Türkiye düzenli olarak “mağduriyetler” yaşayan/yaşatan bir cumhuriyet olmayı istikrarlı biçimde yürütme başarısına sahip eşsiz bir ülkedir. Mağduriyet yaşatanlar değişebilir ama mağdur olanlar devamlı olarak aynı cenahta yer alıyor!

2002’den itibaren 2023’e kadar girdiği bütün seçimlerde ipi göğüsleyen AK Parti, ilk yıllarda hep şöyle yakınırdı:

-İktidar olduk ama muktedir olamadık!

Demokrasi adına “hicap duyulacak” bir şey değil mi?

Bu “utanılası” durumun öncesinde ve sonrasında yaşanmış vakalar da var. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Tayyip Erdoğan 1997’de şiir okuması yüzünden görevden alınıp Pınarhisar Cezaevi’ne konulmuştu. Din referanslı sağcı cenah bu “mağduriyeti” yıllarca sitayişle anlattı durdu:

-Bizim Reis hapislerde yattı!

-İçerde ne kadar kaldı?

-Tam 120 gün hapis yatmıştı!

2008’de de Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya iktidarda ki AK Parti için kapatma davası açmıştı. Anayasa Mahkemesi’nde açılan davada “AK Parti’nin laikliğe aykırı fiillerin merkezi haline geldiği” gerekçesiyle partinin kapatılması ve içlerinde başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de bulunduğu 71 kişiye 5 yıl siyaset yasağı getirilmesi istenmişti. Neyse ki 30 Temmuz 2008 tarihinde verilen kararla AK Parti’nin kapatılmamasına hükmedildi. Altı üye “kapatılsın” beş üye de “kapatılmasın” demişti. Nitelikli çoğunluk sağlanamadığı için AK Parti “direkten” dönmüştü.

Bu kararla huzura erip “Oh!” diyenler olduğu gibi, kaçan bir gol olarak görüp “Ahh!” diyenler de…

AK Parti daha sonraki yıllarda “Ahh” diyenleri haklı çıkartacak ne varsa hepsini yaptı!

Demokrasiye “sadakat” göstermedi.

Seçimle kazanamadığı Diyarbakır, Mardin, Van, Siirt başta olmak üzere Kürt başkanların kazandığı bütün belediyelere el koydu.

Liderinin sadece 120 günlük hapis cezasını (hayatının 25 yılını demir parmaklıklar arasında geçiren) Güney Afrikalı siyasetçi Nelson Mandela ile muadil hale getirip ahaliyi hüzünlere boğdular.

2023 Türkiye’sinde HDP lideri Selahattin Demirtaş cezaevinde yedinci yılını geçiriyor. Sadece yaptığı konuşmalar yüzünden… Siyasetçinin dokunulmazlığı ne için var ki?  

Ya Osman Kavala? Mahkeme beraat ve tahliye kararı veriyor, eşyalarını toplayana kadar yeni bir dava ve tutuklama kararı hızla çıkıyor. Gezi davasının tutukluları için de durum farklı değil.

Avukat Can Atalay cezaevinden Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Hatay Milletvekili seçildi. Adaylığı Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edildi. Mazbatası hazırlandı. TBMM’de oda tahsis edildi. Yemin töreninde adı okundu. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na seçildi. Ama bir türlü tahliye edilmiyor! Son olarak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş 12 Temmuz 2023 günü bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada “Can Atalay konusunda Meclis’in tavrı bellidir” dedi:

-Atalay TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na bütün partilerin kabulüyle seçilmiştir. Oylamada adı okunmuştur!

O halde neden bir türlü tahliye edilmiyor?

TBMM en üst yasama kurumu değil mi?

Can Atalay Meclis’e gelmeden yasama dönemi başlamış sayılamaz. Her şeyin başına “milli” sıfatı takanlara hatırlatmak gerekiyor:

-Bir de MİLLİ İRADE var!

Meclis bu konu için derhal harekete geçmelidir:

-Hatay eşittir Can Atalay!