-Yol’

Lu, açıklamalarında ABD-Çin-Türkiye ilişkilerini diplomatik üslupla analiz ediyor. Türkiye’nin bağımsız bir dış politika izlediğine vurgu yapan Lu Kang, Washington’ın Ankara- Pekin hattının özellikle “Kuşak, Yol” projesine yönelik ilişkilerini ilerletmesine karşı bir tutum alıp almayacağı konusunda bir soru üzerine de “Çin-Türkiye ilişkileri ABD ile ilgili değildir. Türkiye, bölgede çok etkili, önemli bir ülke. Özellikle son dönemde Ankara, gerek Rusya gerekse Avrupa ile de bu çerçevede bağımsız dış politika yürütmektedir” diyor. Türkiye’nin “Kuşak-Yol” protokolünü imzaladığına işaret eden Lu, Ankara ile gerilim başlıklarından biri olduğu yorumları yapılan Uygur meselesinden dolayı Türkiye’den firmalara olumlu yaklaşılmadığı yönündeki iddiaları ise reddediyor. Toplantı sırasında sözcü Lu, Türkiye ile ilgili flaş bir bilgi de veriyor. Çinli şirketlerin İstanbul’daki üçüncü köprüyü satın almak için görüşmeler yaptığını en üst düzeyde resmen doğrulayan Lu Kang, görüşmelerden olumlu sonuç beklediklerini ifade ediyor.

Suriye’de ortak mücadele vurgusu

Suriye’nin İdlib kentinde konuşlanmış binlerce Uygur kökenli cihatçının bulunduğu ve bu cihatçıların Çin için bir tehdit oluşturup oluşturmadığını sorduğumuz Sözcü Lu, “Biz de bilgi alıyoruz ki Çin karşıtı terör örgütleri orada faaliyette bulunmaktadır” diyor. Suriye’deki savaşın bir an önce sona ermesi gerektiğini ifade eden Lu Kang, uluslararası toplumun teröre karşı birleşik bir güç oluşturması gerektiğine işaret ediyor. Batılı devletlerin çifte standart uyguladığını belirten Lu, bu sefer teröre karşı ortak mücadele fırsatı kaçırılmamalıdır diyor.

***

Uluslararası alanda medya atağına hazırlanıyor

Çin gezimizin görüşme kısmındaki son durağımız Çin’in iki önemli medya kuruluşu oluyor. Pekin’de Çin Haber Ajansı Xinhua ile Çin Uluslararası Radyosu (CRI)’nu ziyaret ediyoruz. Önce Xinhua müzesindeyiz. Müzede Xinhua’nın Çin’in ulusal kurtuluş mücadelesi ve Çin devrimindeki rolünü izleme olanağı buluyoruz. Öte yandan neredeyse tek bir daktilo ile başlayan ajansın günümüzde geldiği süreci film şeridi gibi takip ediyoruz. Xinhua, 1930 yılında kurulmuş. 1937 ‘de ise Çin Devrimi’nin lideri Mao ile birlikte uzun yürüyüşe katılıyor. Ajansa sık sık haber yazdığı için Mao Zedong, Xinhua’nın baş muhabiri kabul ediliyor. Xinhua müzesinde sergilenen Mao’nun yazdığı haber metinlerini görme şansını buluyoruz. ÇKP’nin çıkardığı ilk gazete olan “Kızıl Çin” ile Çince’ye çevrilen ilk Komünist Manifesto da Xinhua müzesinde sergileniyor. Günümüzde dünyanın önde gelen uluslararası haber ajanslarından olan Xinhua’nın 110 ülkede 180 bürosu bulunuyor. 2015 yılından bu yana robot muhabir de kullanmaya başlayan ajansın toplam 20 bin çalışanı bulunuyor. Ajansın internet haberciliği servisinde ise 9 dilde yayın yapılıyor. Xinhua’nın ardından Çin’in bir başka uluslararası medya kurumu olan Çin Uluslararası Radyosu’nu ziyaret ediyoruz.

44 DİLDE YAYIN YAPIYOR

70 yıllık bir geçmişe sahip olan CRI dünyada en fazla dilde yayın yapan radyosu. Türkiye’de 2010 yılında Yön Radyo üzerinden yayına başlayan CRI’ın misyonunu radyonun başkan yardımcısı şöyle özetliyor: “Çin’in hikâyesini anlatmak ve diğer ülkelerin hikayesini anlamak.” CRI Türkçe servisinin bulunduğu kata çıktığımızda ise kendimizi Türkiye’deki herhangi bir haber merkezinde hissediyoruz. Servisin Türk ve Türkçe konuşan Çinli çalışanları bizi “uzaktan, yakın akrabaları gelmiş gibi” karşılıyorlar. 44 dilde yayın yapılan CRI binasının kafesinde Türkçe servisi çalışanları ile Türkiye gündemi üzerine lezzetli Çin çayları eşliğinde “muhabbet” çeviriyoruz bir süre. Kuşak ve Yol projesi ile her alanda atağa geçen Çin, medya alanında da yeni bir yapılanmaya gidiyor.

SEKİZ GÜNÜN ARDINDAN…

Çin merkezi hükümeti Xinhua, CRI ve CCTV’yi de kapsayan yeni medya guruplarının kurulması için kolları sıvamış. Robot teknolojisi, yapay zeka, 5 G ve 6.4 K teknolojisi ile 21. yüzyılın medyasını yaratmayı hedefleyen Çin, uluslararası yayıncılıkta da önümüzdeki yıllarda çok konuşulacağa benziyor. 8 günlük yoğun programın ardından Pekin’den ayrılıyoruz. Türkiye Çin ilişkileri hızla gelişiyor. Ancak Türkiye, Çin için stratejik öneme sahip Kuşak- Yol projesine henüz istenen düzeyde odaklanamadı. Türkiye, stratejik konumunu Kuşak Yol’un stratejik hedefleri ile birleştirebilirse iki ülke ilişkileri üçüncü ülkeleri de kapsayacak şekilde büyük bir ivme kazanır.

Bahçecilik ve Botanik Fuarı

8 günlük Çin gezimizin resmi görüşme programı dışında Çin’in tarihi ve kültürel mekânlarını da gezme fırsatı bulduk. Çin’in İmparatorluk Sarayı Yasak Şehir, Tienanmen Meydanı, Eski Pekin, Çin Seddi, 2019 Çin Botanik ve Bahçecilik Fuarı ile Çin Ulusal Müzesi’ne yaptığımız ziyaretlerde Çin’in tarihi, kültürel toplumsal yaşamının geçmişten günümüze seyrini gözlemleme şansını elde ettik.

Eski Pekin