Başbakan’ın kesişmeyen kümeleri başlık Başbakan bunu seviyor. Gruplandırıyor, sınıflandırıyor bölüyor...

Başbakan bunu seviyor.

Gruplandırıyor,

sınıflandırıyor

bölüyor...

Tıpkı öğrenmeye yeni başlayan çocukların öğrenmesini kolaylaştırmak için uygulanan yöntemler gibi,

ayırıyor,

kümelendiriyor,

adlandırıyor.

•••

Açık bir yana, kapalı diğer yana.

Kapalı ‘inançlı’, açık ‘daha az’...

İçkili bir yana, içkisiz diğer yana.

İçkisiz ‘inançlı’, içkili ‘daha az’...

Şeker bir yana, Ramazan diğer yana.

Ramazan Bayramınız mübarek olsun

‘inançlı’

Şeker Bayramınız kutlu olsun,

‘daha az’...

Başbakan bunu yapmayı seviyor.

Dinsel konularda başlıktan oklar çıkartmayı,

çıkardığı okların altına tanımlamalar yapmayı,

yaptığı tanımlamaları bizlerle paylaşmayı,

seviyor.

•••

Hele bir de durumlar falsoluysa,

ülke tam gaz krize sürüklenirken,

Deniz Feneri’nin ışığı, olanca gücüyle yolsuzlukların üzerinde ışıldarken,

ve davayla ilgili “Bana ne” diye gürleyen bir Adalet Bakanı varken,

Kılıçdaroğlu, sosyalistlerin dışladığı, liberallerin göz kırptığı CHP’de ‘özlenen’ muhalefeti gerçekleştirip, önce Şaban Dişli’ye sonra ikinci adam Dengir Mir Mehmet Fırat’a ‘belgelerin gücü adına’ kılıç sallarken,

yüzler yavaş yavaş yeşil sermayenin yeşiline boyanırken,

“Bakıyorsunuz, bayram adını değiştirdi. Ne oldu bayramın adı ? Tatil. Olmaz. Bu bayram tatil değil, tatil başka bir şey. Adını bir başka türlü de değiştirmişler şimdi; Şeker Bayramı. Bu dört dörtlük bir Ramazan Bayramı, ne Şeker Bayramı... İlginç şeyler oluyor bu erozyondur aslında. Yani buna bir kültürel erozyon denir. Bunlara fırsat veremeyiz, vermemeliyiz.”

diyerek dümen kırdı Başbakan,

Şeker diyenleri bir yana, Ramazan diyenleri diğer yana pasladı.

Ağza atılan şekerler ellerde kaldı,

kafalar karıştı, soru işaretleri havada uçuştu.

Din alimleri tartıştı,

yazarlar anılarından örnekler verdi.

Denilen o ki, bu tartışma yeni değil, ama Başbakan sinirli işte ne yapacaksın?

Kendisiyle birlikte herkesin ‘şu can sıkıcı yolsuzluklar paketinden’

bayram tatili paketine geçip olanları unutmasını istemiş belli ki.

Gerçi tatil denmesine de kızıyor ama bayramı 9 güne çıkaran da kendi kabinesi…

Bu arada başka ayrımları da hatırlatmak isterim sayın Başbakan’a, inançlı ve inançsızdan farklı olarak…

aç-tok

fakir-zengin

ölen bebek-ölmeyen bebek

öğretmenli okul-öğretmeniz okul

soğuk ev-sıcak ev

dolandıran-dolandırmayan

işsiz-işli

SSGSS-vicdan!

•••

Bu arada yerel seçimlere aylar kala dedikodular da kulaktan kulağa duyulmaya başladı. Son bomba Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan geldi. İzmir’i ‘almaya’ pek niyetli AKP’nin sesi oldu ve hedefi açıkladı:

“İzmir"i artık teslim almamız lazım. İzmir"i istenilen konuma getirmek için AK Parti"nin teslim alması lazım.”

Benim naçizane tavsiyem,

AKP’nin seçim propagandası için

İzmir’in Efelerine teslimiyet anlayışıyla gidip de

asfalyaları attırmamalarıdır.

Zira, İzmir’in kendisiyle övündüğü önemli şeylerden biri,

tarih içindeki teslimiyetsizlikleridir.