Yargıtay'dan ÇEDES kararı: Okullara imam atanmasını öngören proje laikliğe aykırı bulunmadı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, MEB ile Diyanet arasında imzalanan ve tepki çeken ‘ÇEDES’ protokolü hakkında suç duyurusu dilekçesinin ‘işleme konulmamasına’ karar verdi. HKP Genel Sekreter Yardımcısı Tacettin Çolak, “Unvanlarının başında ‘Cumhuriyet’ olan savcılar bu olayda da maalesef cumhuriyetin savcısı gibi değil, siyasi iktidarın memuru gibi hareket etmiştir” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" projesi hakkında Halkın Kurtuluş Partisi'nin (HKP) suç duyurusu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işleme konulmadı.
İzmir ve Eskişehir'de uygulamaya konulan proje kapsamında ‘manevi danışman’ olarak görevlendirilen imam, vaiz ve din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere ‘değerler eğitimi’ vermesi planlanıyor.
HKP'nin suç duyurusunu işleme alan Başsavcılık il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkındaki dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkındaki dosyanın “işleme konulmaması” yönünde karar verdi.
Karara göre ÇEDES projesi laiklik ilkesine aykırı bulunmadı.
Cumhuriyet gazetesinin ulaştığı kararda şu ifadelere yer verildi:
“Çocuklara ve gençlere milli, manevi ve ahlaki değerlerin benimsetilmesinde destek olmak amacıyla resmi kurum olan milli eğitim müdürlükleri ile müftülüklerin ortak çalışma yürütmesinin başlı başına Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık teşkil etmeyeceği gerçeği dikkate alındığında; il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftülerinin bu süreçte görevlerinin gereklerini aykırı hareket ettiklerine ve ihbar edilen diğer suçları işlediklerine ilişkin iddianın soyut ve genel nitelikte bulunduğu, somut bilgi ve belgeye dayanmadığı anlaşılmıştır."
‘SİYASİ İKTİDARIN MEMURU GİBİ HAREKET ETTİLER’
HKP Genel Sekreter Yardımcısı Tacettin Çolak,ise kararı “Anayasa’nın 174’üncü maddesi ile koruma altına alınmış olan devrim kanunları da başta laiklik olmak üzere cumhuriyetin kazanımlarını korumaya yönelik düzenlemelerdir” ifadeleri ile değerlendirdi.
Çolak şunları kaydetti:
“Unvanlarının başında ‘Cumhuriyet’ olan savcılar bu olayda da maalesef cumhuriyetin savcısı gibi değil, siyasi iktidarın memuru gibi hareket etmiştir. Yaptığımız suç duyurusuna karşı verilen işleme konulmama kararının hiçbir yasal dayanağı yoktur.”
“İMAMLARIN EĞİTİM VERMESİ ANAYASAYA AYKIRIDIR”
“Müftülük kadrosundaki imamların hiçbir formasyon eğitimi olmadan böyle bir eğitim vermeleri olayca mümkün değildir. Anayasaya ve yasalara açıkça aykırıdır” diyen Çolak, “Okullarda geçmişte zorunlu olmayan din dersleri artık zorunlu hale getirilmiş ve bu ders için din bilgisi öğretmenlerinin olduğu bir ortamda ayrıca bir de imamlara gereksinim duyulmasının hiçbir masum yönü yoktur. Bu uygulama aynı zamanda, okullardaki din bilgisi öğretmenlerinin ‘manevi değer sahibi olmadıkları’, imamların, vaizlerin ve Kur’an kursu hocalarının ‘manevi değer sahibi oldukları’ gibi bir çelişkili durum yaratmaktadır. Bir anlamda din bilgisi öğretmenlerini yok sayma, aşağılama ve hakaret içermektedir. Diğer yandan bu protokollerin, okulda başka dine mensup öğrencilere karşı da (sayısından bağımsız olarak) ciddi bir manevi baskı oluşturacağı çok açıktır” ifadelerini kullandı.