Cumhuriyeti savunmak, sanatçıdan zanaatkara, esnaftan işçiye, memurdan amire; hepimiz adına, insanlık onuruna yaraşır bir yönetimle yaşamanın ilk ve değişmez koşuludur.

Cumhuriyet’i daha iyi anlatmak zorundayız

ALTAN ERKEKLİ

Cumhuriyeti biz kurduk; onu yaşatacak ve yüceltecek olan sizlersiniz” sözüyle, halka belki de en değerli yaşam biçimini emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki yegane bütünlüğü öğütlediği yıllardan, 2023 yılına geldik. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, bugün milyonlarca insanın tahmin gücünü aşan zalimliğiyle Ortadoğu’ya ölüm yağdıran emperyalizme bundan 100 yıl önce verdiği “savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır” cevabında vurguladığı mukavemet hakkının küresel bağlamı bugün bir kez daha anlam kazanırken, Cumhuriyetimiz de 100. Yaşına basıyor. 

***

Laik ve demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti için kurtuluş mücadelesinin verildiği geçmiş yıllarda, yurdun Anadolu topraklarını parsel parsel işgal etmeyi hedeflemiş emperyal güçlerin, dünya üzerindeki bugünkü etkisine baktığımızda, aynı hırsa ve acımasızlığa sahip olduklarını görüyoruz... Tüm insanlığın gözleri önünde yeryüzü coğrafyasından kan sızdıran emperyalizmin karşısında milli egemenliğe ve bağımsızlığa sahip çıkma sorumluluğunun günümüz şartlarında derinleşen bir anlamı olmalı ve bu anlam tüm dünyaya örnek teşkil etmeli.  

*** 

Cumhuriyetim zaruriyetini ifade etmek her zaman zordu; nitekim son yıllarda güçlendirilerek demokrasiyi tehdit eden onlarca unsura eklemlenen sansür yasası ve çeşitli yasaklamaların eliyle dört bir yandan sıkıştırılan ifade özgürlüğüne, sanatsal faaliyetlerde yer açmak daha da zorlaştı. Değerleri ifade etmenin en etkili yollarını barındıran sanat eserlerinin kitlelere ulaşmasının ve dönüşüm sağlamasının engellendiği bu yüzyılda, Mustafa Kemal Atatürk’ün sanatı ve sanatçıyı yasaklayan zihniyete karşı hayatı boyunca verdiği kurtuluş mücadelesi ve neticesinde cumhuriyeti ilan etmesi, ben ve tüm meslektaşlarım tarafından bir ders olarak algılanmalıdır, çünkü böylece sanatın ve diğer kuvvetli anlatım yöntemlerinin etrafında toplanabilir ve demokratik bir gerçeklik için değerlerimize daha sıkı kenetlenebiliriz. Zira cumhuriyeti savunmak, sanatçıdan zanaatkara, esnaftan işçiye, memurdan amire; hepimiz adına, insanlık onuruna yaraşır bir yönetimle yaşamanın ilk ve değişmez koşuludur. 

***

Tüm uluslar için ölümcül tehlikeler barındıran sömürgeciliğin karşısına çıkarabilecek en güçlü kozlardan olan cumhuriyetin ve müdafaa ettiği değerlerin vazgeçilmezliğini şarkılara, sinemaya, tiyatroya ve sanatın uçsuz bucaksız diğer tüm alanlarına yayarak dünyayı dünyaya, insanı insana anlatabildiğimiz yarınlar için cumhuriyetimizi nice yüz yıllara taşımayı ilke edinmek, hepimizin görevidir.