AKP’nin 1 Kasım seçim beyannamesinde asgari ücretin artırılması ve emekli aylıklarında cüzi bir iyileştirme vaadinin yer alması dikkatleri fazlasıyla çekti. 7 Haziran seçimleri öncesi muhalefet partilerinin asgari ücret ve emekli aylıklarında ciddi artışları gündeme getirmesine “kaynak yok” diye karşı çıkan hatta bu talepleri seçim meydanlarında yuhalatan bir partinin bu noktaya gelmesi ilginç. Daha da ilginç olan CHP’nin “biz 7 Haziran’dan önce neyi açıklamışsak aynılarını aldılar kendi seçim bildirgelerine koydular” şeklindeki değerlendirmesi.

Oysa AKP’nin 1 Kasım beyannamesinde çalışma hayatı ile ilgili yer alan vaadler ve değerlendirmeler dikkatle incelendiğinde AKP’nin sosyal politika ve çalışma hayatına ilişkin politikalarında esaslı bir değişiklik olmadığı kolaylıkla görülebilir. Önce asgari ücretten başlayalım. Vaat şu: “Önümüzdeki yıl için asgari ücreti 1.300 TL’ye yükseltme yönünde Asgari Ücret Tespit Komisyonuna teklifte bulunacağız.” Asgari ücrette artış vaadi yüzde 30!

7 Haziran seçimleri öncesi işverenlerle gece yarısı buluşup “Muhalefetin asgari ücret vaatlerine neden sessiz kalıyorsunuz” (Milliyet, 28.5.2015) diye sitem eden Davutoğlu şimdi asgari ücreti yüzde 30 artırmaktan söz ediyor. Şu sözler de Davutoğlu’na ait: “TÜSİAD’a buradan çağrıda bulunuyorum, her fırsatta hükümeti eleştirmek için açıklama yapıyor, çıksınlar istatistiksel hesap versinler; asgari ücret 1500 lira olursa kaç işyeri kapanır” (Milliyet, 20.5.2015). Maliye Bakanı Şimşek ise “Asgari ücreti 1500 liraya çıkarmak işçiye zulümdür” diyecek kadar abartmıştı (Taraf, 22.4.2015). Şimdi çark ettiler.

Ancak, asgari ücret vaadinin hemen ardından gelen cümle dikkatlerden kaçmamalı: “Yapılan işin tehlike sınıfına göre, asgari ücrette farklılaştırılma sağlayacağız.” Bunun anlamı ne? Asgari ücreti herkes için 1300 TL’ye çıkarıp bazı işkolları için daha da yüksek mi belirleyecekler yoksa sadece tehlikeli işlerde mi yükseltecekler. Bölgesel asgari ücrete benzer bir model mi öneriyorlar. Bunlar belirsiz.

Öte yandan asgari ücret artışı işverenlere getirilen teşviklerle dengeleniyor. Asgari ücret artışının yükü devlete yükleniyor. İşverenlere istihdam desteği tam gaz devam ediyor: “İlk kez iş bulan her gencimizin maaşının [ücret olacak!] bir yıl boyunca devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız.” Böylece halen var olan istihdam desteklerine bir yenisi eklenmiş oluyor. 51 ilde uygulanan yüzde 6 oranındaki İşveren Sigorta Primi indiriminde esas alınan 10 işçi çalıştırma zorunluluğunu kaldırılıyor. Böylece işverenlere yönelik destek yaygınlaşıyor.

AKP beyannamesinde çalışma hayatı ile ilgili vaatlerin çoğu emeğe değil, sermayeye yarayacak nitelikte. AKP esnek/güvencesiz çalışma biçimlerinde ısrarlı olduğunun altını çiziyor: “Çalışma hayatına esneklik sağlayarak, işletmelerimizin rekabet gücünü artıracağız. Esnek çalışma biçimlerini geliştirerek özellikle gençlerimizin istihdama katılımının önünü açacağız.” Beyannamenin asıl kilit ifadeleri bunlar. Böylece güvencesiz çalışma biçimlerinin (alt işveren, kiralık işçilik, geçici işçilik, kısmi, zamanlı çalışma, toplum yararına çalışma) yaygınlaştırılacağı ilan ediliyor.

Beyannamenin bir diğer vaadi “işçi ve Bağ-Kur emeklilerine yıllık ilave 1.200 TL” verilmesi. “Aylık 100 lira zam” demek zor olduğu için yıllık toplamı söylüyorlar. 100 liradan fazlasına kaynak bulunamamış anlaşılan. Ancak orta ve yüksek gelir gruplarının yararlanabileceği bireysel emeklilik fonuna yüzde 25 devlet desteğinin devam edeceği vurgulanıyor. Orta ve üst gelir gruplarına yüzde 25 destek, emekliye 100 lira zam.

AKP’nin vaatlerinden biri de taşeronlarla ilgili: “Alt işverenlik (taşeron) çerçevesinde asıl işlerde çalışanları kamuda istihdam edeceğiz.” Aslında burada yeni bir şey yok. Kamuda taşeron sistemi sona ermiyor. Kamuda hileli (muvazaalı) olarak çalıştırıldığı yargı kararı ile tespit edilenler asıl işe alınıyor. Bu yargı kararları yıllardır uygulanmıyordu. Kıdem tazminatı fonu konusundaki ısrar ise biraz daha mahcup biçimde devam ediyor. “Kıdem tazminatı sisteminde sosyal taraflarla diyalog içinde çözümler geliştireceğiz.

Görüldüğü gibi AKP’nin çalışma hayatı vaatleri arasında asgari ücret hariç pek yenilik yok. Dahası AKP’nin seçim beyannamesinde sendika, toplu sözleşme, grev ve sosyal devlet konuları tek kelimeyle bile yer almazken bol bol yardımdan söz ediliyor. Meselenin özü bu.