Vakıf üniversitelerinde görevli akademisyenler, devletteki meslektaşlarıyla eşit maaş alması gerekirken ücret gasbı sürüyor. VÜDAM üyesi Aydoğan, “YÖK’ün eşit ücret kararını uygulamayarak suç işliyorlar.” dedi.

‘Vakıf’ta hak gasbı
Daha önce VÜDAM üyesi akademisyenler eşit ücret talebiyle eylem yapmıştı. (Fotoğraf: ANKA)

Deniz GÜNGÖR

Öğrencilerden binlerce liralık ücret alan vakıf üniversiteleri, yükseköğretimdeki ücret eşitliği kararına karşın öğretim görevlilerine düşük ücret vermeye devam ediyor. Yükseköğretim Kurumları (YÖK) her ne kadar vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin devlet üniversitelerinde çalışanlarla eşit maaş almasına yönelik karar verse de bu karar çoğu üniversitede uygulanmıyor. Ayrıca emsal ücretin net veya brüt miktarından birisinin esas alınmasına yönelik verilen karar ise vakıf üniversitelerinin akademisyenlere daha düşük ücret ödenmesinin yolunu açıyor.

Devlet üniversitelerindeki akademisyenler şubat ayı itibariyle yüzde 49 oranındaki zamlı maaşlarını alırken vakıf üniversitelerinde akademisyenler dönem başında yapılan sözleşmeleri üzerinden zamsız maaş almaya devam ediyor.

SERMAYEDEN YANALAR

Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) üyesi ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası temsilcisi Emir Aydoğan, YÖK’ün vakıf üniversitelerinde verilen maaşların brüt veya net maaş olarak hesaplanabileceği üzerinden yayımladığı kararı hatırlattı. YÖK’ün yasayı yorumlama hakkına sahip olmadığına dikkat çeken Aydoğan, “Bu geçersiz bir karar. Ancak gerek buna dayanarak gerek dayanmayarak 4 yıldır çok ciddi ölçüde ücret eşitliği yasası ihlal edilmeye devam ediyor. Akademisyenler ses çıkardıkça YÖK vakıf üniversitelerden bazılarına soruşturma açtığını açıklasa da sonrasında bunların sonucuna ilişkin bir açıklaması olmadı” dedi.

YÖK’ün sermayedarlardan yana olduğunu aktaran Aydoğan, “YÖK’ün 2021 yılında yayımladığı raporda ödenen maaşlara yer verdiler ve kendisi yasaya rağmen maaşların ne kadar düşük olduğunu da bu raporla kanıtlamış oldu. Burada sorumlu kurum YÖK. Mevzuata uygun davranmayan kurumlara yönelik yaptırım yapma yetkisi de bulunuyor ancak bunları kullanmıyor. Üniversitelerin yönetimleri kanununu uygulamayarak suç işliyorlar” ifadelerini kullandı.

Ülkedeki 79 vakıf üniversitesinin akademisyenlere yönelik tutumunun merkezi bir sorundan kaynaklı olduğuna dikkat çeken Aydoğan, “Ücretten sonra ise ek dersleri çoğu üniversite kafasına göre artırıyor. Bu da ücret gaspının bir devamı. İnanılmaz bir iş yükü ve mesai baskısı da yaşanıyor. Ücretleri eşitleyen üniversite sayısı arttı ancak bununla beraber ders yükünü artırmak gibi eylemlerini faaliyete koydular” diye konuştu.

SÖZLEŞMEYİ BAHANE ETTİLER

Devlet üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin aksine vakıf üniversitelerinde şubat ayı zamlarının verilmediğine dikkat çeken Aydoğan, “Bir grup vakıf üniversitesi maaş zamlarını gerektiği gibi uygulamadığını, zamları sözleşme dönemini bahane ederek birkaç ay geciktirdiğini, temmuz ayında uygulanması gereken zammı eylül-ekim aylarına kadar beklettiğini, hatta bazılarının yılda iki yerine tek zam yaptığını gördük. Oysa 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun öngördüğü ‘eşit ücret’ hükmü doğal olarak yılın 365 günü için geçerli. Zamların eksiksiz, gecikmesiz, kayıpsız bir biçimde uygulanması gerekiyor” dedi.

Aydoğan son olarak şunları söyledi: “Devlet üniversitelerindeki en düşük akademisyen ve öğretim görevlisi maaşı yaklaşık 45 bin TL’yi bulurken güncel durumda vakıf üniversitelerinin yalnızca üçte biri maaşları bu seviyeye getirmiş gibi gözüküyor. Üniversitelerin bir bölümü 35-40 bin civarında bir maaş belirlemiş, ücretin önemli bir kısmını gasp ediyorlar. Bunun yanında 25 bin 27 bin 30 bin gibi ücretleri reva gören, Ocak ayında maaş zammı yapmayacağını ya da sonraki aylarda yapacağını söyleyen üniversiteler de var.”

YARGI KARARI DAHİ ENGELLEMİYOR

Vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenlerinin devlet üniversitesindeki meslektaşları ile aynı ücreti almamasına karşın açtıkları davalarda emsal kararlar alınmaya devam ediyor. İstanbul Arel Üniversitesi’nde görev yapan bir doktor öğretim üyesinin eksik yatırılan ücretinin faiziyle ödenmesi için açtığı davayı istinafa götüren üniversite yönetimi İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından haksız bulundu. Öğretim görevlisinin geçmiş maaşlarının ödenmesi kararını onayan mahkeme aynı zamanda temyiz yolunu da kapatılmasına karar verdi.

Öte yandan başka bir vakıf üniversitesinde görev yapan öğretim üyesinin maaşının, devlet üniversitesinde ödenen net tutara yükseltilmesi için açtığı davayı kazanmasının ardından üniversite davayı istinafa başvurdu. Yükseköğretim Kurumu’nun kararına dikkat çekilen mahkeme, öğretim görevlisinin geçmiş maaşlarının ödenmesi kararını onayan mahkeme aynı zamanda temyiz yolunu da kapatılmasına karar verdi.