Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “başta çocuk ve gençler olmak üzere toplumun birçok kesimine yönelik dini konularda aydınlatma ve rehberlik yapmaya, din hizmetleri ve eğitimi ile ilgili işlerini yürütmeye devam edecek” dediği Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2024 bütçesi, önceki yıla göre yüzde 151 artırılarak 91,8 milyar lira olarak belirlendi. Geçen yıl ayağını yorganına göre uzatmayan Diyanet için temmuz ayında ek bütçe çıkarılmıştı. İçişleri dahil olmak üzere harcamalarıyla beş bakanlığı geride bırakan Diyanet’in 2024 yılı performansının ilgiyle takip edileceğinden şüphe yok. 

*** 

2024 yılı bütçe görüşmelerinin sürdüğü bir diğer ülke KKTC. 359 milyon 435 bin liralık yüklü ödeneğiyle Din İşleri Dairesi Başkanlığı öne çıkıyor. Başkanı Ahmet Ünsal tartışmalı bir isim. Erdoğan’ın KKTC’ye ‘armağan’ ettiği külliyenin Kıbrıs Türk halkının iradesi dışında gerçekleştirildiğini ve inşaatı “saraylar arttıkça cumhuriyet azalıyor” sözleriyle eleştiren CTP milletvekili Doğuş Derya Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı bir siyasetçi. Bütçe görüşmeleri sırasında son iki yılda adı skandallarla anılan Din İşleri Dairesi Başkanı Ahmet Ünsal’ın, yasaların gerektirdiği şekilde neden hâlâ yargılanmadığını ve kimler tarafından korunduğunu sorgulayan dikkat çekici bir konuşma daha yaptı. 

*** 

Kıbrıslı Türkler, tarihte laik devlet anlayışı ve çağdaş yaşam tarzlarıyla öne çıkmış bir toplum. Dolayısıyla Ahmet Ünsal’ın (9 Ocak) Mağusa’da, sadece kadınlar ve kız çocuklarının katıldığı bir seminerde yaptığı konuşma adada infiale yol açmıştı. “İnsanlar niye evlenir? Çoğalmak için. Dolayısıyla bir kadın kocasının yatak davetine icabet etmek zorundadır. Yani, ihtiyacı karşılanacak… Bazıları evleniyorlar, bir sene geçiyor, iki sene geçiyor, üç sene geçiyor çocuk yok. Niye yok? Kedimiz var. Olur mu ya? Evlenmenin sebebi çoğalmak. Elalemin kızı, elalemin oğlu sana neslin üresin diye helal kılınıyor. Keyif yapasınız diye değil.” Ünsal, hakkındaki iddiaları reddetmişti. Bunun üzerine Bugün Kıbrıs gazetesi Ünsal’ın yalanladığı konuşmanın ses kaydını yayınlamıştı. Gazetenin genel yayın yönetmeni Ayşemden Akın’ın, KKTC’deki Türkiye uzantılı tarikatların Millî Eğitim Bakanlığı’nın izni dışında yürüttüğü eğitim faaliyetleri ve öğrenci yurtlarıyla ilgili haberleri nedeniyle tarikatçıların hedefindeki bir gazeteci olduğunu da ekleyeyim.    

*** 

Başkanlığına yüzlerce milyonluk ödenek ayrılan Ahmet Ünsal hakkındaki tartışmalar bununla sınırlı değil. Bugün Kıbrıs muhabiri Emine Yüksel’in haberinde aktardığına göre, Din İşleri Başkanlığı’nın Ünsal’nın emriyle Mağusa’daki 12 caminin bağış kutularına el koyduğu iddia ediliyor. Yüksel’in görüştüğü Lala Mustafa Paşa Camii derneği yöneticileri, mahkeme kararına rağmen başkanlığın yardım kutusunun anahtarını iki yıldır derneğe vermediğini söylüyor. Ünsal’ın ayrıca bir turizm şirketinin ‘Prof. Dr. Ahmet Ünsal önderliğinde Kudüs turu, Umre seyahati’ ilanlarına ilişkin olarak bir iş birlikteliğinin, ticari ortaklığının olup olmadığı sorgulanıyor. Ve CTP Milletvekili Doğuş Derya milletin kürsüsünden, millet adına soruyor. Eğitim semineri adı altında kadınlara ve kız çocuklarına “kocanızın yatak davetine icabet edin” dediği ses kayıtlarıyla belgelenen, hakkında izaha muhtaç ticari ilişki iddiaları olan, camilerde toplanan bağış paralarına el koyduğu söylenen Ahmet Ünsal neden hâlâ görevde? 

***

KKTC’deki Din İşleri Başkanlığı ve Türkiye’deki Diyanet için devlet bütçesinden oldukça yüklü miktarda ödenek ayrılırken, camilerde neden sürekli bağış adı altında insanlardan para toplandığı ise başlı başına değerlendirilmesi gereken bir konu. Vergilendirme ve bütçe dağıtımı elbette tümüyle politik seçimlerle belirleniyor. Türkiye’de ve her alanda idaresi altındaki KKTC’de benzer olayların yaşanmasının sebebi, ikisinin de dini devletin merkezine koyan bir anlayışla yönetiliyor oluşu. Kıbrıslı Türkler için işin trajik yani şu ki, siyasal İslam kendi rızalarıyla seçtikleri bir yönetim tarzı değil. Seçimlere Türkiye’den müdahale edildiği ülkede sıklıkla dile getirilen ve toplumun geniş kesiminde kabul gören bir düşünce. 2020 yılındaki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan Mustafa Akıncı için dönemin T.C Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “ben böylesine dürüst olmayan bir siyasetçiyle hiç çalışmadım” demişti. Bugün görevde AKP iktidarının tercihi olan Ersin Tatar var. KKTC’de, hakkında suç iddiaları bulunan Ahmet Ünsal ile ilgili olarak başlatılacağı söylenen yargı süreci bize KKTC ve TC din işleri arasındaki kardeşliğe dair önemli bilgiler sunacağa benziyor.