Enerji sektörü yeni yıla hızlı başladı. Kapasite Mekanizması Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle hidroelektrik santrallar mekanizmadan çıkarıldı. Böylece devletin kapasite mekanizması kapsamında ödeyeceği para azalacak. Tasarruf tedbiri deyip sevinmeyin, gidilecek daha çok yol var. 2023’ün ilk 11 ayında, bu mekanizma kapsamında özel sektörün elindeki santrallara ödenecek miktar şimdiden 3,5 milyar TL’yi buldu. Bu miktarın 1 milyar TL’ye yakını ise bir süre önce özelleştirilen santrallara ait.

Bu mekanizmanın benzerleri başka ülkelerde de var. Gerekçesi, yenilenebilir enerjinin payının artığı ülkelerde, depolama yöntemleri yerleşene kadar arz sorunu yaşamamak. Başta termik santrallar olmak üzere, istendiğinde devreye giren santralları çalışmaya hazır halde bekletmek. Sürekli çalışmayacakları için de kayıp zamanlarını telafi etmek için bir bedel ödemek. Bir çeşit sübvansiyon aslında. Bizde ise durum farklı.

Türkiye’de bir arz sorunu yok. Kurulu gücün 106 bin, en yüksek talebin 55 bin megavat olduğu bir ülkede arz sorunundan bahsedilemez. Arz sorunundan çok ‘istendiği’ gibi artmayan elektrik talebi sorunu yaşanıyor. Herkes enerjiyi verimli kullanmaya çalışırken biz plansızlık nedeniyle tüketimi artırmaya çalışıyoruz ama olmuyor. 2023 yılı da ekside kapanırsa, son beş yılın üçünde elektrik tüketiminin azaldığı bir dönemi geride bırakmış olacağız. Talep tüm çabalara rağmen artmayınca da yapılan onlarca gaz santralı, özelleştirilen kömürlü termik santrallar tam kapasite çalışamıyor ve planladıkları kârı elde edemiyor. Şirketler rahatsız.

3,5 MİLYARI BULDU

Neyse ki bu şirketleri çok seven bir hükümetleri var. 2018 yılında kapasite mekanizmasını devreye alıp, birçok santrala teşvik vermeye başladı. Bu yıl listeden çıkarılan hidroelektrik santrallar da 2019 yılında mekanizmaya eklenmişti. Şirketlere ödenen para az buz değil. 2023 yılının 11 ayında bu mekanizma kapsamında şirketlere ödenen miktar 3,5 milyar TL’yi buldu. Hidroelektrik santrallar bu miktarın yüzde 8,5’ini almıştı. Aslan payı ise gaz santrallarında ve onlar mekanizma içinde kalmaya devam edecek. Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu raporlarında bu durumu, “İlk gündeme geldiği yıllarında amaç arz güvenliğinin sağlanmasıydı. Şimdi ise yapılan plansız yatırımların yarattığı arz fazlalığı ortamında, özel şirketlere destek sağlamanın yöntemlerinden birisi oldu” diye yorumluyor.

2023 yılının ilk 11 ayında teşvikler kime gitmiş, ona da bakalım. ENKA’nın Adapazarı, Gebze ve İzmir’deki gaz santrallarına 11 ay sonunda ödenecek miktar 640 milyonu bulmuş. Enerjisa’ya ait biri kömürle, ikisi gazla çalışan santrallarına 285 milyon, Bilgin Enerji’nin gaz santralına 152 milyon, Aksa’nın gaz santralına 147 milyon, Yeni Enerji’nin gaz santralına 144 milyon, Akenerji’nin gaz santralına 138 milyon, Acwa’nın gaz santralına 129 milyon, Gama Enerji’nin gaz santralına 127 milyon, RWE- Turcas şirketinin gaz santralına 101 milyon, Boyobat Elektrik’e ait HES’e 97 milyon, Koloğlu Holding’e ait Soma Kolin Kömürlü Termik Santralı’na 88 milyon, Cengiz Enerji’nin gaz santralına 87 milyon, Odaş Grubu’na ait Çan-2 kömürlü termik santralına 57 milyon ve Ciner Grubu’na ait Silopi’deki kömürlü termik santrala 55 milyon lira ödenecek.

ÖNCE ÖZELLEŞTİR SONRA DESTEKLE

İşin bir de özelleştirme boyutu var. Özelleştirilen santrallardan da bu kapsamda ciddi miktarda destek alanlar var. Örneğin, Limak ve IC İçtaş şirketlerine ait, Akbelen’in canına okuyan Yeniköy ve Kemerköy kömür santralları. Bu santrallara 11 ay için ödenmesi gereken teşvik miktarı 190 milyonu bulmuş. Tunçbilek, Seyitömer ve Orhaneli kömürlü termik santralları da özelleştirilip Çelikler Holding’e verilmişti, bu yıl kapasite mekanizmasından en az 161 milyon TL ödenecek. Özelleştirilen Hamitabat gaz santralı için Limak Doğal Gaz Elektrik Üretim A.Ş.’ye 191 milyon, Soma-B ve Kangal kömürlü termik santralları için Konya Şeker A.Ş.’ye 167 milyon, Yatağan kömür santralı için Aydem Enerji’ye 116 milyon ve Oymapınar HES için Cengiz Holding’e 93 milyon ödenmesi de kesinleşti.

Bunlar sadece 2023’in ilk 11 ayına ait rakamlar. Yıllardır ödenen miktarları düşününce, özelleştirmeyle risk aldığı iddia edilen bu firmaları devlet adeta kurtarmış desek yeridir. Bu nasıl serbest piyasa anlamak mümkün değil. Madem teşvik verip ayakta tutacaktınız, neden kamunun santrallarını özelleştirdiniz? Halkın parasını kullanıp bu yatırımları ayakta tutmaya çalışacaksak, en doğrusu santralları kamunun elinde tutmak olmaz mıydı?