Yargıtay, meskeni boşalttıktan sonra anahtarı mal sahibine vermeyen kiracının, kira bedelinden yükümlü olduğuna hükmeden bir karara imza attı.  Kiracının tahliye ettiği anahtarı mülk sahibine teslim ettiğinin muhakkak belgelendirmesi gerektiğine dikkat çeken Yargıtay, anahtarı vermeyen kiracının daireyi boşaltsa da kira bedelinden yükümlü olduğuna karar verdi.

Kaynak: İHA
Yargıtay’dan kiracıları ilgilendiren ‘anahtar’ kararı

Özellikle büyükşehirlerdeki fahiş kiralar tartışılmaya devam ederken Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, milyonlarca kiracıyı ilgilendiren bir karar verdi.

Uzun yıllar kullandığı meskeni tahliye eden M.K., anahtarı mülk sahibine teslim ettiğini belgelendiremeyince mağdur oldu. Mahkemenin kapısını çalan mağdur kiracı, konutu boşaltmış olmasına rağmen 11 aylık kira bedelinin tahsilini isteyen ev sahibinin hakkında başlattığı icra takibiyle karşı karşıya kaldı.

Kiracı takibe itiraz edince harekete geçen ev sahibi ise borçlu aleyhine ödenmeyen kira bedelleri için tahliye talepli takip başlattıklarını, borçlunun itirazının haksız olduğunu, kira bedellerinin ödenmediğini öne sürdü.

Mağdur kiracı da kira sözleşmesine uygun bir bildirim ile tahliye edildiğini, işyerinin kullanıldığı döneme ait kira borcunun bulunmadığını, kira bedellerinin zamanında ve eksiksiz ödendiğini dile getirdi.

Fesih ve tahliyeden sonraki 11 ay için kira borcunun bulunmadığını, davacı ev sahibinin talebinin reddi gerektiğini savunan kiracı, alacaklının takip konusu meblağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesini istedi.

“KİRA İLİŞKİSİNİN HUKUKEN SONA ERDİRİLDİĞİNİ KANITLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ KİRACIYA AİT”

Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı mağdur kiracı temyiz edince devreye giren Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozdu. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme ilk kararında direndi. Davalı kiracı bu kararı da temyiz edince devreye bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

Kurul, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda, yasadaki “Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi hâlinde kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Kiracı bu iddiasını İİK’nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle kanıtlamak zorundadır. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır" hükmü hatırlatıldı.

Kararda şu ifadelere yer verildi:

“O halde anahtarın teslim edildiği borçlu tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu‘nun 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanamadığından alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Kiralananın tahliye edildiğinin ve anahtarın da kiralayana teslim edildiğinin borçlu tarafından İİK’nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanması zorunludur. Anahtarın teslim edildiği borçlu tarafından İİK’nın 269/c maddesinin 1. fıkrasında yazılı belgelerle ispatlanamadığından alacaklı tarafından bildirilen tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Hâl böyle olunca direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.”