Refik Durbaş

Asıl adı Mustafa İzzet Baki  idi. Kimi yazılarında “Remzi Aczi” adını da kullandı. “Tercüman-ı Hakikat” başyazarı ve “Baba” olarak anılan...

Orada bekliyordu her sabah. Bir özel bankanın önünde. Dudaklarının ucunda filtresiz bir sigara. Yüreğinde “sanal” ve “banal” heyecanlar... Ev kirası... Bir önceki geceye kilitlediği yalnızlığı... Sabahın...

İtiraf edeyim, 12 Mart 1971’den 12 Eylül 1981’e kadar devlet ile işim de, ilişkim de olmadı. Mesela pasaport almadım. Oysa...

Ahmet Hamdi Tanpınar, çocukluğunda bir Arabistan şehrinde ihtiyar bir kadın tanımıştır. Kadın sık sık hastalanır, humma başlar başlamaz İstanbul sularını...

Salâh Birsel, bir konuşmamızda “Benim günlüğüm Cumhuri­yet döneminin ilk edebiyat günlüğüdür. Daha doğrusu Türk edebiyatının ilk edebiyat günlüğü­dür.” demiş ve...

Seksenli yılların sonunda “Cumhuriyet”te içinde benim de olduğum bir özel haber servisi kurulmuştu. Beş arkadaştık ve röportajlar, dizi yazılar hazırlayacaktık....

Ressam Fahir Aksoy’a göre Nurullah Ataç, “platonik âşığın tekidir.”   Aksoy ve arkadaşları bir gün Ankara Kutlu’da otururlarken Ataç telaşla içeri girer....

Cumhuriyet şiirimizin en modern, hatta en marjinal şairiydi. 1931’de Datça’da gözlerini açmıştı hayata. Yaşamı, şiirlerinin aksine oldukça yalın: Bilinen, Ankara...

Televizyonda bir tartışma programında “taraftar” bir yazarın Kürtçe bir sözcüğü söyleyememesi üzerine “kafadar”ı bir yazar da “Ayy, bu dili öğrenmememiz...

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermek üzere olduğu günlerdir. Bir Alman savaş gemisi, savaşmakta olan bir Alman birliğinin yaralı erlerini kurtarma...

Valentino Vahit, Kuleli Lisesi’nde öğrencidir. Belkıs Safer ise Kandilli’nin en güzel kızı. Görür görmez birbirleri­ni severler. Vahit, Kuleli Lisesi’nden kaçıp...

Ülkede maraza çıkarmak için konu mu yok? Geçen haftadan beri de AKP Bitlis “meb’us”u bir zatın Eyüp’teki “Piyer Loti Tepesi”nin...

Raviyanı ahbar şöyle hikâyet eder ki, zamanın dehrinde İstanbul’da bir adam yaşar idi… Geçim sıkıntısına ne zaman derman bulunmuş… “Kredi...

Gece, uzun ve karanlık… Ağzı geniş kulplu bir kavanoz gibi gece... Karanlık, bir siyah şal olarak kaplamış her yanı... Uzun...

Cemal Süreya, “Yazarın Devletle İlişkisi”ni kaleme aldığı yazısında şu saptamalarda bulunur (Papirüs dergisi, sayı: 37): 1940’dan sonra devlet yazardan uzaklaşırken yazar...

“Ülkemizi büyük yapan mucizenin tiyatro oldu­ğunu söylersem şaşmayınız... Tiyatro, müzik ve bunları topluca içine alan kültür me­selelerine hususi bir dikkat...