Google Play Store
App Store

Tüm iş yerleri ve fabrikalar tatil edilmeli, hak kaybı olmadan herkes evlerine gönderilmeli! Sosyal yaşam minimuma indirilmeli. Günde şimdilik en az 30 bin test yapılmalı. Vaka yerleri açıklanmalı

Önlemler, hemen şimdi!

Korona virüsü salgını ve ona bağlı ortaya çıkan COVID-19 hastalığı hızlı ilerlemesine devam ediyor. Vaka sayıları artıyor, göz açıp kapayıncaya kadar virüs yayılıyor. Bu yazı yazılırken tanımlanabilen vakaların sayısı 600 bini geçmiş, 27 bin kişi yaşamını yitirmişti. Önlemler düzeyinde de atalet ve kafa karışıklığı gözleniyor. Yanlış bilgiler, hurafeler, ciddiyetsiz yaklaşımlar ve gelmekte olan felaketi olduğundan basit gösterme çabaları Türkiye’nin ana akım medyasında günlük pratikler haline geldi. Çok kısa ve net biçimde neyin yapılması gerektiğini, bizi neyin beklediğine biraz değinelim.

Korona virüsü ile ilgili Birgün Bilim sayfasındaki ilk yazımızı 2 Şubat’ta yazmıştık, sonrasında da defalarca hem burada hem de farklı mecralarda bu konu üzerinde önlemlerin ne olması gerektiğine dair görüş belirttik. Henüz çok az vaka vardı ve ülkeler salgın ihtimaline karşı neler yapılabileceği net değildi. Özellikle Türkiye’de vaka açıklanmamış olması belki bir şans bile olabilirdi. İlk günden itibaren ön plana çıkardığımız ve her gün yeni bilgilerle güncellediğimiz birkaç konu vardı:

■ Salgında hızlı hareket etmek ve en radikal kararları alabilme becerisini göstermek salgını önlemede elzem.

■ Bu salgının yayılma dinamikleri net olmamasına rağmen semptom göstermeyen (virüse sahip ama hastalık belirtisi göstermeyecek olan asemptomatik ve virüse sahip ancak henüz hastalık semptomu göstermemiş pre-semptomatik) kişilerce yayılmanın gerçekleştirildiği düşünülüyor. Yaygın tanı testleri ile semptom göstermeyen bu kişilerin bulunması ve henüz hastalığı yaymadan izole edilmesi çok önemli.

■ Yapılan epidemiyolojik çalışmalara göre enfekte olan kişilerin neredeyse dörtte üçü 60 yaş altı kişiler. Virüsün toplum içinde yayılmasını bu gençler sağlıyor. Genç nüfusun etkileşimini ve sosyal yaşamdan çekilmesini sağlamak salgını önlemede birinci kural.

■ Ölüm oranları 60 yaş üstü için daha yüksek olsa da hiçbir kronik hastalığı olmayan birçok genç insan ve sağlık çalışanı da yaşamını kaybediyor. Yani bu bir yaşlı hastalığı değil, herkesi etkiliyor. Dün Fransa’da 16 yasında bir genç hiçbir başka hastalığı olmadığı halde yaşamını kaybetti.

■ Başarılı sayılabilecek önlemleri alan Çin, Almanya ve Güney Kore’de en başından beri yapılan yaygın test ve vaka takibi. Çin, Wuhan eyaletinde sokağa çıkma yasağı ilan etmişti ve 23 Ocak’taki bu önlemden sonra salgının yayılması azaldı. Almanya’da da birçok yerde kontrollü sokağa çıkma yasakları var. Toplumsal alanda 2 kişiden fazla yan yana gelmek yasak.

■ Sağlık sisteminin kapasite projeksiyonu ve vaka tahminleri ile desteklenmesi, personelin tüm ihtiyaçlarının karşılanması olmazsa olmaz! Çünkü bu defans mekanizması hastalığın ilerleyen süreçlerinde düşüyor ve sağlık personeli hastalanıyor, yaşamlarını kaybediyor. Savaş bu anda kaybedilmiş oluyor.

Türkiye’de ise süreç şu şekilde işledi:

İbadetlerinden gelen kişiler hiçbir önlem alınmadan memleketlerine gönderildi ve toplumla iletişime geçmelerinin önünde engel konmadı. Kongre ve toplantılar uzunca bir zaman iptal edilmedi. Test yapılmaya çok geç başlandı ve hala test kapasitesi yeterli değil. Türkiye’de 50 bine yakın test yapılırken Almanya’da günde 200 bin test yapılıyor. Bu sayı, haftada 500 bine çıkartılacak. New York eyaleti günde 18 bin test kapasitesine sahip. Yine de bu bölgelerde virüsün yayılımı artıyor ve tedirginlik var. Türkiye ise dünyada vaka artış ivmesi bakımından ilk sırada olmasına rağmen hala bir rehavete sahip. Vaka yerlerinin açıklanmaması bile en baştan beri grotesk bir tutum. Test kitleri ile ilgili bir türlü şeffaf bir bilgi verilemezken, yurt dışına kitler satılıp yurt dışındaki kitler alınırken hala günlük tanı kapasitesi çok düşük. Sağlık sisteminin eksiklikleri hem TTB hem de diğer meslek örgütlerince dillendiriliyor.

Maske ve malzeme eksikliği en baş sorun. Yatak ve yoğun bakım ünitesi sayısı dünyanın hiçbir yerinde yetmeyecek gibi görünürken Türkiye bundan azade değil. Ancak hala tam bir sokağa çıkma yasağı uygulanmıyor, zaten etkili bir söz söyleyemeyen bilim kurulunun ürkek önerileri de kabul görmüyor. Türkiye’nin adımları geç kaldığından hastalığın ilerleme aşamalarıyla örtüşmüyor. Erken safha önlemleri geç safhalarda alınıyor.

İşçiye ücretli izin, yaygın test, ayrıntılı bilgi

Tüm iş yerleri ve fabrikalar tatil edilmeli, hak kaybı olmadan herkes evlerine gönderilmeli! Sosyal yaşam minimuma indirilmeli. Günde şimdilik en az 30 bin test yapılmalı. Vaka yerleri açıklanmalı. Hastanelerin ve personelin tüm ihtiyaçları sağlanmalı, güvenliği öncelenmeli. Bunlar yapılması gerekenlerden sadece bazıları.

Bu salgının tarihi henüz yazılmadı. Önceki deneyimlerden şunu biliyoruz ki bu tarih çoğu zaman “keşke”ler ve atılmayan adımların getirdiği felaketlerle yazılır. Türkiye bir an önce hastalığın yaygınlık aşamasına uygun adımları atmalıdır. İnsanlarımızı ancak bu şekilde kurtarabiliriz.