Sermaye ve iktidar eliyle işçilerin büyük zarara uğratıldığına dikkat çeken ETUC Genel Sekreteri Lynch, "İnsanlar hiçbir paylarının olmadığı sorunun bedelinin kendilerine ödetilmek istendiğinin farkında” diyor.

Krizin faturası emekçiye kesildi
Fransa’da emekçiler emeklilik reformuna tepkili. (Fotoğraf: AA)

Yazı Dizisi - Sınıf ayağa kalkarken 1 mayıs

Hazırlayan: Dilan ESEN

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri Esther Lynch, Avrupa’daki emekçilerin son yıllarda yaşadıklarını ve yaşananlara karşı verdikleri tepkiyi anlattı. Büyük bir krizin tüm faturasının emekçilere ödetilmek istendiğine dikkat çeken Lynch, “Fransa’da Macron’un antidemokratik emeklilik reformu veya Danimarka hükümetinin resmî tatili ortadan kaldırmasıyla işçiler büyük bir zararın eşiğinde” diyor.

BÜYÜK ZARARDALAR

Avrupa'da işçiler ne tür mücadeleler ve sermaye ile hükümetin neden olduğu baskılarla karşı karşıya?

Şirketlerin pandemi ve Ukrayna Savaşı kaynaklı “tedarik sorunları” bahanesiyle alay edercesine ürünlerin fiyatını aşırı yükseltmesi, kâr etmelerinden dolayı bir hayat pahalılığı krizi yaşıyoruz. Diğer yandan işçi sınıfı bu yüzyılın başından itibaren uygulanan en yüksek maaş kesintileri sebebiyle yiyecek ve barınma ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor. Tüm bunlara rağmen kâr-fiyatın sürüklediği enflasyonla mücadele için sadece bir avuç Avrupa ülkesi aşırı kâr elde eden şirketlere vergi uyguladı. Bunun yerine birçok siyasi lider, oluşumunda hiçbir payı olmadığı halde bir kez daha krizin faturasını sıradan insanlara ödetmekte kararlı görünüyor.

“Kemer sıkma 2.0” yolda: birçok politika yapıcının ücret kısıtlamaları talepleri ve yakıcı faiz artışlarından Fransa’da Cumhurbaşkanı Macron’un antidemokratik emeklilik reformuna ve hatta Danimarka hükümetinin resmî tatili ortadan kaldırmasına, işçiler büyük bir zararın eşiğinde.

Esther Lynch

Emekçilerin ayaklanmasının sebebinin ne olduğunu düşünüyorsunuz? İşçiler ne talep ediyor?

İnsanlar ortaya çıkmasında hiçbir paylarının olmadığı bir sorunun bedelinin kendilerine ödetilmeye çalışıldığının farkında. Siyasilerin enflasyonun kurbanlarını -işçi sınıfı- cezalandırmayı bırakıp bunun asıl sebebiyle mücadele için harekete geçmesi gerekiyor: Açgözlülük.

ETUC olarak hükümetlere aşrı kârlılığa karşı yeni vergiler koyma ve buradan gelen parayla faturalarını ödemekte zorlananlara yardım etme çağrısı yapıyoruz.

Hayat pahalılığı kriziyle baş edebilmeleri için paraya ihtiyacı olanlara yapılabilecek en hızlı şey maaşlarını artırmak. Toplu iş sözleşmesi oranının yüksek olduğu ülkelerde daha adil ödemelerin yapıldığı kanıtlarla ortada. Türkiye yüzde 14 ile Avrupa’daki en düşük toplu sözleşme oranlarından birine sahip. Bu yüzden ay sonunda gerçekleştireceğimiz ETUC kongresinde sendikal yeniden yapılanma gündemimizin ana başlığı olacak.

Sendikalarla maaş pazarlığı yapmayı reddedenlere kamu sektörü sözleşmelerinin verilmesinin yasaklanması da dahil olmak üzere, Türkiye de dahil Avrupa çapında sendika yoğunluğunu ve pazarlık kapsamını artırmak için üye kuruluşlarla birlikte çalışmakta kararlıyız.

İŞÇİLER DİNLENMİYOR

Türkiye’deki işçilerin eylemlilikleri ve durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Düzgün maaş, güvenli çalışma ortamları ve sendikal haklar için mücadelelerinde Türk işçilerinin yanındayız. Çok fazla işçi asgari ücret karşılığı çalışıyor ve asgari ücret de oldukça düşük seviyede, özellikle içinde bulunduğumuz hayat pahalılığı krizinde. Bunun çözümü düzgün maaşlar için pazarlık yapabilecek daha güçlü sendikaların olması; ancak bu sendikal haklara uygulanan zalimce kısıtlamalarla ve çok değerli sosyal diyaloğun yokluğuyla engelleniyor.

Sosyal diyaloğun olmaması aynı zamanda şubat ayında gerçekleşen depremlerin ardından toparlanma faaliyetlerini de engelliyor. Bölgeye yakın zamanda gerçekleştirdiğim ziyarette, depremlerin üzerinden 2 aydan fazla zaman geçmesine rağmen bazı insanların en temel ihtiyaçlarının hâlâ karşılayamadığını gördüm. Depremin yıkımının en fazla olduğu bölgeler zaten Türkiye’nin en fakir yerleri arasındaydı ve bu trajedinin önümüzdeki yıllarda eşitsizliği daha da artıracağı tehlikesi oldukça gerçek.

Bu yüzden ister barınma ihtiyacının karşılanması, ister psikolojik destek isterse de ampütasyon olanların işyerlerine adaptasyonu olsun, insanların işlerine dönebilmeleri için desteklenmeleri oldukça önemli. Bunu başarmak ise Türk hükümetinin yardım ve yeniden inşa faaliyetlerinde öcü rol oynayan sendikalarla temasa geçmesi ile mümkün olabilir.