Erzurum Aşkale’de 5 TEDAŞ işçisi, HES göletinden geçen enerji nakil hattında meydana gelen arızayı onarmak için bindikleri deniz bisikletinin alabora olması nedeniyle düştükleri buzla kaplı gölde donarak ve boğularak can verdi. Ne bir bot ne de bir helikopter geldi onları kurtarmaya. 3 saat boyunca bağıra çağıra yardım isteyip, gözümüzün önünde sulara gömüldüler. Tarih 3 Nisan 2012.

Erzurum Aşkale arası 54 km. Kurtarma ekiplerinin 3 saatte alamadıkları yol bu kadardı işte. Geldiklerindeyse kurtarılacak bir hayat yoktu artık. Onun yerine, gölün dibine saplanmış 5 beden... “İhmal olup olmadığını bilmiyoruz, savcılık bakacak ama kurtarma için bir ihmal yok. Zamanında her şey gitti; ama zaman derken, zaman şudur; bizim gidebileceğimiz zaman, vatandaşın lâzım olan zamanı değildi demek ki” dedi Vali Sebahattin Öztürk. Bizim zaman... vatandaşa lâzım olan değil...

***

Soruşturma açıldı, bilirkişiler ilk raporlarını hazırladı. Buna göre, 5 yetkiliyle ölen 2 işçi birinci derece, 3 işçi ise ikinci derece kusurluydu. İşçi ailelerinin itirazı üzerine savcılık ikinci bir bilirkişi raporu hazırlanması için bir elektrik iki de inşaat mühendisini görevlendirdi. Bu rapor da geçtiğimiz hafta mahkemeye ulaştı. Bu kez ilk raporda ikinci derece suçlu bulunan 3 işçi de birinciliğe yükseltildi ve durum 5’e 5 oldu. Kısacası, işçiler ölümlerinden sorumludur! 

Fail mi? İşte ona rastlayan olmadı. İşçileri kim görevlendirdi? Neden gerekli ekipmanları yoktu? Taşeronlaşmanın ve devlet denetimindeki eksikliklerin işçi ölümleri üzerindeki sorumluluğundan kimse bahsetmedi. O elektrik direklerini kaldırmayıp göletin ortasında bırakan, alet edevattan yoksun işçiyi “onarın” diyerek tehlikeye atan yetkililerle; ekmeğinin derdinde üç kuruşa çalışan, işini kaybetmekten korkan, geçinebilmek için emekli olsa da çalışmaya devam etmek zorunda kalan işçiler aynı derecede suçluymuş.

***

İçişleri Bakanlığı, Erzurum Valisi Sabahattin Öztürk, Vali Yardımcısı Ömer Hilmi Yamlı, Aşkale Kaymakamı Asalet Karabulut’un da aralarında olduğu 10 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni vermedi. Çünkü Bakan İdris Naim Şahin’e göre ortada bir sorumlu yok. Ne iki dalgıç olması gerekirken tek dalgıcın olduğu Sivil Savunma’da, ne de kurtarma helikopteri olmayan Erzurum’da bir tuhaflık var. Soruşturulacak bir eksiklik, utanılacak bir sorumluluk göremiyor bu konuda Bakan Şahin. 

İşte bu ‘rahatlık’ bize Avrupa birinciliği getirdi. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine dayanarak yaptığı açıklamaya göre Türkiye iş kazalarında Avrupa birincisi! Türkiye’de her gün 180 iş kazası meydana geliyor ve bu kazalarda 4 işçi ölüyor. Son on yılda Türkiye’de ölen işçi sayısı 12 bin 700! Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre bu sayıyla sadece El Salvador’un gerisindeyiz. Bu birinciliği kadere bağlayan var, ancak hicap duyan yok.

Aslında her şey açık seçik ortada. Asıl suçlu iktidarın zamanına göre değil, kendi zamanına göre kaza geçiren işçide.

İyice anladık değil mi? Ölüm basit bir teferruat sadece. Mesele iktidarın zamanını yakalayabilmekte.