Uyumsuzun giderek hırçınlaşan hayatı
Fotoğraf: Serkan Sert

Enes KUDU

Ankara çıkışlı alternatif rock grubu Sinağrit Baba’nın Onun Sabah Alarmı albümü dijital platformlarda yayında. Grup üyelerinden Fethi Yıldırım, Samet Karadeniz ve Ekin Özek ile konuştuk.

Albümünüz, bir uyumsuzun giderek hırçınlaşan hayatına odaklanıyor. Uyumsuz karakterinizin hayata karşı kendi yollarını yaratma çabaları şarkı sözlerine nasıl sirayet etti? Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Fethi Yıldırım: Grubun şarkı sözlerinde yer alan karakterlerin ve hikâyelerin gündelik yaşamımızda somut karşılıkları var. Bir türlü gerçekleşemeyen Tanzanya planı, evin bahçesindeki Fufu da bunlara dâhil. Söz ettiğiniz ‘uyumsuz’ özneliğin başından geçenler ve kendini yeniden yaratma evreleri de benzer gerçekliklerden ilham aldı. ‘Uyumsuz’u merkeze alarak kurgulanan bütün anlatı öyle ya da böyle yolu insandan geçen hikâyelerden oluşuyor. Âşık olursunuz, parasız kalırsınız, mevcut planlarınızdan veyahut dostlarınızdan fikren ya da manen ayrışmış hissedersiniz, eski yakınlığı kuramazsınız, yabancılaşırsınız ve yeni bir benlik inşa edersiniz. Baktığınızda uyumsuza ait olan bu dertler, herkese ait aslında. Albümün hikâyesini kurgularken, anlatacağımız derdin somut, elle tutulur, gündelik insani dertler olması gerektiğini düşündük hep. İkinci soruya istinaden şunu söyleyebilirim, kendimi hayata karşı ne şekilde tanımlarsam tanımlayayım, yolu bir şekilde uyumsuz’un hikâyesinden geçecek. Bunlar birbirinden yalıtılamaz. Diğer insanların kendilerini tanımlayış biçimleri de benzer şekilde seyredecektir, zira aynı sokaklarda yürüyoruz, benzer dertlerle sınanıyoruz.

“Yok başka bir cehennem” diyordu ya Behçet Aysan, o hesap.

Şarkıların oluşum sürecinden bahsedebilir misiniz?

Ekin Özek: Albümü oluşturan şarkıların bir kısmı Fethi’nin ilk Sinağrit yıllarında yaptığı bestelerden. Bazıları da yine senelere yayılmış vaziyette grup halindeyken yaptığımız şarkılar. Ama tabi ki en önemli husus, tüm bu şarkıların senelerce sahnede seslendirilmiş, ince ince tüm grup üyeleri tarafından işlenmiş olması. Albüm kaydına dönecek olursak, canlı kaydın doğru karar olduğunu kayıt sonunda da tasdik etmiş olduk. Çünkü hem bahsettiğin enerjinin kayda alınması noktasında başarılı olduğumuzu düşünüyorum hem de bazı şarkıların o ana kadarki en iyi icralarını kayıt altında gerçekleştirdik. Öyle ki, bazı şarkıların kaydında alınan anlık ve kolektif dönemeçlerin kayıt sonrası konserlerdeki icralarımıza da yön verdiğini söyleyebiliriz.

Kimlerle ortak çalışmalar yürüttünüz?

Samet Karadeniz: Albümün hazırlık ve kayıt sürecinde ise, öncelikle arkadaşımız Deniz Göktaş’ın desteği, bize itici bir kuvvet oldu. Akustik gitar ve ana vokalde Fethi Yıldırım; elektrik gitar, perdesiz gitar, geri vokal ve kopuzda ben; tenor saksofon ve synthesizer’da Ekin Özek; davulda Kerem Sivel; kontrabasta Barış Ofluoğlu; basgitar ve synthesizer’da da Deniz Özden vardı. Senelerdir sahnede çaldığımız bestelerin kayıtlarımızı Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin stüdyosunda Serkan Çolak ve Eren Karacan ile aldık. Miksimizi Baturalp Özcan ve Ayşe Yörükoğlu, masteringimizi ise Ahmet Gökhan Coşkun yaptı. Kayıt sürecimize dair video ve fotoğraflar da Umut Gülcan ve Büşra Bozdemir imzasını taşıyor. Sözlerin ve bestelerin çoğu Fethi’ye ait. Cihangir Kedileri’nin sözleri Yıldırım Türker’in şiirinden. Sağ olsun kullanmamıza izin verdi. Bir de tabii İrfan Alış’a ve Peyk’e sonsuz teşekkür ediyoruz. Köleler ve Kilitler isimli şarkılarını kullanmamıza izin verdiler. Herkese sonsuz teşekkür ediyoruz.

Sinağrit Baba’yı sosyal medya hesaplarından, Patreon, Instagram, Spotify ve YouTube üzerinden takip edebilirsiniz.