Zonguldak'ta fırtına nedeniyle batan ve 10 mürettebatına halen ulaşılamayan Kafkametler adlı gemi hakkında yeni bir detay çıktı. Geminin nehir için tasarlandığı, okyanus ve denizde kullanılmasının büyük risk taşıdığı belirlendi.

Zonguldak'ta fırtınada batan gemi nehir için tasarlanmış
Batan geminin personelini arama kurtarma faaliyetleri sürüyor.

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde etkili olan yağı ve kuvvetli fırtına sonrası iki bölünerek batan Kafkametler isimli geminin 11 mürettebatı için başlayan arama çalışmaları devam ederken gemiyle ilgili yeni bir detay ortaya çıktı.

Sabah gazetesinin haberine göre, gemi ihmaller yüzünden ikiye bölündü. 88 metre uzunluğu ve 12 metre genişliği olan Kafkametler gemisinin nehir için tasarlandığı, okyanus ve denizde kullanılmasının büyük risk taşıdığı, fırtınalı denizde bu nedenle ikiye ayrıldığı ortaya çıktı. 1992 yapımı olan geminin 31 yaşında olduğu, metal yorgunluğu bulunduğu ve 30 yaş üzeri gemilerin denize açılmadan önce saç değişimi yapılarak ağır bir bakımdan geçirilmesi gerektiği öğrenildi.

'NEHİR TİPİ BİR GEMİ'

İzmir Uzakyol Kaptan ve Baş Mühendisleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Aykurt, "Karaya oturan gemi batmaz. Kafkametler gemisi nehir tipi bir gemi. Nehir tipi gemiler ince ve uzundur. Batan gemi 88 metre uzunluğunda, 12 metre genişliğinde. 1992 yapımı, 31 yaşında bir gemi. Saç kalınlıkları daha az olur. Nehirde çalışmak için yapılmıştır. Okyanus gemileriyle kıyaslanamaz. Onun için bu gemiler hem firmalar hem liman de liman yöneticileri tarafından sıkı şekilde denetlenmelidir. Fırtınalı havalarda açılmadan önce denize elverişlilik belgesi düzenlenmelidir" diye konuştu.

'YETERLİ SAYIDA MENDİREKLER YAPILMALI'

Gemilerin ağır hava şartlarında barınabilmesi için yeterli sayıda mendirek yapılması gerektiğini vurgulayan Aykurt, "Emniyetli bölgeler belirlenmeli. Ağır hava şartlarında, riskli olarak görülen gemilere, liman otoriteleri tarafından port clearance yani denize elverişlilik belgeleri düzenlenmelidir. Özellikle koster ve nehir tipi gemiler sıkı bir şekilde, teknik ve operasyonel anlamda, hem şirket hem liman devleti tarafından takip edilmelidir" dedi.

'AĞIR HAVA ŞARTLARINDA SÜRÜKLENEBİLİR'

Yiğit Aykurt, "Gemiler ağır hava şartlarında, demir taraması ile karşılaşabilirler. Demir taraması derken, gemi demir atıyor. Çapa ve demir zinciri deniz yüzeyine serilerek, gemiyi su üstünde sabit şekilde tutacak güç yaratılıyor. Ancak ağır hava şartlarında, çapa ve zincir, akıntı ve dalgalar yüzünden hareket ederek, geminin su üzerinde sürüklenmesine yol açabilir. Ağır hava şartları kontrolsüz şekilde sürüklenmeye neden olabilir. Dolayısıyla, ağır hava şartlarında, gemilerin belli bir müddet daha korunaklı limanlarda veya emniyetli bölgelerde kalması sağlanmalıdır" dedi.

'O ŞARTLARDA FİLİKALARI İNDİRMEK VE MÜRETTABATI KURTARMAK ZOR'

Kazaların birkaç dakika içerisinde meydana geldiğini anlatan Aykurt, "Gemi kazaları dakikalar içinde meydana geliyor. Çok kısa zaman içinde oluşur. Dolasıyla bu kadar kısa sürede filikayı indiremezsin. Kaptanın ilk hareketi gemiyi kurtarmak olur. Gemiyi kurtarmaya yönelik hareketler yaparsın. Karaya oturduktan sonra ya da gemi yarıldıktan sonra filikayı indirmek imkansız gibi bir şey. Batan gemideki filika eski tip filikadır. O gemi yattıktan sonra vinç ile indirilen filikalardır. Çarptıktan sonra vinci çalıştıramazsın. Böyle olaylar çok kısa zaman diliminde olur. 3-5 dakikada olur" dedi.