Jean-Baptiste Clement’in ‘Kiraz Zamanı’ şiiri Paris Komünü’nde dillerden düşmeyen bir beste haline gelmiş ve komünün sloganlarından birine de ilham olmuştu: “Kiraz mevsimi yok edilmezse, kiraz işçilerini de yok etmek mümkün değildir.” BirGün emekçileri kiraz işçileridir.

Şimdi kiraz zamanı

Emre Yıldırım  - BirGün TV Koordinatörü

Sevgili Necmi Erdoğan BirGün’deki ‘günümüz yoksulluğu üstüne notlar' dizisinin 2’ncisinde yoksulların bakışını, “Yoksulların da gözleri vardır. Bazen açlıktan gözbebekleri büyür, yorgundur, yaşlıdır veya öne eğiktir ama bazen de delicidir ve bakanı ürpertebilir” diyerek ifade eder ve şöyle devam eder: “Yoksulların gözleri Ranciere’in öğrettiği gibi, ‘düşünenler’ ve ‘yapanlar’ ayrımını geçersiz kılan düşünceli gözlerdir de. Onların gözlerinden etrafa -dağınık, karmakarışık, çelişkili ve tutarsız da olsa- ışıklar saçılır. Yoksul bakışı içerden dışarı bakan bir bakıştır.” 

BirGün, dönemin düşünceli bakışları arasında 20 yıl önce bir ıslık çaldı. Bir senfoni değildi belki ama dünyayı değiştirebilecek bir yeni doğanın ilk çığlığıydı.

Kimilerine göre de açlıktan gözbebekleri büyüyen, yorgun, yaşlı veya öne eğikti. Ama o ıslık sesi kendisine omuz verenlerin ellerinde öyle büyüdü ki; Bir grev çadırında yankılanan marş, öğrencinin sıkılığı yumruğunda hırs, direnen kadınların sloganlarındaki ders oldu. Hangi dağ efkârlıysa orada oldu. Kerameti kendinden menkul sanılmasın. En çok da gücünü, ’İçeriden dışarıya bakmaya’ mahkûm edilenleri, ‘düşünenler’ ve ‘yapanlar’ ayrımını yıkmaya, beraber eylemeye çağıran ısrarlı davetinden aldı. 

BirGün’ün cılız sanılan ıslığı, 20 yıllık yolculuğunda kimsesizlerin kimsesi oldu. 

Her zaman daha iyisini yapmaya çalışırken çuvalladığımız da oldu, genç odalarına afiş, duvara yazılan slogan, zulme karşı sımsıkı duran yumruğa güç olduğumuz da. Hiç bir zaman yalan söylemedik. Hiç aldatmadık. Bir kez bile eşitlikten, özgürlükten, adaletten ödün vermedik ve arkadaşlıktan, arkadaşlarımızdan vazgeçmedik.  

Zoru görünce kaçan değil, akıntıya karşı yüzen olduk. Üzülmektense öfkelenmeyi, kavga etmeyi tercih ettik. ‘Artık her şey bitti’ demeden dayanışma ile cesaretlenip hep bir ağızdan ‘her şeye rağmen’ diyebilmekte ısrar ettik. 

Ceza, tehdit ve zorbalıklarla gerçeğe karşı rüzgâr ekenlerin fırtına biçtiği bir hasat ve hesap mevsimi ile karşıladık 20’nci yaşımızı. 

20 yılımız yalnızca ayakta kalmakla takdir edilecek bir zirve noktası değil, aynı zamanda bir başlangıçtır. Yapabildiklerimizi daha iyi yapıp yapamadıklarımız için yola düşeceğiz. Yeni hikâyeler yazacak, toplumun aynası olacak, en derin nefesi çekip en güçlü ıslığı hep bir ağızdan çalacağız. 

Jean-Baptiste Clement’in ‘Kiraz Zamanı’ şiiri Paris Komünü’nde dillerden düşmeyen bir beste haline gelmiş ve komünün sloganlarından birine de ilham olmuş. O slogan umudunu yitirenlere en güzel cevabı şöyle üretmişti: “Kiraz mevsimi yok edilmezse, kiraz işçilerini de yok etmek mümkün değildir.” 

Her şeye rağmen kiraz mevsimini yok ettirmeyen emekçi ve yoksul halkın umudu, sığınacağımız tek limandır. 

BirGün emekçileri kiraz işçileridir.