Akıl gücü yendi tılsım sona erdi

Jailson - Serdar’dan oluşan stoper hattına müdahale etmek istemeyen ve sakat Gustavo’nun yerine Tolgay Arslan’ı görevlendiren Ersun Yanal, tek kanatta merkez karakterli oyuncu kullanma alışkanlığını Galatasaray karşısında da sürdürdü. Sarı-lacivertliler Tolga Ciğerci’nin solda olduğu bir 4-2-3-1 ile sahadaydı.

Daha beş dakika bitmeden çanlar ev sahibi için iki kez çaldı. Kalesine gelen ilk şutları yeme yüzdesi eleştirilen genç Altay, Fenerbahçe’nin maçlara fazla önde başlamasının sonucu olarak çok fazla karşı karşıya pozisyona maruz kalmıştı. Galatasaray daha birinci dakikada Serdar’ın arkasına Onyekuru’yu kaçırdı ve Altay gene çaprazdan bire bir şut çıkarmak zorunda kaldı. Aynı pozisyon 3 dakika sonra Isla’nın kanadınan yaşandı; Nijeryalı golcü bu kez çerçeveyi bulamadı. Yanal’ın agresif oyun planı ile kalede görülen ilk tehlikelerin büyüklüğü arasında bir bağlantı olduğu muhakkak.

İşler hiç iyi gitmezken merkezden Kruse’nin pasıyla Muriqi’nin kazandığı penaltı beklenmedik bir şekilde ev sahibini öne geçirdi. Kosovalı golcü, bu pozisyon dışında oldukça silik bir devre oynadı. Yedeği olmayan çift yönlü orta saha oyuncularından yoksun iki takımdan Fenerbahçe’nin, bu zaafı 1-0’ı yakaladıktan sonra daha az hisstemesi gerekiyordu. Ancak ne topu tutarak dinlenmeye müsait bir oyun planı ve ne de Ozan-Tolgay ikilisinden dilediği savunma katkısını alabilen Fenerbahçe konuk ekibe pozisyon vermeyi sürdürdü. Bu süreç 40. dakikada çok kötü savunulan bir kornerde Donk’un vurduğu kafayla beraberliğin gelmesini sağladı. Tolga-Kruse-Hasan Ali üçgeninin savunmadaki anlaşmazlıkları da ilk yarıda dikkat çekti.

Bu sezon Fenerbahçe ilk kez bir iç saha maçının 45 dakikası tamamlandığında beşten az şut attıı. Penaltıyı çıkardığımızda Opta’ya göre yalnızca 0.08’lik gol beklentisi üreten takım, maçın ikinci kısmna, Tolgay’ınkiler hariç kritik ikili mücadeleleri kazanarak başladı ve oyunu Galatasaray 18’ine yıktı. Ersun Yanal ilk müdahalesinde, haklı olarak Tolgay yerine Deniz’i sahaya sürdü; Dirar sola, Deniz sağa geçti; Tolga merkezde Ozan’ı desteklemeye başladı. Bu hamle sonrası merkezde belirgin bir Fenerbahçe üstünlüğü oluştu ki; Seri ile Falcao’nun Galatasaray’a böyle bir fatura çıkaracağı tahmin ediliyordu.

Oyunda üstünlüğü eline almış gözükmesine rağmen şut pozisyonu üretemeyen Fenerbahçe tempoyu Isla-Deniz üzerinden artırdıkça Onyekuru’nun savunulması güç konraları için uygun ortam oluştu. 78’de bu şekilde gelişen Galatasaray hızlı hücumunda, Jailson’un bir kez daha penaltı yaparak bu sistemin işlemeyen dişlisi olduğunu kanıtlamasıyla topun başına geçen Falcao konuk ekibi bir kez daha öne geçirdi. Uzatmalarda yine Altay ile karşı karşıya kalan Onyekuru, Jailson bu kez faul dahi yapamayınca skoru tayin etti.

Ersun Yanal, takımının güce ve tempoya dayalı oyununun üç puana yetmediği maçlardan sonraki demeçlerinde dahi şampiyon olacaklarını söylerdi. Yaratıcı hücumların yokluğunda hocanın bu oyuna duyduğu aşırı güven, Kadıköy’de 20 sezonluk seriyi noktalayan Galatasaray mağlubiyetini doğurduğu gibi, şampiyonluk söylemine de zemin bırakmadı.