Google Play Store
App Store

Okullar TEOG şampiyonluklarıyla övünerek kayıt almaya başladılar, veliler birbirlerine ne denli doğru tercih yaptıklarını söylediler; baktı ki RTE bu iş fena, imam hatipliler toptan küme düştü, oyunun kuralı değişiverdi. İlkin şunu söyleyeyim: bugün her anne babanın birincil vazifesi çocuklarını gerici eğitimden korumaktır. Kalıcı hasar verebilecek kadar derin bir yaradır açılan. Hangi okula giderseniz gidin, öğretmen ne kadar değerli, başarılı olursa olsun, çocuklarımız milli eğitimin elinde tutsaktır.

Gülenciler hırsızlıkta mahirdiler. Sınav sorusu çalarak ya da yerleştirme sırasında numara çekerek işlerini görüyordu. Şakirtler yurtdışına gidip eğitim alıyor, dönünce memlekete iyi yerlere konuyor, düzen tıkır tıkır işliyordu. AKP bu kurguda bulunduğu yerden memnun gibiydi, sonsuza dek bu iş böyle gider sandı, teker patladı nihayetinde! İki siyasal İslamcı grup, bizim bilemeyeceğimiz gerekçelerle kapıştı. Bunu zaman açığa çıkarır belki, lakin bildiğimiz şudur, çocuklarımız, özellikle eğitim yoluyla dönüştürülmek isteniyor. Direnmek meşru bir haktır.

Sandıklara güvenin kalmadığı bir düzenden, asgari demokrasiden söz açmak nasıl mümkün değilse; İslamcıların elinden çıkan sınavlara da güven olmaz. Yine de bir sandık ve sınav varlığı, göstermelik de olsa belli bir anlama tekabül ediyordu. Artık buna gereksinimi yok AKP başkanının. Çünkü direnç gösterecek herhangi bir kurum söz konusu değil. Hukuk uzun süredir uykuda. O halde çocuklarımızı korumak bir insanlık görevidir. Derse kim, hangi sıfatla giriyor, ne anlatıyor bilmiyoruz. Çocukların kafası çöp bilgilerle dolu! Artık haklı bir direniş gerekiyor. O da gericiliğe karşı verilecek savaştır.

Halkın elinde kalan ve belki en iyi tarifle “Kültürel İslam” diyeceğimiz inanç ortadan kalkmış, bildiğimiz ve son derece tehlikeli köktendinci bir anlayış salgın gibi yaygınlaştırılmaktadır. Bunun önüne geçmenin yolu, derse giren ve ciddi kısmı cahil imam olan tiplerle ve onların müdürleriyle ve de onların il milli eğitim müdürleriyle karşı karşıya gelmektir. Tüm dünyanın kabul ettiği ve Türkiye’den açılan davalarla da tescillenmiş olan ‘zorunlu din dersi’ rezaleti ortadan kalkmalıdır. Yöntem bellidir… Çocuklar bu derslere girmemeli ve bu adamların eline bırakılmamalı…

AKP döneminde çocuk istismarlarına dair döküm yapmanın faydası yok. Artık bunlar herkesin bildiği ve ne yazık ki kanıksadığı günlük sıradan haberler. Aykırı olan, bu durumlara ses vermek ve karşı durmak… Hangi korku sindirebilir bir anneyi, babayı? Hadi ekmek paranız için sustunuz, hadi gazeteciler içeri tıkılırken kafanızı çevirdiniz, peki çocuklarınızın ırzına geçirilirken ne halt edeceksiniz? Irza geçmek derken, illa bedensel bir hasardan söz etmiyorum, çocuk ruhunu asla tedavi edilmeyecek biçimde alt üst eden yobaza direnmeyecek misiniz? Hangi hakla hiçbir bilimsel ölçüye dayanmayan, hamaset dolu saçmalıkları devlet eliyle çocuklarımızın kafasına sokarlar?

Durum ciddidir. Gericilik iktidar gücüyle her yanda kafa tutmakta, insanların korktuğunu gördükçe daha bir fütursuzlaşmaktadır. Bu durumda, liberal savrukluğa kapılıp iletişim yolu aranamaz. Gericilikle sadece savaşılır. Bunun bir görev olduğunu bilerek, bencillikten kurtulup, sert ve ciddi bir tutum takınarak yapılmalıdır bu. Aksi halde ortaya çıkacak tablo asla düzeltilemez. Bir de şunu anımsamak gerekir, saldırgan olduğu kadar korkak bir kitleyle mücadele ettiğimizi de bilelim. Hangi din dersi öğretmenine gitseniz, hemen başını öne eğip, çocuğunuza zarar vermediğini söyleyecektir, deneyin. Bunun da bir taktik olma olasılığını da düşünmüyor değilim doğrusu…

TEOG’un kaldırılması tüm ülkenin imam hatipli cehaletiyle denk hale getirilmesi tasarısıdır. Fizik, biyoloji, kimya, matematik hiçbir bilimden tek satır anlamayan kindar nesil için büyük buluş! Anlamadıkları şu; dünya küçüldü ve burada ne olduğunu herkes görüyor, iç pazarda hamasetle yürümekle bir yere varılamayacağı da ortada. Tüm varlığını cehalete endekslemiş bir siyasal iktidarın son soluk alma borusu işte bu tür kararlardır. Ya boyun eğip çocuğuna yapılan eziyete ortak olacaksın ya da direnerek aydınlanma kavgasına gireceksin! Başka yol yoktur!

NOT: Konunun güncelliği ve önemi nedeniyle bu yazı Boyun Eğme dergisinde de yayımlanacak, okur dostlara duyururum.