Dünyada pek çok kadın kanserinin, en önemli, rakamla %99 nedeni HPV’dir. Şöyle örneklenirse daha iyi; anlaşılacaktır sigara akciğer kanseri riskini 10 kat, HPV ise rahim ağzı kanserini 500 kat artırmaktadır

HPV aşısını hak ediyor ama kendimiz alıyoruz!

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol - @esenol

Türkiye gibi nüfusu kalabalık, eriştiği sağlık hizmetinin niceliği ve niteliği bölgesel farklılıklar gösteren bir ülkede sağlık sisteminden koruyucu sağlık basamağı çıkarılınca “hasta/kanser olunca bekleriz” diyen bir sistemsizlik ile baş başa kalıyoruz.

Çocukluk çağında aşılanıyor olmamız nedeniyle çoktan unuttuğumuz tetanos, difteri, çocuk felci gibi 14 hastalık var. Artık aşı teknolojisindeki gelişmeler ile birlikte yirmi önemli bulaşıcı hastalığa karşı korunmak mümkün.

Ama nedendir bilinmez erişkin yaşa geçince insanlar bulaşıcı hastalıklardan muaf olunduğuna çünkü yeterince güçlü olduklarına dair bir kanaat geliştiriyor. Ancak aşılar, aşı ile önlenebilir hastalıkları ve sakatlıklarını önlemek için tüm insan hayatı boyunca öneriliyor.

Aşılamanın çocukluk çağı hastalıklarına karşı sağladığı başarının da katkısıyla uzayan ve ek hastalıklar ile genişleyen ömür ile yaşlılık, inme, kalp-damar, akciğer hastalıkları, diyabet gibi “bulaşıcı olmayan hastalıklar” da zaten aşı ile önlenebilir hastalık sıklık ve şiddetinin daha yüksek olduğu durumlar. Bu da erişkin aşılamasını önemli hale getiriyor. Dünya tarihinde ilk kez Covid-19 salgını sırasında bu kadar çok erişkin bu kadar kısa sürede aşı oldu. Aşılamanın ne denli etkili, önemli ve güvenli olduğunu hep birlikte izledik.

Erişkinlere, zatürre, grip gibi hastalıkların nasıl öldürücü ve riskli olduğuna ilişkin sürekli yinelediğimiz önerilerimizi ve aşılamanın önemine dair ne varsa bir anlamda bu salgın başımızdan aşağıya boca etti. Aşı, maske ve kapalı alan kısıtlamaları ile milyarlarca insanın hayatı kurtuldu. Aşılar olmasa pandemiden çıkış ile ilişkili bir umut olamayacaktı. Aşılar pandemi, pandemi de aşılar için kilometre taşı oldu. 

Ben bu yazıyı hazırlarken tıp pratiğindeki hekimler olarak Türkiye’de unuttuğumuz çocukluk çağı hastalıklarından kızamık ile ilişkili önemli bir salgın alarmını fark etmiş ve kamuyu bilgilendirerek bakanlığı koruyucu sağlık hizmetleri konusunda çalışmaya çağırıyorduk. Tüm bu uğraş sırasında” aşı karşıtı “organizasyonlar ile kafası karışmış “aşı retçileri” nin ve sistemin şımarık çocukları olan kadın, bilim düşmanlarının şiddetini göğüslemek gerektiğinin de bilincindeyiz elbet. Ortaçağ’da kalmasını umduğumuz hastalıklar ve bilime yönelen şiddet ile baş etmeye koyulmuşken bir yandan da tüm kız ve aslında tüm erkek çocukların yaptırması gereken kanser önleyici bir aşıdan söz edeceğim.  

Dünyada çok önemli bir kadın kanserinin, rahim ağzı (serviks) kanserinin en önemli, rakamla %99 nedeni “İnsan Papiloma Virüsü” dür (HPV). Şöyle örneklenirse daha iyi anlaşılacaktır; sigara akciğer kanseri riskini 10 kat, HPV ise rahim ağzı kanserini 500 kat artırmaktadır. Rahim ağzı kanseri 15-44 yaş arası kadınlarda dünyada dördüncü, Türkiye’de ise 5. en sık görülen kadın kanseridir, kadın kanserleri arasında en sık ikinci ölüm nedenidir. Bu kanser nedeniyle her gün 7 yeni vaka ve 3 ölüm görüldüğü bildirilmektedir.

HPV aynı zamanda erkek genital bölge (penis, anüs) kanserleri, ağız-boğaz kanserleri ve siğillerle ilişkilidir. Tüm erişkinlerin %85’i hayatlarının bir döneminde bu virüs ile karşılaşmakta ancak doğal enfeksiyon bağışıklık oluşturmamaktadır. Bu virüse karşı yeni bir teknoloji ile “virüs benzeri partiküller” kullanılarak geliştirilmiş olan aşılar uzun süreli ve %97 gibi oranlara erişen etkin bir koruma sağlamaktadır. Aşının rahim ağzı kanserini %90 önlediği ve bu kansere yol açan türlerin sıklığını azalttığı gösterilmiştir. 

Ayrıca ağız-boğaz kanserlerini %90 ve erkek genital kanserlerini %80 oranında önlemektedir. HPV aşısı 11-12 yaş arası kız, erkek tüm ergenler için önerilmektedir. Dokuz yaşından itibaren yapılabilen aşı,15 yaş altı uygulandığında iki doz yeterli olurken, 15 yaş sonrası ise üç doz gerekmektedir. En yüksek etki aşı ilk karşılaşmadan önce yapıldığında olduğu için, aşılamanın 26 yaşından önce tamamlanmış olması önerilmektedir. HPV aşısı, ülkemizde çocukluk çağı aşılama şemasında yer almamakta ve geri ödemesi bulunmamaktadır. 2006 yılından beri kullanımda olan kanser önleyici bu aşı Birleşik Arap Emirlikleri dahil pek çok ülkede geri ödeme kapsamında olup,52’si hem kız hem erkek için olmak üzere 149 ülkede aşı takviminde yer almaktadır. 

Pandemiden önce ergen sağlığı ile ilişkili danışman olarak yer aldığım resmi bir kurulun başında bulunan hekim kişinin, önemli bir kanserde bu denli etkili ve güvenli bir aşının aşılama takvimine eklenmesi konusundaki ısrarlı önerilerimize yanıtı şöyle oluyordu “Erken evlilik cinsel yolla bulaşan bu hastalığı önlemenin en önemli yolu ama ısrarla hepiniz karşı çıkıyorsunuz.” Bunu diyen kız çocuklarının evlilik yaşının 15 olması gerektiğini düşünüyordu. HPV, korunmasız cinsel ilişki ile bizim sosyokültürel özelliklerimizdeki ülkelerde ise sıklıkla erkeklerden, bulaşan bir hastalık.

Kendisi bir kadın hekim olan karar verici konumdaki bu kişiye hastalığın cinsel yolla bulaşmasının kadın çok eşliliğinden çok, erkek çok eşliliği nedeniyle olduğunu, tek eşli olmasını mutlak ve vazgeçilmez koşul saydığı kadına biçtiği erken evliliğin önlem olamayacağını anlatmayı bir türlü başaramamıştık.

Cinsel yolla bulaşan bir hastalık, daha çok kadınları etkileyen kanseri, o kadının da bir gün kendi kız çocukları olabileceği halde pek ilgilerini çekemiyordu. Son yıllarda iyice eksiltilen koruyucu sağlık hizmetlerinin, tüm ülkeye getirdiği mali yük çok daha fazla olduğu halde ülkenin içine çekildiği tuhaf ve az sayıda insanı memnun eden “tedavi edici hizmetleri “ kâr döngüsünden en kötüsü bilime yönelen şiddetten yakın dönemde vazgeçilecek gibi durmuyor 

Bütün kız çocukları ve erkek çocukları kanser önleyici bu aşıyı ücretsiz almayı hak ediyor. Bunun için eşsiz çabalarıyla kamu farkındalığını artıran eczacı Cem Kılınç’a minnetle ve onun sözleriyle  “15 yıldır rahim kanserinden yaşamını yitiren ya da rahmi alınan insanlardan devlet sorumludur. Çünkü devlet isterse bu aşıyı ücretsiz bir şekilde vatandaşlarına uygulayabilir. Ancak bunun yerine insanların yavaş yavaş ölmelerini izliyor. Devleti utanmaya davet ediyorum” (14 Eylül 2021, Cumhuriyet gazetesi).