Google Play Store
App Store

IŞİD geçen gün Afganistan’da kendisine saldırılar düzenleyen Taliban üyelerinden 10’unu öldürdü. Yere gömdükleri bombaların üzerine oturttukları on Taliban üyesi aynı anda patlatıldı. Cesetlerden saçılan parçalar etrafa saçıldı. Bundan birkaç ay önce de ip şeklindeki bir bomba düzeneğini kurbanların boyunlarına dolamış ve sonra da bunları birbirlerine bağlayarak aynı anda patlatmış ve kurbanların kafalarını uçurmuştu. Daha yakın bir zamanda ise on yaşlarında bir çocuk, Palmyra antik kentinde bir tutsağı kafasından tek kurşunla öldürürken görüntülenmişti. Öncesinde de Ürdün’lü bir pilot bir tören havasında diri diri yakılmıştı. Pilot bir ateş topuna dönmüşken bile dayanabildiği kadar ayakta durmaya ve bedeni yanarken ateşi kımıldamadan karşılamaya çalışmıştı. IŞİD’in büyük bir soğukkanlılıkla kafa kesen Cihatçı John’dan sonraki katliamları artık sıradan bir öldürme olmaktan çıktı. Çünkü ortada bir ceza değil bir gösteri vardı… Ürdünlü pilot yanarken bağırmadan, acı çekmiyormuş gibi yaparak, ölüme giderken kılı bile kıpırdamadan bu yüzden duruyordu. O da olan bitenin bir gösteri haline geldiğinin ve kendi ölümünde bir figüran olduğunun farkındaydı. Ve çırpınarak, çığlıklar atarak bu gösteriyi, bu fanteziyi renklendirmek istemiyordu hepsi bu.

Devletler bugün IŞİD’in öldürme fantezilerini, bir ergenin gizlice yaptığı mastürbasyonları izleyen ebeveynler gibi izliyor. Ölümün fanteziyle, öldürmenin pornografiyle hemhal olduğu bir dünyadayız artık. Bunu bize Georges Bataille söylemişti çok uzun yıllar önce. Çok sevemesem de derin bir saygı duydum onun yazdıklarına. Yanlış bir yolda doğru şeyler söyleyerek ilerlediğine de iman ettim. O, Susan Sontag’ın dediği gibi pornografinin cinselliğe değil ölüme dair olduğunu anlamış ve bize anlatmıştı her şeyden önce. Artık cinsellik ve fanteziler ölüme dairdir bu dünyada.

Bir de Ulus Baker söylemiş ben aktarmıştım. Zamanında yazdığımı bir kez daha yazayım burada. “…Böyle ölmek, dünyadan sessizce çekilip gitmek olmadığı, olamayacağı için, bir taraftan pornografiye, öte taraftan da reklama dönüşür. Pornografi, bedenin ölmeden önceki, ölüm anındaki ve ölümden sonraki her görüntüsünü, aldığı biçimleri, tecavüzdeki çıplaklığı, adli tıp raporundaki ince ve ayrıntılı betimlemeleri, ertesi günün gazetelerinin ya da televizyon ekranlarının sunacağı dehşet görüntülerini kapsamaktadır: Yanmış, kanlar içinde betona yayılmış, yarı çıplak küvete büzülmüş duran, hareketsiz beden, belki de şimdiye kadar saklanmak, görünmemek istediğiniz herkesin eline verilmiş, orta malı olmuştur… Bilin ki reklamsız ölmüyorsunuz: Pornografi ve reklam olarak ölüm (…) ölmeye yatmış insanın tek mümkün davranış tarzıdır…”

Bu tür katliamları gördüğümüzde “Bu bir hayvanlık” dediğimiz oluyor elbette. Ama Sanırım biz zaten en çok da o hayvanlara haksızlık ediyoruz böyle söylerken. Çünkü hiçbir hayvan yaşadığı hayatı yargılamaz. Ne ölüm ne de cinsellik yargılarla oluşmaz onların kafalarında. Hayat onun için olduğu gibi vardır. Hayvan öleceğini yalnızca hisseder, ölümü “bilmek” diye bir şey yoktur. Oysa insan ölümü bilir ve bu nedenle kendisi isterse vaktinden önce ölebilir ya da bilinçli biçimde öldürebilir. Oysa hayvan yargılamaz. Yalnızca kendi türünün değil, diğer hayvanların ya da insanın ona çektirdiği acılar nedeniyle de bu dünyayı terk edip gitmez. Temel nedenler dışında öldürmez. Yalnızca yaşar. “Yani yaşamın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden” yaşar. O nedenle hayvanlar katliam yapmazlar. Hayvanlar Kojeve’nin dediği gibi “(Hayata karşı) züppe olamazlar”. Ciddidirler. Saygılıdırlar. O nedenle bu pornografik katliamları yapanlara hayvan demek gerçekten haksızlıktır. Hem hayvanların asaletine hem de insanlığın rezaletine ve aşağılık haline haksızlıktır.

Ürdünlü pilot yanarken görmeliydiniz. Yanan bir Ürdünlü ya da bir pilot değildi. Yanan geçmişi ve geleceği heba olmuş bir insanlıktı. Ölümcül ve bulaşıcı bir hastalık haline gelen insan denen yaratığın fantezilerinin ulaştığı noktalardan birinde “ırzına geçilen” insanlıktı. Bakalım daha hangi fantezilerini izletecek biz seyircilerine, bu devlet denen porno sektörünün ağababaları. “İnsan, hayvanın ölümcül bir hastalığıdır” demişti Kojeve. Bakalım insan denen ve gittikçe pespayeleşen bu hastalık dünyanın ırzına daha ne kadar süre geçecek!