Kimimiz pişman, kimimiz duacı... Kimimiz yorgun geliyor bu dünyaya, kimimiz yorgunluk ne bilmiyor... Kimimizin hikâyesi baştan sona roman, kimimizinki yazmaya kalksan bir cümle bile...

Kimimiz pişman, kimimiz duacı... Kimimiz yorgun geliyor bu dünyaya, kimimiz yorgunluk ne bilmiyor... Kimimizin hikâyesi baştan sona roman, kimimizinki yazmaya kalksan bir cümle bile etmiyor. Öyle ya da böyle, istenerek ya da istenmeyerek, gözlerimizi açtık bu dünyaya ve yaşıyoruz! Nerede ve ne zaman son bulacağını hiç bilemeden...

Peki sadece bize mi ait hayatımız? Mutluluğuyla mutsuzluğuyla, sorumluluk ve sorumsuzluğuyla, küskünlüğüyle ve barışıklığıyla; sadece bize mi ait? Misal, bizi hayata getirmeye karar veren anne ve babamızın biraz olsun hakkı yok mu her bir nefesimizin üzerinde... Saçımızın bir teline zarar gelse, yüreğine ateş düşecek; sağlık ve mutlulukla geçirdiğimiz her bir günün ardından derin bir oh çekecek anne ve babamızın bir sözü olamaz mı hayatımız üzerine?

•••

Eluana Englaro 18 Ocak 1992"de İtalya"da, henüz yirmi yaşındayken geçirdiği bir trafik kazası sonucu derin bir uykuya daldı. Doktorlar kazanın üzerinden bir yıl geçtikten sonra, Eluana"nın beyninde geri dönüşü olmayan hasar tespit etti. Böylece bir anne ve babanın da geri dönüşü olmayan çileli yolu başlamış oldu. Eluana, suni beslenmeyle nefes almayı sürdürdü. Uzun bir bekleyişin ardından bir anne ve babanın yapacağı en zor şeye karar verildi. Eluana"nın böyle yaşamaktansa ölmesine karar vermek! Yıllar süren mahkeme süreçlerinde, bir anne baba, kızlarının ölmesine izin verilmesini istedi. Böyle bir kararı alarak halihazırda kendi hayatlarına da manevi anlamda bir son biçen aile, mahkemelerin ret kararları ve Eluana"nın yaşam hakkını savunan çeşitli grupların protestolarıyla karşılaştı. Çocuklarını yıllarca karanlık uykusunda izleyen ve acı çeken anne baba, bazıları tarafından evlat katili olma niyetiyle suçlandı. Oysaki kişisel tarihler, hikâyenin dışında kalanlar için böyle keskin yargıları kolayca verebileceğiniz alanlar değil. İnsan, ateşin düştüğü yerde yol açtığı derin yarayı uzaktan gözlerini kısarak göremez.

Eluana derin uykusunda beklerken, hayatına dair bütün ülke söz sahibi olmaya niyetlendi. Olay Yargıtay"a, Anayasa Mahkemesi"ne ve Meclis"e kadar uzandı. Eluana"nın hayatı, onu daha önce hiç görmemiş insanların diline ulaştı. Başbakan Silvio Berlusconi, 6 Şubat 2009"da, bakanlar kurulundan çıkardığı bir kararnameyle, suni beslenmeye son verilmesini yasakladı. Çünkü “Eluana"yı ailesinden daha çok seviyor ve yaşamasını daha çok istiyordu! Çünkü 17 yıl boyunca karanlık bir uykuda öylece yatan çocuklarını hiçbirimizin bilemeyeceği acılar içinde izleyen ailesinden daha çok düşünüyordu! Çünkü Başbakan, Eluana"nın anne ve babasının, hayat verdikleri çocuklarından o hayatı geri almalarının çok kolay olduğunu düşünüyordu!”

•••

Yargıtay 2007"de, bitkisel hayattan geri dönüşün mümkün olmayacağının kesinleşmesi durumunda suni beslenmeye yargı kararıyla son verilebileceğine hükmetti. Milano Temyiz Mahkemesi, Yargıtay"ın değerlendirmesinin ardından 9 Temmuz 2008"de, Eluana"nın suni beslenmesinin kesilmesine izin verilmesini kararlaştırdı. Ancak hükümetin eli Eluana"nın hayatının üzerinden kalkmadı. Konu Senato ve Meclis"in bu kararın anayasayla çeliştiği iddiası üzerine Anayasa Mahkemesi"ne taşındı. Anayasa Mahkemesi, temyiz mahkemesinin kararının anayasaya aykırı olmadığına hükmetti. Derken Eluana, hayatı üzerine yapılan bu uzun tartışmalara bir nokta koymak ister gibi bir iç kanama yüzünden ağırlaştı. Ama hükümetin eli yine onun üzerindeydi. Sağlık Bakanı bir genelge yayınlayarak, koma halindeki hastaların suni beslenmesine son verilmesini yasakladı! Berlusconi"nin suni beslenmeye son verilmesini yasaklayan kararnameyi çıkardığı gün mahkemenin kararına göre, Eluana"nın suni beslenmesinin aşamalı olarak kesilmesi işlemine başlanmıştı.

•••

Eluana 9 Şubat’ta, parmaklarının ucunda tuttuğu hayatı bıraktı. Vatikan, ölüm kararıyla ilgili  koca asasını sertçe sallayıp olayı kınadı. Ama sağ olsun bu kararı verenlerin aforoz edilmeyeceğini ilan etti. Berlusconi liderliğindeki Özgürlükçü Halk Partisi"nin kimi senatörleri, tasarıya karşı çıkan muhalefet milletvekillerine "katiller" diye bağırdı! 17 yıl, sessizce ölüme yatan Eluana"nın elini tutmayan herkes onun hayatı üzerinde söz söyleme hakkı gördü kendinde. Oysa, ancak acıyla ve mutlulukla elimizi tutana aittir hayatımızın son sözü… Biz dönüşsüz uykulara daldığımızda…