Zihinler enfekte olmuşsa!
Türkiye’nin her yerinden haber/görüntü/iddia yağıyor. Çığ gibi üzerimize akıyor. İktidar ve medyası onlar ‘yokmuş’ gibi davranıyor. Bizlerse bir yandan hepsine yetişmeye, öte yandan okuyucularımıza/seyircilerimize ‘gerçek olanı’ aktarabilmek için filtreden geçirmeye... Seçmeye çalışıyoruz.
İleride... Bir gün... Umarım yakında... Bu kabus sona erip de bugünleri düşündüğümüzde... Benim aklımda, en başta ‘bilime direnenler’ kalacak.
Dua ile virüsten kurtulacağına inananlar, hele bunu Reis söylüyorsa ‘kesin bilgi’ sayanlar, ülkeyi yakıyor. Yakacak.
Mutlaka okumuş, duymuşsunuzdur; Peygamber Cizre’de bir kadının rüyasına girmiş ve ‘sumağı suya karıştırıp için, yeter’ demiş. Buna inanıp sumağa saldıran ve hiçbir önlemi ciddiye alıp uygulamayanları ne yapacaksınız? Ne yapabilirsiniz?
“Corona’ya şu dua iyi geliyor”... ya da “Filan duayı günde 100 kere okursanız virüs eve uğramıyor” diyenler ve körü körüne onların peşinden gidenlerle toplum sağlığı nasıl güvende olur?
Düşünün! Bizi yönetenlerin ‘en aklı başında’ ismi olduğu iddia edilen Sağlık Bakanı Koca son basın toplantılarından birinde,
“EN BÜYÜK KOZUMUZ YAKALANMAMAK”
dedi de, sosyal medyanın eline/diline düşüverdi.
Başta Reis, ülkeyi yönetenler... Daha doğrusu yönettiklerini iddia edenler sorular çalışmadıkları yerden gelince şaşırıp kaldı.
Erdoğan, önce SABIR VE DUA tavsiyesi ile yetindi. Sonra baktı ki bunlar Covid-19’un umurunda değil, sıkı önlemler açıklamaya başladı.
Tabii, yandan yandan kitlesine eski bildik İHVAN mesajları vermeye devam ederek.
Örnek mi?
★ ★ ★
Camiler cuma namazına bile kapandı, malum. Ama son cuma bir baktık ki Saray’daki Millet Camii’nde namaz kılınıyor. Üstelik şan olsun diye mi, inadım inat der gibi mi kimbilir, hutbeyi de bizzat Diyanet İşleri Başkanı okuyor.
Okuyor da, nasıl!
İmam Hatip’ten Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne, hayatı İslam üzerine eğitim ve araştırmayla geçmiş bir isim, Cemil Kılıç kralın çıplak olduğunu fark etmiş... Twitter’da bir mesajla ‘ne olduğunu’ anlattı:
“Beştepe Camii’nde kılınan VIP Cuma namazında, hutbede Diyanet İşleri Başkanı kimi Arapça dua ve ayetleri hem yanlış hem de eksik okudu. Çok şaşırdım doğrusu. Göstermelik olunca rabbim mi şaşırtıyor yoksa?”
★ ★ ★
Rota, akıl ve bilimi saf dışı edince gerçekten de şaşıyor.
Böyle bir dönemde Kanal İstanbul ihalesine çıkmak... Hemen sonrasında da Ulaştırma Bakanı’nı görevden almak... AKP’ye oy verenlerin bile ağzını şaşkınlıktan açık bırakmak... “Millet can derdinde, kasap et derdinde” dedirtmek... Şaşkınlıktan başka nedir ki!?
Bir de SANCAK meselesi var, biliyorsunuz.
Cuma günü, henüz o malum video yayınlanmadan önce, Medya Mahallesi’nde konuğum Emin Çapa ‘duyumunu’, sözlerini itinayla seçerek aktarmıştı. Yerli tanı kitlerinde doğru tespit oranı yüzde 95 iken, doğruluk payı yüzde 30’u geçemeyen Çin malı kitlerin alımındaki ısrara dikkat çekmiş... Çin’den 2 milyon adet kitin neden ve daha önemlisi KİMLER TARAFINDAN ithal edildiğini sorgulamıştı.
Emin Çapa, elinde belge olmadığı için isim vermemişti. Ancak adresi, ‘savunma sanayiinde Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen önemli bir kişi, grup’ diye işaret etmişti.
Video bu yayından saatler sonra patladı.
Erdoğan’a aşkıyla bilinen ve bu aşkın karşılığını savunma sanayiinde aldığı devasa işlerle gören Ethem Sancak’ın yeğeni Murat Sancak ‘tanı partisi’ görüntülerini paylaştı.
Parmağında Cumhurbaşkanlığı forsu işlenmiş yüzüğüyle, tanı kitlerini masaya yaymış... Dostlarıyla ‘sende ne var bende ne var’ oyunu oynuyordu.
Konu ertesi gün Sağlık Bakanı Koca’ya soruldu. O da “Olmaz öyle şey, kişiler tanı kiti alıp kendisi uygulayamaz” mealinde bir şeyler söyledi. Söylerken de, bakın işe, TRT yayını kesiverdi!
★ ★ ★
Bugünler daha iyi nasıl anlatılır, anlaşılır ki?
Yoksullara dua, dogma, masal...
Bir avuç zengine ‘teşvik paketi’, yeni fırsatlar, yeni kâr kapıları...
Eğer zihinler enfekte olmuşsa hiçbir ilaç, hiçbir aşı fayda etmez.
Bu ülkenin gerçek sorunu işte budur.
Elbette Korona salgını er ya da geç bitecek. Ama Türkiye -ve aynı kategorideki ülkeler- için aslolan işte bu zihniyetin bitmesi, bitirilmesidir.