Bugün yerin metrelerce altında yaşam mücadelesi veren madencilerin günü. Madenciler ise bugünü işçi katliamlarının gölgesinde yas ve acıyla karşılıyor. AKP’li yıllarda 2 bine yakın madenci yaşamını yitirdi.

Yukarıda açlık, aşağıda ölüm var
Fotoğraf: Depo Photos

Oğulcan AYDIN

4 Aralık Dünya Madenciler Günü, dünyada madenciler için bir kutlama niteliği taşırken Türkiye’de ise bir yas ve anma günü haline geldi. Özellikle son 20 yıllık süreçte çok sayıda ölümlü kazanın yaşandığı, işçilerin hak ihlallerine maruz bırakıldığı, “bu işin fıtratında var” denilerek iş cinayetleri normalleştirildiği dikkat çekiyor.  AKP’nin sermaye yanlısı tutumları, suçlu maden ocağı yetkili firma sahiplerinin caydırıcı cezalar ile karşılaşmamasını sağlıyor. Yasal düzenlemelerin yetersizliği facialara yol açtı. Bu durum maden ocaklarında denetimsizliği ve liyakatsizliği besliyor, kazalar kaçınılmaz hale geliyor.

Artan özelleştirmeden nasibini alan maden ocaklarındaki kar odaklı yaklaşımlar, iş güvenliğine yönelik zafiyetleri ortaya koyuyor. AKP iktidarı süresince 2 bine yakın maden işçisi hayatını kaybetti. Son olarak Siirt’in Cengiz Holding’e bağlı maden ocağında 3 kişi hayatını kaybetti.

BirGün’e konuşan Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, madencilik alanında yaşanan kazalardan ötürü Dünya Madencilik Günü’nü son 10 yılda yalnızca beş kez kutlayabildiklerini, bu sene de kutlama yapılmayacağını ifade etti.

KÂR HIRSI ÖLDÜRÜYOR

Madencilik faaliyetlerinin bilim ve teknikten yoksun olarak yapılarak kar hırsı ile işçilerin adeta ölüm ile burun buruna kaldığını bildiren Yüksel şunları aktardı: "Uzun yıllardır işçiler, iş güvenliği sorunları ile karşı karşıya. En önemli husus bilim ve tekniğin işletmelerde kural olarak koyulmaması. Ülkenin çalışma yaşamında sendikal anlamda bir örgütsüz olma durumu var. Suçlu ocak madeni sahipleri, hapis yatmıyorlar bile. TCK’nın 85. Maddesine göre iş kazaları ‘taksirli suç’ sayılıyor. Bilinçli taksir sadece Soma’da çıktı. Bu sebeple 5 yılın altında ceza alıyor ocak sahipleri, onu da para cezası ya da çok kısa süreli yatıp çıkıyorlar. Bu durum bir ihmaller zinciri yaratıyor. Sadece madencilikte değil, tüm çalışma yaşamında emek-sermaye ilişkisi adil bir zemine oturtulmalı.”

Devrimci Madenciler Sendikası Genel Başkanı Tayfun Görgün, “Türkiye’de şu an yapılan madencilik sürdürülebilir bir model değil. Dünyada özelleştirme yapılsa bile denetim ve planlama var. Demokratik sendikalaşma adeta yasaklandığı için, işveren o işçileri çalıştırmak istemiyor. Devlet de ‘sarı sendika’yı madene sokuyor. Kar odaklı bakılıyor özel maden ocaklarında. Kamunun tekrar bu konuya yönelmesi lazım. Sendikal örgütlenme başarılmalı. Bizim gibi demokratik sendikalar maalesef yeteri kadar desteğe sahip değil. Kimsenin ölmeden, sakatlanmadan alın teri ile madencilik yapması için mücadele etmeliyiz.”

∗∗∗

AKP’Lİ YILLARDA YAŞANAN ÖNEMLİ KAZALAR

∗∗∗

TÜRKİYE’NİN KARNESİ ZAYIF

Türkiye madencilik karnesi en zayıf ülkelerden. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2022 verilerine göre Türkiye’de istihdam edilen her yüz bin kişiden 52.30’u hayatını kaybetti. 35 ülke arasında Türkiye yüz bin istihdamda iş kazası sonucu ölen işçi sayısı “Madencilik ve Taş Ocakçılığı” başlığında üçüncü sırada yer aldı. 1941 yılından günümüze 3 binden fazla işçi maden kazalarında hayatını kaybetti. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) araştırmasına göre Türkiye'de maden ve taş ocakçılığı iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör. Türkiye, maden kazaları sonucu yaşanan ölümlerde ise dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Çin'de 2008 yılında 100 milyon ton başına düşen ölüm sayısı 127 olurken, Türkiye'de bu sayı 722.

∗∗∗

TTK YÜZDE 100 KUSURLU

Bartın'ın Amasra ilçesinde, 14 Ekim 2022'de Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’nde yaşanan maden faciasında 43 madenci hayatını kaybetti, 10 işçi de yaralandı. Konuya ilişkin açılan davanın bilirkişi raporunda maden ocağının facianın göz göre göre geldiği ortaya çıktı. Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemlerinin yanı sıra yatırım ve iyileştirme projelerine gerekli yatırım yapılmadığı belgelere yansıdı. TTK yüzde 100 kusurlu bulundu. Dava kapsamında ifade veren işçiler, iş güvenliği ve işçi sağlığının hiçe sayıldığını ayrıntılarıyla anlattı.