Veda edememek üzerine
“Her an etrafımda olan bir enerjiye veda etmem mümkün değil” diye düşündüm az önce. 7 Nisan’da yaşamını yitiren arkadaşım, ağabeyim Çağlan Tekil’e veda edemediğim için çok huzursuz hissediyordum, sanki bir şeyler yarım kalmış gibiydi.
Ve fakat… Çağlan ve tüm üretimleri etrafımı sarmış durumda. Onunla birlikte biramızı tokuşturup izlediğimiz ve onun düzenlediği tüm konserlerde nasıl azdığım hep aklımda. Radyo Eksen’in Babylon’daki partilerinde kulisi saran kahkahalarımız hep kulaklarımda. İmzasını attığı Laneth, Non Serviam ve Headbang dergileri çalışma masamda duruyor şu anda. Yanlarındaysa yazdığım ve yine Headbang gibi Karakarga Yayınları’nın bastığı “Ezhel - Kazıdım Tırnaklarla”nın Çağlan’a imzalanmış bir kopyası... Kitabım onu çok heyecanlandırmıştı. Ezhel’i çok severdi ve kitabımın çıkmasını dört gözle beklediğini biliyorum. Hastaneden çıktığında kitabımı okuması için ilk ona imzaladım. İlk imzalanan kopya onundu. Üstünde adı yazan zarfı açamadım. Hala kapalı duruyor.
Çağlan ile yazılarını okuyarak tanıştım. Laneth’e yaş olarak yetişemedim fakat Non Serviam ile büyüdüm. “Boyun eğmeme” tabirini o dergiden öğrendim.
Bugünlerde yeni takıntım çeşitli taşınmalarda kaybolan Non Serviam arşivimi yeniden toparlamak. Sahaflara bakıp duruyorum. Eski müzik yazılarını okuyup hala yeni bir şeyler öğreniyorum.
Headbang ile bağlantım kurulduğu zamanlara dayanıyor. Yıllar içinde çok olmamakla birlikte Headbang’e ya kritik yazdım ya da röportaj verdim. Yıllarca ağabey olarak gördüğüm adamla az da olsa çalışma fırsatı yakalamak benim için çok mühimdi. Çağlan Tekil bir röportajımı beğenmiş ve başka bir mecrada yayınlanmış olsa da kendi hazırladığı dergide kullanmak istemiş. Gurur be.
***
Saygı duruşunda bir zirve
Headbang 6 sayıdır Bookazine olarak Karakarga Yayınları tarafından basılıyor. İlk 5 sayının başında yine Baron lakaplı metal şovalyesi Çağlan vardı. Derginin son sayısı hazırlanırken 15 Şubat’ta Çağlan beyin kanaması geçirdi. O gece haberi aldığımızda hastaneye koştuk. 7 Nisan’da kaybettik Çağlan’ı. Yarım kalan sayı kalem arkadaşları tarafından ona ithaf edilerek bitirildi. Doğu Yücel, Güray Topaç, Mazhar Bilgiç, Bahar Heper, Özgür Yılgür, Barış Efendioğlu, Özgür Öğret, Kerem Onan, Ersay Uçak, Zeynep Çolakoğlu, Merve Akça ve Utku Usta dergiyi yayına hazırlayan ana ekip. Bu hazırlık döneminde Çağlan’ın daha önce birlikte çalıştığı ve çok yakın dostu olduğu eski arkadaşlarından ithaf yazıları istendi. Bu süreçte özellikle sevgili dostum Özgür Yılgür ile sıklıkla konuştuk. Bu bookazine içinde ne kadar büyük bir emek olduğunu ilk yakından gördüm.
Headbang macerasına nokta koyan bu 6. sayıda Özgür’ün imzasıyla yayınlanan harika bir Pentagram dosyası var. “Klasik Albüm” dosya başlığıyla yayınlanan bu yazı Çağlan Tekil’in Laneth dergisinde yayınladığı Pentagram dosyasıyla kapanıyor. Bundan daha sıkı bir saygı duruşu olamaz.
Yazımın başına dönecek olursam… Dergide pek çok saygı duruşu niteliğinde yazı var. Her yazı Çağlan’ı anlatıyor ama okurken o döneme ait bir şeyler öğrenebiliyorsunuz. Özellikle Nikki Wild’ın veda yazısını okuduktan sonra Çağlan’a veda edemediğimi düşünerek üzülmekten vazgeçip bir anda ferahladım. Nikki Wild, Çağlan’a: “Ben arkadaşıma veda etmiyorum… ...Sevdiğim kimseye veda edemem, görüşürüz derim” diyerek yazısını sonlandırmış..
Ben de artık Çağlan’a veda etmekten vazgeçtim. Üstüne saatlerce konuştuğumuz albümleri dinledikçe, onun bize bıraktığı türlü dergideki yazılarını okudukça Çağlan hep etrafımda zaten. Sadece bir süre görüşemeyeceğiz, o kadar. Laneth’te dediği gibi “Bize ölüm yok!/No death to us!” Yollarımız kesiştiği için mutluyum.
Her şey için teşekkürler.