Uyuz vakaları çoğalıyor. Kalabalık ortamlar, bir arada yaşam, tedavide aksaklık gibi faktörlerin hastalığın yayılımını artırdığını belirten hekimler “Vaka artışları, sosyoekonomik şartlardan bağımsız değil" dedi.

Yaşam koşulları uyuzu tetikledi
Fotoğraf: Freepik

Sibel BAHÇETEPE

Yurtlar, okullar, şantiyeler, kalabalık evler. Hekimler "Yıllardır uyuz hastalığını görüyorduk ama giderek kalabalık ve birlikte yaşam zorunluluğu, tedavideki aksaklıklar hastalığı daha da tetikledi. Vaka artışları, dönemin sosyoekonomik şartlarından bağımsız değerlendirmemek gerek" diye konuştu.

Ülkede dermatoloji kliniklerine giden her 100 kişiden yaklaşık 30’una uyuz teşhisi konuluyor. Hastalık tedavi edilmediğinde aylarca sürüyor. Uyuz, hasta biriyle temas ile bulaşıyor. Gözle görülemeyen ancak mikroskopla seçilebilen uyuz böcekleri insan derisini istila ederek hastalığa yol açıyor.

KOŞULLAR DEĞİŞMELİ

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, sosyoekonomik düzey ile uyuz hastalığının ilişkisinin olduğunu belirterek "Scabies yani uyuz, bir enfeksiyon hastalığıdır. İnsanlar temizlenmek için yeterli suya ulaşamadıkları anda hastalık yayılmaya başlar" dedi. Uyuzun tek başına bir birey hastalığı olmadığını anlatan Ertuğrul, özetle şunları söyledi: "Uyuz bir eve girdiği zaman tedaviyi sadece hastalığını beyan eden hastaya değil, yakınmaları olmasa da evdeki diğer bireylere de uygularız. Evin çarşaf, yastık, yorgan kılıfı, iç çamaşırları gibi tüm eşyalarının yıkanmasını ve ütülenmesini söyleriz. Tek başına bireye tedavi vermek yetmez. Bir evde çoluk, çocuk, torun 10 kişinin bir arada yaşadığını düşünün. Bu evde hastalığın bulaşması da kolaydır. Temiz suya ulaşamamak, yıkanamamak, sosyal olarak birbiriyle aynı ortamda bulunmak, sarılmak hastalığın yayılmasına yol açar. Hastalık alt gelir grubunda daha sık görülüyor. Emekçiler, hem ekonomik olarak zorluk çekiyor hem de kalabalık ve bir arada yaşamak durumunda kalıyor, bu da hastalığı yayıyor. Uyuzdan korunmada tek önemli olan temiz su ve hijyen. Ayrıca krem, losyon ve hap tedavisi var. Ancak tedavi tek başına tıbbi tedavi olarak algılanırsa yine olmaz. Evdeki koşullar da değiştirilmeli. Vakalar daha da artacak. Sağlık Bakanı ‘sağlıkta çağ atladığımızı’ iddia ediyor. Kızamık diyoruz ‘yok kızamık’ diyor. ‘Uyuz yayılıyor’ diyoruz ‘biz hallettik’ deniyor. Bu yaklaşımla Türkiye’deki sağlık sorununu çözmek çok olanaklı değil."

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul
Enfeksiyon Hastalıkları ve
Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

UYGULAMA ZORLUĞU

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimleri Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı ise hastalıkta krem ve losyonların etkili olduğunu ancak uygulama zorluğunun bulunduğunu belirterek "Bu ilaçları enseden başlayarak tüm vücuda uygulamalı ve 3 gün sonra tekrar etmelisiniz. O süre içinde yıkanmayacaksınız, yıkanırsanız tekrar kremi sürmeniz gerekecek. Kükürt bazlı kremler olduğu için biraz da ağır koktuğundan toplu olarak uygulamak zor oluyor. Parazitin doğası gereği yumurtaları vücutta kaldığı için 7-10 gün sonra yumurtalar açılıyor ve tekrar enfeksiyon döngüsü başlıyor. Onun için de 10 gün sonra yeniden yapmak gerekiyor" dedi. Hastalığın bulaşıcılığına dikkat çeken Kırımlı, şunları söyledi:

"Vaka artışları, dönemin sosyoekonomik şartlarından bağımsız değil. Ekonomik krizin etkisiyle daha küçük evlere taşınmak ve daha fazla sayıda insanla yaşamak zorunda kaldık. Hem kalabalık ve bir arada yaşamak, sosyoekonomik düzeydeki zorluklar, yaşadığımız hayatın kremi uygulamaya izin vermemesi gibi sebeplerle yoğun olarak uyuz ile uğraşıyoruz."

Dr. Emrah KIRIMLI
TTB Aile Hekimleri Kolu Başkanı

GECE KAŞINTILARINA DİKKAT

Kırımlı, uyuz belirtilerini şöyle sıraladı: "Tipik belirtileri ciltte yara izleri, diz ile boyun arasında bölgesel kaşıntı. Kasık ve göğüs gibi sıcak bölgelerdeki kaşıntılara da dikkat edilmeli. Özellikle geceleri artan kaşıntı varsa ve uzun sürüyorsa o zaman uyuz aklına gelmeli ve hekime başvurmalı."

HASTALIĞI ARTIRAN FAKTÖRLER

• Tedavide yaşanan zorluklar

• İlaçlara erişememe

• Kalabalık ortamda ve bir arada yaşam

• Hijyen problemleri