Bilim, doğadaki ve evrendeki her olayı kanıtlarla ispatlarla açıklamaya çalışırken Türkiye habercileri de yine izlenme uğruna çeşitli haberler yaptı. Bu ışıklar birçok ülkede gözlendi ama aramalarım sonucunda diğer ülkelerde ‘Kuzey ışıkları depremin habercisi mi?’ gibi bir başlıkla yapılan bir haber görmedim, ülkemiz dışında.

Kuzey ışıkları ayağınıza kadar geldi

Gizem ÇOBAN

Geçtiğimiz hafta ülkenin bazı bölgelerinde gökyüzünde kırmızı bir ışıma gözlendi. Bu kırmızı yoğunluklu ışıkların gözlenmesinin sebebi de Güneş üzerindeki aktivitelerin bu yıl daha fazla gözlenmesi. Kuzey ışıkları ve güney ışıkları olarak bilinen auroralar diğer yıllara göre bu yıl daha fazla artış göstererek gözlendiği bölgenin alanını arttırdı ve ışıklar ülkemize kadar görünür hale geldi. Türkiye’de Van, Balıkesir, Samsun gibi illerden fotoğraflar gelirken, İstanbul’da da gözlendiği bilgiler arasında. Tabi burada önemli etkenlerden biri de ışık kirliliği. Gökyüzünde olan olayların gözlenmesi için yeryüzünden atmosfere giden ışığın minimum miktarda olması gerekmekte. Bu sebeple İstanbul’dan güzel fotoğraflar da gelmemiş olabilir. Türkiye, Dünya üzerindeki konumu itibariyle orta enlemlerde kalmakta ve normalde kuzey ışıklarının alanına girmiyor. Hatta bir sonraki jeomanyetik fırtınaların Ocak-Ekim 2024 döneminde yaşandığında gözlenme olasılığı çok düşük de olsa, var. 

Kutup ışıkları ya da aurora, genellikle kutup bölgelerinde görülen bir gece ışımasıdır. Aurora, gökyüzündeki doğal ışık görüntüleridir. Manyetik alanı ve atmosferi olup, yüklü parçacıklar yakalayan her gezegende görülebilir. Jüpiter, Satürn ve Uranüs’de de auroralar gözlenir. Dünya çekirdeğinde demir ve nikel (Fe-Ni) elementlerini bulundurur. Atmosferde bulunan iyonosferin de etkisiyle bu çekirdek mıknatıslanır ve manyetik alanı oluşturur. Bu manyetik alan yüksek enerjili parçacıkların yeryüzüne ulaşmasını engeller.

VAN ALLEN KUŞAĞI

Yeryüzünü dış etkilere karşı bir zırh gibi koruyan bu alana ‘Van Allen Kuşağı’ denir. İç ve dış olmak üzere iki kuşak halindedir. İç kuşakta proton, dış kuşakta elektron yoğunluğu bulunur. Auroralar Dünya’nın manyetik alanı ve bu yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu oluşur. Güneş’in manyetik kutupları yaklaşık 11 yılda bir ters döner. Yani bir kutup 11 yıl boyunca Kuzey Manyetik Kutup ise, sonraki 11 yıl boyunca da Güney Manyetik Kutup olur. Böylece değişimin ilk haline gelmesi için geçen süre yaklaşık 22 yıl olur. Buna manyetik çevrim süresi denir. Bu nedenlerden dolayı 11 yılda bir Güneş’in manyetik çevrimi de maksimuma ulaşır. Bu maksimumlar sırasında en şiddetli kutup ışınımlarını gözlemeyi bekleyebiliriz. Güneş rüzgarları ile Dünya atmosferine kadar ulaşabilen enerjinin proton ve elektronların yeryüzünü doğrudan bombardıman yapmalarına izin verilmez.

Bu parçacıklar Dünya’nın manyetik alan çizgileri etrafında yörüngeye oturtularak çizgilerin yerküreyi kestiği noktalara doğru spiraller çizdirilerek indirilir. Dolayısıyla gelen yüksek enerjili elektronlar kuzey manyetik kutba, protonlar güney manyetik kutba indirilirler.

Bu yüksek enerjili parçacıklar atmosfere girdiklerinde enerjilerini bazı parçacıklara ileterek onları uyarılmış bir hale getirebilirler. Uyarılmış parçacıklar bu kararsız durumdan kurtulabilmek için soğurdukları enerji ile aynı miktarda enerjiyi ışınım yaparak salarlar.Yaptıkları bu ışınım Auroraları oluşturmaktadır. Dolayısıyla kutup ışınımının oluşumunda Dünya atmosferi için önemli. Kutup ışınımının her iki yarıküre için manyetik eksenden yaklaşık 20º-25ºuzaklıkta en iyi gözlenebilir. Bu bölgelere “auroral oval” denmekte.

KUTUP IŞINIMI

Kutup ışınımının yerden yüksekliğini ölçerken ışınımın alt sınırı (yere en yakın bölümü) kullanılır. Üst sınırlarına doğru gidildikçe parlaklığı kademeli olarak azalır ve bu sınırın net olarak belirlenmesi zordur. Ancak günümüzde uydular tarafından hassas biçimde ölçülebiliyor. Ölçümler sonucu aurora yüksekliklerinin yerden yaklaşık 105-115 km oldukları görülür. Aurora sadece ışınımdan ibaret değildir. Bazen insan kulağının duyabileceği dalga boylarında ses de çıkarabilir.

Kutup ışınımına neden olan yüklü parçacıkların oluşturduğu akım onlarca milyon amper, gerilim ise 40000-50000 volt civarındadır. Yeryüzünde kısa dalga haberleşmede İyonosfer yansıtıcı olarak kullanılır. Oluşan kutup ışınımı yansıtıcı tabakanın hemen üzerinde manyetik değişimlere neden olur ve sinyallerin kirlenmesine yol açarlar. Ayrıca Güneş rüzgârları da oluşturdukları basınç ile İyonosferin yüksekliğinin değişmesine neden olarak iletişimi olumsuz yönde etkiler.

Bilim, doğadaki ve evrendeki her olayı kanıtlarla ispatlarla açıklamaya çalışırken Türkiye habercileri de yine izlenme uğruna çeşitli haberler yaptı. Bu ışıklar bizimle eş zamanlı olarak ABD, Kırım, Kanada, İngiltere ve Ukrayna gibi ülkelerde de gözlendi ama aramalarım sonucunda diğer ülkelerde ‘Kuzey ışıkları depremin habercisi mi?’ gibi bir başlıkla yapılan bir haber görmedim, ülkemiz dışında. Toplumumuz hiç iyi şeyler yaşamadı, çok acılar çekmiş bir toplum ve birçok şeyle toplumsal olarak mücadele etmek zorundayız. Bilimsel bir geçerliliği ve alt yapısı olmayan düşüncelerin, sırf para kazanmak uğruna toplumun yarasını kanatmasını doğru bulmuyorum. Deprem bizim toplumumuzda kanayan bir yara ve bu yarayı kanatmaktan çekinmeyen, korku ve kaostan beslenen insanlar var. Gökyüzüne bakın, ne kadar küçük olduğumuzu anlayacaksınız ve gördüklerinizin tadını çıkarın. Herkes için bir son var ve biz bu sonu bilmeden, yaşadığımız her anın kıymetini bilmeliyiz.