Martin Seligman tarafından kurulan pozitif psikoloji, esenlik ve mutluluğu anlamaya ve teşvik etmeye odaklanır. Pozitif psikoloji bireylerin ve toplumların gelişmesini sağlayan faktörleri anlamayı amaçlamaktadır.

Mutluluk bilimi ve iyilik hali
Pozitif psikolojinin kurucusu Martin Seligman. (Fotoğraf: Depo Photos)

Prof. Dr. Doğan KÖKDEMİR

Ekonomik zorluklar, demokratik, özgür yaşamın giderek daraltılması, en nihayetinde deprem ve sonrasını düşündüğümüzde mutluluk ve iyilik hali gibi kavramlar şu anda hepimize biraz yabancı ve soyut gelebilir. Hatta her şey güllük gülistanlık olsa da, bu kavramların bilimsel olarak incelenebilmiş olması kâğıt üzerinde biraz tuhaf da durabilir. Ancak, psikoloji alanında hem mutluluk (happiness) hem de iyilik hali (well-being) gibi kavramlar sıklıkla araştırılan konular içerisinde olmuştur. 

KATKIDA BULUNAN FAKTÖRLER

Mutluluk temel bir insan arayışıdır, ancak birçokları için anlaşılması zor bir kavram olmaya devam etmektedir. Pozitif psikolojinin yükselişiyle birlikte, araştırmacılar mutluluk ve esenliğe katkıda bulunan faktörleri çözmeye ya en azından anlamaya başladılar. Yüzlerce çalışmanın tamamını özetlemek bu yazının kapsamı dışında ama en azından mutluluk ve iyilik hali dediğimiz duygusal durumun karmaşık doğasına ışık tutan temel bulgulardan ve kuramlardan bahsedebiliriz.

1990'ların sonunda psikolog Martin Seligman tarafından kurulan bir alan olan pozitif psikoloji, esenlik ve mutluluğu anlamaya ve teşvik etmeye odaklanır. Pozitif psikoloji, yalnızca akıl hastalığı ve işlev bozukluğunu incelemek yerine, bireylerin ve toplumların gelişmesini sağlayan faktörleri anlamayı amaçlamaktadır. Aslında bu önemli ve çok farklı bir bakış açısıdır. İnsancıl (humanist) yaklaşımın da işaret ettiği gibi insanların sadece bir sorunlar yumağı olmadığını, olumlu pek çok özelliği de barındırdığına yönelik bir çıkıştır. Bu alandaki bazı temel araştırma alanları şunlardır:

• Öznel iyilik hali: Bireylerin kendi yaşamlarını memnuniyet, olumlu duygular ve olumsuz duygular açısından nasıl değerlendirdiklerinin incelenmesi.

• Karakter güçleri: Nezaket, minnettarlık ve dayanıklılık gibi esenliğe katkıda bulunan kişisel güçlerin belirlenmesi ve geliştirilmesi.

• Akış (flow): Bireylerin bir faaliyete kendilerini tamamen kaptırdıkları, mutluluğun ve kişisel gelişimin artmasına yol açan optimal deneyim durumu.

Araştırmalar, hem genetiğin hem de çevrenin bireysel mutluluk seviyelerini belirlemede rol oynadığını göstermiştir. Tek yumurta ikizleriyle yapılan çalışmalar, mutluluktaki varyansın yaklaşık %50'sinin genetik faktörlere atfedilebileceğini göstermektedir (örn. Lykken & Tellegen, 1996). Geri kalan varyasyon ise ilişkiler, iş ve kişisel koşullar gibi çevresel faktörlere atfedilebilir. Genetik ve çevre arasındaki bu etkileşim, bazı insanların mutluluğa karşı genetik bir yatkınlığı olsa da, dış faktörlerin bireysel refahı şekillendirmede hala önemli bir rol oynadığı anlamına gelir.

Hedonik koşu bandı (hedonic treadmill)  kuramı (Brickman & Campbell, 1971), bireylerin mutluluk için olumlu veya olumsuz yaşam olayları yaşadıktan sonra geri döndükleri bir ayar noktasına sahip olduklarını ileri sürmektedir. Bu kuram, zenginlik veya kariyer başarısı gibi dış koşulların mutluluk seviyeleri üzerinde yalnızca geçici bir etkiye sahip olabileceğini öne sürmektedir. Bu, belki de kulağa çok hoş gelen bir bulgu. Mutlu olmak için zengin olmaya gerek olmadığı fikri pek çoğumuzun için tatmin edici olabilir. Hatta son zamanlarda yapılan araştırmalar, insanların minnettarlık geliştirmek, farkındalık pratiği yapmak ve sosyal bağlantıları güçlendirmek gibi kasıtlı faaliyetler yoluyla mutluluk ayar noktalarını değiştirebileceklerini öne sürmektedir. Diğer bir deyişle kendi mutluluk ayarımız tam olarak kendi elimizde; tüm ayarlamaları biz yapıyoruz.

Bireylerin mutluluk ve esenliklerini geliştirmelerine yardımcı olacak kanıta dayalı çeşitli uygulamalar belirlenmiştir:

a. Minnettarlık: Düzenli olarak şükran duymak artan mutluluk, iyileşen psikolojik sağlığı ve daha güçlü ilişkilerle ilişkilendirilmiştir. Bu biraz “kaderci” bir bakış açısı gibi gelebilir ama özellikle travmatik durumlarda işe yaradığını kabul etmek zorundayız. 

b. Farkındalık: Meditasyon veya diğer teknikler yoluyla farkındalık pratiği yapmak stresi azaltabilir, psikoloji sağlığı iyileştirebilir ve refahı artırabilir.

c. Sosyal bağlantılar: Güçlü sosyal bağlantılar kurmak ve sürdürmek mutluluk ve genel esenlik için gereklidir.

d. Egzersiz yapmak: Düzenli fiziksel aktivitenin psikolojik duygu durumu iyileştirdiği, stresi azalttığı ve mutluluğu artırdığı gösterilmiştir.

e. Nezaket eylemleri: Nezaket eylemlerinde bulunmak hem veren hem de alan için mutluluk ve esenliği artırabilir. 

f. Hedef belirleme: Anlamlı, ulaşılabilir hedefler belirlemek ve bunların peşinden gitmek, amaç duygusuna ve mutluluğun artmasına katkıda bulunabilir.

g. Olumlu yeniden çerçeveleme: Olumsuz düşünceleri ve deneyimleri daha olumlu bir şekilde yeniden çerçevelemeyi öğrenmek duygusal refahı artırmaya yardımcı olabilir.

h. Tadını çıkarmak: Tadını çıkarma ya da bilinçli olarak olumlu deneyimlerin tadını çıkarma ve takdir etme pratiği yapmak mutluluğu ve esenliği artırabilir.

Sonuç olarak “mutluluk bilimi”, refahımızın genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşiminden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Mutluluğun bazı yönleri kontrolümüz dışında olsa da, araştırmalar kasıtlı seçimler yapabileceğimizi ve refahı teşvik eden uygulamalara katılabileceğimizi göstermektedir. Mutluluk bilimindeki temel bulguları ve kuramları anlayarak, tatmin edici bir yaşama katkıda bulunan değerler, hedefler ve davranışlar hakkında daha bilinçli kararlar verebiliriz. Mutluluk arayışında, kalıcı esenliğin genellikle anlamlı bağlantılar, kişisel gelişim ve zihinlerimizi, bedenlerimizi ve zihinlerimizi besleyen kasıtlı uygulamalar geliştirmekten kaynaklandığını kabul etmek önemlidir. Pozitif psikoloji alanındaki araştırmalar artmaya devam ettikçe, mutluluğun karmaşık doğasını ve onu kendi yaşamlarımızda ve çevremizdekilerin yaşamlarında nasıl besleyebileceğimizi daha iyi anlamaya yaklaşabiliriz.

Kaynakça:

Brickman, P., & Campbell, D. T. (1971). Hedonic relativism and planning the good society. In M. H. Appley (Ed.), Adaptation-level theory (pp. 287-302). Academic Press.

Lykken, D., & Tellegen, A. (1996). Happiness is a stochastic phenomenon. Psychological Science, 7(3), 186-189.

Seligman, M. E. P. (2011). Flourish: A visionary new understanding of happiness and well-being. Free Press.