‘Yazmak bedava zihin turizmidir. Yüzme seyrederek yüzücü olunmaz. Yüzerek girerek olunur...

‘Yazmak bedava zihin turizmidir.
 Yüzme seyrederek yüzücü olunmaz.
 Yüzerek girerek olunur.
 Yazdıklarını kimse okumasa
 sen okursun.
 En önemli okurun kendinsin.
 Yirmi yıl sonra
 yazdıklarını okumak ilginç olmaz mı?
 Yazmak özgürleştirir.
 Kötü yazmaktan korkma.
 Saçmalamaktan korkma.
 Çok okuma, verimli oku.
 Çok çalışma, verimli çalış.
 Öğretmenler yardımcı sana.
 Temiz hava hakkını savun,
 akciğerine saygılı davran.
 Özenle davran, verimli yaşa.
 En önemli engellerin çoğu
 alıştırıldığın birer kalıp olarak
 zihninde. Edebiyat
 kölelik kalıplarını çatlatır,
 kırıp kurtulmana
 özgürleşmene yardımcı olur.’

Böyle dedim öğrencilere, Ordu’da.
3. Uluslararası Ordu Edebiyat Festivali
bağlamında
davet edildiğimiz okullarda.
Tabii, ‘ikinci çoğul şahıs’ versiyonu ile.
Şu değerli kurum ve kişilere
şükranla:
Kültür Bakanlığı, Valilik,
Rektörlük ve Emniyet Müdürlüğü,
CHP’li Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun,
Belediye Başkan Yardımcısı Özer Karadağ,
Festival Komitesi –başta Şinasi Tepe ile
festival kitabı editörü Mesut Şenol
ve Tozan Alkan olmak üzere.
Özveriyle katkıda bulunan
sevgili mihmandar öğretmenler.
Ayşegül Yurttaş seçkin gönüllü
edebiyat öğretmenlerinden biri.
Saygı ve sevgiyle karşılayan müdürler,
yardımcıları, umut veren öğrenciler…

Ordu Bilim ve Sanat Merkezi’nin
değerli müdürü Tuncay Topal
üstün zekâlı öğrenciler için olan
Bilim ve Sanat merkezlerinin
savunulmasından yana. E tabii,
eleştirel ve yaratıcı akıldan
korkmayan herkesin
savunması gerektiği gibi.
Nicedir farklı yorumla sevdiğim mısra
Tuncay Topal’a da hitab etti
Bilim ve Sanat merkezleri bağlamında:
‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış,
şaşarım.’
Her türlü despotluğa karşı iyi bir söz
değil mi?
Mehmet Akif Ersoy imzası
bu sözün ‘koruma’sı.

Yurttan şair, yazar, eleştirmen,
çevirmen ve yayıncılar:
Hıfzı Topuz, Doğan Hızlan,
Pınar Kür, Ahmet Emin Atasoy,
Müslim Çelik, Orhan Alkaya, Müge İplikçi,
Mustafa Mutlu, Mavisel Yener,
İlyas Tunç, Gonca Özmen
ve Özgen Kılıçarslan Danyal
yetmiş kişiden sadece birkaçı.
Rodos Yazarlar ve Çevirmenler Evi
Yöneticileri Eleftheria Binikou ile
Nancy Tryposkoufi deneyimlerini
paylaştı –açılışı yapılan
Ordu Dünya Yazarlar Evi bağlamında.
(Sanırım kısaca Ordu Yazar Evi de
denebilir -konuşurken.)
Romanya ile Bulgaristan’dan da
şairler vardı.

Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği
Türkiye Merkezi Başkanı Üstün Akmen,
TYS Başkanı Mustafa Köz ve
PEN 2.Başkanı Halil İbrahim Özcan ile ben
kurumlarımızı temsil ettik.

On kişilik PEN Uluslararası Yönetim Kurulu
iki üye ile temsil edildi: Aynı zamanda
Güney Kore PEN Merkezi Başkanı
olan şair Gil-Won (Cilvan) Lee –ki
öğrenciler ona Cilvan Amca dedi) ile
aynı zamanda Trieste PEN Başkanı olan
İtalyan romancı Antonio Della Rocca.
Mutlu oldular, buluşmak dileğiyle ayrıldılar.
Gil-Won Lee Türkçe ile Korecenin
akrabalığına değindi.  Türkiye-G.Kore
edebiyatları arasında
daha yoğun etkileşim diledi.

İstanbul 12 harika bir grup olarak
müzik ziyafeti çekti
çeşitli dillerde
uluslararası konuklar şerefine.
Haldun Taner ustanın
‘Eşeğin Gölgesi’ piyesi
Ordu Şehir Tiyatrosu’nca
başarıyla yorumlandı.
Ordu Şehir Tiyatrosu yarım yüzyıllık.
Ülkemizin ikinci en eski şehir tiyatrosu.
Bravo! Nice yıllara!
Üstün Akmen eleştirisindeki pek çok hususun
dikkate alınıp oyunun geliştirilmesinden
memnun olduğunu belirtti.
Demet Taner dolu dolu bir konuşma yaptı
kapanış töreninde.
Haldun Taner keskin hiciv zekâsı ile
Aristofanis’in (evet, i ile: Aristofanis)
yanında bence

Tek başına bir kurum olan Doğan Hızlan
Ordu’nun Fahrî Hemşehrisi seçildi.
Hıfzı Topuz’un aydınlanmacı olduğunu vurgulaması
ve ‘Atatürkçü bir sosyalistim,’ deyip
laikliğe dikkat çekmesi
hem okul gezilerinde öğrencilerden
hem de konferans salonunda izleyicilerden
büyük alkış aldı.

Festival açılışında
‘Bu kitap benim için kutsal,’ dedim
festival kitabını göstererek.
Ordu Yazar Evi’ni açış konuşmamda ise,
‘Çevirmenler dünya barışının elçileridir.’

Yıllardır bir liseli asistan diliyordum.
Ordu’da buldum: Rumeysa Kinsiz.
Pırıl pırıl gence önerim:
‘Sağlığına özen göster, yaz,
İngilizceni geliştir.’

Ordu Dünya Yazarlar Evi’nde
şiir atölyesi yaptık –aklımıza esince.
Başlanmış oldu böylece. (Yayımlarız.)
Sonra da öykü semineri, keyifle.
Umutluyum.

Pınar Kür tüm konuklar adına konuşmuş oldu:
‘Artık aynı zamanda Orduluyum.’