Size yerli ve milliliği ile sık sık övünen ve bu kavramların altını her fırsatta çizen hükümetimizin ekonomi yönetimini McKinsey firmasının eline nasıl da hafifçe bırakıverdiğini, krizin vurduğu işçilerin en ufak itirazının nasıl da bastırılıverdiğini, okullarda karma eğitimden nasıl da vazgeçilebildiğini, kimselerin hiçbir şeye itiraz yükseltecek gücünün kalmadığını, internet yayıncılığının dahi baskı altına alınmaya çalışıldığını, hoşa gitmeyen haberleri haber yapan habercilerin sabaha karşı evlerinden nasıl alındığını, Suriye sınırımıza bir kez daha eli silahlı grupların nasıl da yığıldığını, tek gündemi önümüzdeki yerel seçimlerde ellerindeki belediyeleri kaybetmemek olan muhalefet partilerinin nasıl da ölü taklidi yaptığını, domatesten A4 kağıdına, gazete kağıdından, doğalgaza, akaryakıttan, iğne ipliğe her şeyin nasıl bir anda erişilmez hale geldiğini, önümüzde çok zor bir kış olduğunu anlatacak değilim.


Bu gazeteyi eline alıp okuyan ya da internetten bu köşe yazısını bu satıra kadar okumuş olan zaten tüm bunların farkındadır diye düşünüyorum. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür edip naçizane bir tavsiyede bulunacağım daha doğrusu bir istirhamım olacak. Hanımefendiler beyefendiler, bu ülkeden umudunu kesmemiş olan güzel insanlar, düşünmekten, üzülmekten, öfkelenmekten ve susup içine kapanmaktan başka bir şey yapamadığını hissedenler, lütfen güçlü kalın. Size, her birinize öyle ihtiyacımız var ki. Gerçeklik algısını henüz yitirmemiş olanlar, pes edip kendini koyuvermemiş olanlar, güzel günlerin geleceğine olan inancını ve güzel günler için mücadele azmini koruyanlar, güçlü kalın.

Bir şarkıyla tutunun hayata ya da bir şiiri tekrarlayıp durun, bir menekşe kokusu ya da yârin gözlerinin içi, bir çocuğun kahkahası ya da bir kedinin oyunculuğu, kapalı bir havada bulutların ardından yüzünü gösteriveren güneş, denizin iyot kokusu, tanımadığınız birinin hâlâ selam veriyor oluşu, hayatın sürprizlere gebe olma ihtimali, bir öğretmenin öğrencilerine duyduğu sevgi, hastalıktan kurtulmuş bir gencin önünde boylu boyunca uzanan hayat, derdinizi dinleyen bir dostun varlığı, sizi güçlü kılacak bir küçücük umut ışığı yakalamaya çalışın istirhamımdır. Hiçbir işe yaramıyor, hiçbir şeyi başaramıyor, hiçbir çıkış yolu bulamıyor, kendiniz ve çocuklarınız için burada bir gelecek öngöremiyor olma hissini aşmak için önce size, sizin güçlü kalmanıza ihtiyaç var. Haksız yere işinden edilenler, haksız yere özgürlüğünü kaybetmiş olanlar, adına kaza denilip geçilen, sorumlularının ceza almadığı iş cinayetlerinde yakınlarını yitirenler, adalet duygusunun yitip gidişini izlemek zorunda bırakılanlar, zekası hafife alınanlar, hak ettiği saygıyı göremeyenler, karnı aç olanlar, cebinde yarına çıkacak parası kalmayanlar, gözlerinin içinde parlayan çocuk gülüşünü yitirmiş olanlar, unutun demiyorum dertleri, unutmayın, aksine mıh gibi kazıyın aklınıza size yaşatılanları ama güçlü kalın. Kendinizi kandırın demiyorum ama umudunuzu elinizden almalarına izin vermeyin. Sağlığınızı yitirmemeye özen gösterin, benliğinizi yitirmemeye, cesaretinizi korumaya gayret edin. Kötü bir korku filminin içinde gibiyken dahi filmin senaryosunu baştan yazma gücüne sahip olduğunuzu hissedin ve koparmayın diğer oyuncularla bağınızı. Konuşmak ne işe yarıyor ki deyip vazgeçmeyin konuşmaktan. Yazarak kendinizi daha iyi ifade edebildiğinizi düşünüyorsanız yazın. İnadına gülümseyin lütfen, inadına yaşayın, hayata karışın.

İnadına müzik dinleyin, film izleyin, dans edin, şarkı söyleyin, aşık olun. Size çok ihtiyacımız var anlıyor musunuz?

İnadına güçlü kalın. Gün gelip akıl,vicdan ve gerçeklik duygusu geri döndüğünde bu topraklara bizden çalınan zamana hayıflanmayalım. Güzel yaşadık, güzel direndik ve geleceğimizi geri kazandık diyebilmek için tek bir kişi dahi eksilmeden güçlü kalın. Hayatına sahip çıkabilmek, hayatını sevmekle mümkün. Siz gücün değil haklının ve doğrunun yanında yer aldınız. Bu, yaşadığınız hayatı sevmek için yeterli. Teşekkürlerimle…