Kamu hastanelerinde randevu bulmak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bazı bölümlerde randevular, haftalar hatta aylar sonrasına bulunabiliyor. Yurttaş “Parası olan özele gidiyor, olmayan ne yapacak?” diye soruyor.

Yurttaş özele mahkûm edildi
Kamu hastanelerindeki uzun kuyruklar her geçen gün artıyor. (Fotoğraf: DHA)

Haber Merkezi

AKP iktidarının övünç kaynağı sağlık sistemi, hastanın kamu hastanelerinde tedaviye erişimini giderek zorlaştırdı. Parası olan özel hastanelere giderek tedavi olurken bazı hastalar ya borçla ya da kredi kartıyla sağlık hizmetinden yararlanabiliyor. Bu durum sağlık çalışanlarını da bezdiriyor. Sağlıkçılar, ağırlaşan iş yükü karşısında ya özel hastanelere geçiyor ya yurtdışına gidiyor ya da emekliliğe ayrılıyor. "Özel hastanelere mahkûm edildik" diyen yurttaşlar, "Kamu hastanelerinde uzayan kuyruklar, artık telefon ya da internet başında randevu almak için uzayan kuyruklara dönüştü. Paran yoksa tedavi olamıyorsun, her geçen gün de durum daha kötüye gidiyor" dedi.

SİSTEM İŞLEMİYOR

Kamu hastanelerinde bazı branşlarda randevu bulmak oldukça zor. Örneğin İstanbul’da cildiye randevusu için Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ne (MHRS) girdiğimizde İstanbul’da sadece iki hastanede randevu oluşturabiliyoruz. İki randevunun da yalnızca Anadolu yakasında olması dikkat çekiyor. Biri Anadolu yakasının oldukça uzak noktasındaki Şile Devlet Hastanesi, diğeri de Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Avrupa yakasında oturan yurttaşların da bu hastanelere gelmesi gerekiyor. Bazı bölümlerde ise en erken randevu süresi 3 haftayı bulabiliyor. Mağdur olan yurttaşlar, internet siteleri ve sosyal medya üzerinden randevu alamadıklarını ya da randevuların çok geç tarihlere verildiğini gerekçe göstererek tepki gösteriyor. Özellikle ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumları olan eğitim araştırma, tıp fakültesi ve devlet hastanelerinin giderek daha da yoğunlaşması sağlık sistemini de kitliyor. MHRS’nin yarattığı bu mağduriyet artık kriz noktasına ulaştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da geçen günlerde "Aile hekimleri, vatandaşlarımızı doğru branşlara yönlendirebilir. Bununla ilgili bir çalışmamız var" diyerek sevke dayalı yeni bir sisteme geçileceğinin sinyalini verdi ve aslında bir anlamda krizi de teyit etti.

Konuyu değerlendiren TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, sevk sisteminin yeniden getirilmesi gerektiğini belirtti. Bulut, “Meslek örgütlerinin ve sendikaların konuya ilişkin talepleri var. MHRS randevu sistemi işlemiyor. Bu işin çözülmesi gerek. Altyapısını nasıl yapacaklar bilmiyoruz" dedi. Kamu hastanelerinden randevu alamayan hastaların özel hastanelere yönlenmek durumunda kaldığını anlatan Bulut, şöyle devam etti: "Sevk sistemi TTB’nin yıllardır istediği bir sistemdir. Bu sistemi getirseler dahi bunu oturtmaları zaman alacak. Önce bir pilot bölge bulup diğer illere yaymalılar. Bakanlık bu işte ne kadar irade koyacak bunları izlemek gerekiyor. Sağlık Bakanlığı bizimle görüşürse, biz onlara kurullarımız ve çalışma gruplarımızla bir rapor sunabiliriz. TTB’den görüş alınmadığı takdirde sevk sistemi başarılı olamaz. Mevcut randevu sisteminin işlememe sebebi; Sağlıkta Dönüşüm Programı ve 1980 sonrası özel sektör kayırmacılığı ile ilişkili. Kamu hastanelerinden randevu alamayan yurttaşlarımız, özel hastanelere gitmek durumunda kalıyor.”

PERFORMANS KALDIRILMALI

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan ise sevk sisteminin getirilmesi gerektiğini, ancak performans sisteminin kaldırılması ve sağlıkçıya güvenceli maaş verilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Biz basamak sisteminden yanayız elbette. Kamu hastanelerinde ağır bir yığılma var. Birçok branşta örneğin, kulak burun boğaz için hastaneye gidilmesine gerek olmayabilir. Bu sistemle bu önlenebilir, fakat doktorların performans puanları düşecek. Dolayısıyla iki aşamalı olarak, basamak sistemi getirilip yığılma azaltılmalı, ikincisi de performans sistemi kaldırılmalı ve güvenceli maaş verilmeli ki sistemin işleyişi sağlıklı olsun. Planın ayrıntılarını bilmiyoruz ancak özel hastanelere teşvik olduğu açık. MHRS’nin bizzat kendisi, bunu sağlıyor."