Gazeteci Nuh Köklü 17 Şubat 2015 günü korku filmlerinin başlangıç bölümüne benzeyen bir şekilde bıçaklanarak öldürüldü. Cinayet “devlet denetimli” bir organizasyonla işlenmedi. Ama devletin “şefkat sınırları” içinde kabul edilebilecek şekilde gelişti.

Katil Serkan Azizoğlu bir esnaftı. Bulunduğu mahallede neler yapabileceği ona en üst düzeyden bildirilmişti:

-Esnaf polistir, alperendir, savcıdır, hâkimdir!

Bunun okunuşu da şöyleydi:

-Astığın astık, kestiğin kestiktir!

Bu “görevlendirme” eski Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından bütün ülkenin huzurunda yapıldı.

Katil Azizoğlu da bu görevden çıkarttığı vazife ile Nuh Köklü’yü kartopu oynadığı için öldürdü. Cinayet “plansız-programsız” işlendiği için katil açığa düştü, yakalanıp içeri atıldı. Her şey onun omuzlarına yüklendi. İlk ifadeler, 6 Ağustos 2015 Perşembe günü yapılan ilk duruşmada hâkime söyledikleri, Köklü Ailesi’nin avukatlarının sorularına verdiği cevaplar gösterdi ki bu cahil çocuk da bir kurbandır!.. Onu kötü yola itenler vardır. Bunların başında da Tayyip Erdoğan gelmektedir!

Zaten bu hissiyat fazlasıyla etkili olduğu için katilin abisi Barış Azizoğlu gayet içten bir metinle kendisine göre “doğru adrese” başvurdu:

-Selamünaleyküm sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan... dedi.

Mektup adresinin ne kadar doğru olup olmadığı bir yana, amacı gayet nettir:

-Kardeşimi kurtarın!

Bu kadar “yakın” hissediyor kendilerine... Eğer “yakınlık” konusunda kuşkular varsa onu da gidermek için ek adresler veriyor:

-Kasımpaşa’daki Seyit Hasan Hüsamettin Hazretlerine bağlıyım!

Sonra da esasa geliyor:

-Bu olayda yanımızda olmanızı temenni ederiz!

Mektup Başbakanlığa bağlı (BİMER) şikâyet servisine e-posta ile yollanmış. İlgili makamda bulunanlar da bu mektubu Kartal 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yönlendirmişler:

-Katil yakınımızdır!

***

Hazirun delegasyonu!

Nuh Köklü cinayetinin ilk duruşması İstanbul’un öteki ucu olan Kartal’da yapıldı. Duruşmaya erken gelenler arasında HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü vardı. Saat 09.30’dan önce 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapısında yerini almıştı. Sonra yanına ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş geldi. Kürkçü, “Bugün iyi örgütlenememişiz galiba” dedi.

Taş, “Gel Nuh’un annesi, abisi, ablası ile tanış” dedi. Dünyanın ‘en büyük adliye binası’ olarak takdim edilen betonu bol, adaleti az binanın balkon bölümüne geçildi. O zaman görüldü ki hiç de az değillermiş Nuh’un dostları...

HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP’nin önseçimler yıldızı gazeteci Barış Yarkadaş, böylesi duruşmaların olmazsa olmaz takipçisi CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, sendikacılar, gazeteciler, avukatlar, inisiyatif temsilcileri oradaydılar.

Türkiye böyle bir ülke... Adalet için kitle desteği gerekiyor.