Fotoğraf, geçenlerde RTE’nin damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ı da ağırlayan Akit Gazetesi konuk odasında çekilmiş. Bu kez ağırlanan, Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ. (Sağ başta) Biliyorsunuz, RTE bastırınca, tam yetkiyle Doğan Medya Grubu’nun başına getirildi. Rivayet o ki, aracıya falan gerek kalmadan, RTE ile doğrudan görüşebiliyor. Doğan Medya’nın ne yapıp ne yapmaması gerektiğini “birinci ağızdan” öğrenebiliyor.

Ama bu ziyaret için RTE’nin herhangi bir şey söylemesine gerek kaldığını sanmıyorum. Zira, geçenlerde yaptığı bir konuşmada mesajını “kamuya açık biçimde” verdi:

“Akit ve Yeni Şafak gazete binalarına saldırıyı şiddetle kınıyorum. Geçmişte bir başka gazetemizin giriş kapısının camları silahlı saldırıda değil, arbedede kırılmıştı. Dünyayı o zaman ayağa kaldıranların tepkisini şimdi çok dikkatle izleyeceğim.”

Elbette mesaj hemen alındı. Önce Aydın Doğan, Yeni Şafak ve Akit’in patronlarını telefonla arayıp “geçmiş olsun” dedi. Ardından damat bey de, gazeteleri ziyaret etti. Dayanışma mesajları verdi.
“Hangi dayanışma” demek lazım.. Her iki gazete de, gerçek gazetecileri hedef göstermekte yarışmıyor mu! Yeni Şafak, Beyaz Show’daki Ayşe öğretmen vakasından sonra, internet sitesinde “Beyaz akıllı ol” diye tehdit savuran yüzü maskeli polis videosunu paylaşmadı mı! Can Dündar ve Erdem Gül için linç kampanyaları açan onlar değil mi! Ve ayrıca, Doğan Grubu’nu, Hürriyet’i her fırsatta tehdit eden / ihbar eden / aşağılayan başkası mı!

Alın size bir örnek..

Şu satırlar, CNN Türk’teki bir programın sunucuları için, Akit’ten: “Kendileri “ibne”lerle yatıp kalktıkları için. Ruhlarına işledi, “gay”lik.. İstiyorlar ki; hükümet de, kendileri gibi “gay”lik yapsın.”
Başlı başına bir nefret söylemi. Düzeysizlik örneği.

Aşağıdaki satırlar da, Akit yazarı Ali Karahasanoğlu’nun, Hürriyet’e üst üste iki baskından sonra yazdıklarından:



“Hürriyet’e yapılan baskına sessiz kalıyorum!.. “Geçmiş olsun” hiç demiyorum. Tam aksine, haykırıyorum: “Ahlaksızsınız siz!” 16 askerimiz şehit olmuş. Adamlar, üç kuruşluk kapı camlarının kırılmasından, “Demokrasiye büyük saldırı” malzemesi çıkartıp, edebiyat yapıyorlar.”

İnsan düşünmeden edemiyor. Hadi, BUNA RAĞMEN “büyüklük ve insanlık bizde kalsın” diye, Akit ve Yeni Şafak’a saldırıları kınadınız.. Neden ziyaretlerine gidersiniz? Nasıl bir gerekçeyle dayanışma mesajı verirsiniz?

İfadeyi bağışlayın ama sıkıysa vermesinler!

Ankara’da Saray.. Saray’da “bütün güç bende” diyen RTE.. Ve sizin de onunla İŞLERİNİZ var.

Yazıya boşuna RTE’nin damadı Berat Albayrak ile başlamadım.

Geçen hafta, HaberTürk birkaç gün arayla Albayrak’ı iki kez birinci sayfadan haber yaptı. Her ikisinde de mevzu kömürdü. Aman da, kömür nasıl da en stratejik enerji kaynağıymış.. Aman da hükümet (ve tabii Enerji Bakanı Albayrak) bu konuda nasıl da hamleler yapıyormuş. Falan filan..

Yine aynı ifade –bağışlayın- sıkıysa haber yapmasınlar!

Açın bakın, medya patronlarının holding internet sitelerini. Açıktan yazıyorlar.

Örneğin, HaberTürk’ün patronu Ciner Holding’in sitesinde dizi dizi sıralanıyor: Kömür madenleri, bor vesoda madenleri, elektrik üretimine dair nice yatırım.. İnşaatçılık.. Turizm.. Şu bu..

Biraz daha araştırırsanız, bir haftada iki kez Berat Albayrak haberiyle gündeme getirdikleri kömür hakkında ilginç bilgilere de rastlıyorsunuz. Örneğin, Çayırhan kömür madeni için şöyle bir not görüyorsunuz: “Devir öncesi günde 500 ton.. Devir sonrası 7.000 ton..”

Kapasite günde 500 tondan 7.000 tona nasıl çıkartılmış diye sormayın. Soma’da yaşanan facianın ardından çok net gördük, anladık:

n AKP seçim rüşveti olarak, yoksul yurttaşa kömür yardımı yapıyor. Her geçen yıl, bu yardımın kapsamı da miktarı da artıyor.

n AKP, bilumum maden ocakları gibi, kömür madenlerini özelleştirip, ruhsatını da eş dost, yandaşlara veriyor.

n O yandaşlar, AKP’nin “daha çok daha çok kömür” ihtiyacı için üretimi artırıyor.

n Bu amaçla, madenlerde vardiya saatleri uzuyor. İşçiler, yukardaki örnekte görüldüğü üzere, kapasiteyi 5-10 misli artırmaya zorlanıyor.

n AKP, neler neler pahasına üretimi artırılan kömürü, zaten alım konusunda peşin taahhütte bulunduğu için “bu devletin parasıyla” satın alıyor. Siyaset için dağıtıyor.

Ne sadece Ciner.. Ne sadece Doğan.. Türkiye’de birkaçı dışında tüm medya patronlarının, başta (son günlerin en gözde sektörü) enerji olmak üzere on tarakta bezi var. Hepsinin Ankara / SARAY İLE İŞLERİ VAR!

Elbette onlar “dayanışacak”.. Elbette onlar Saray ne buyurursa yapacak.. Sıkıysa yapmasınlar!