Almanya’da kim kimi destekliyor?
Fotoğraf: AA (Arşiv)

Ezgi GÜNEYTEPE / ALMANYA

Almanya’da geçen günlerde Filistin direnişini destekleyen protestolar "antisemitizm" gerekçesiyle yasaklandı. Berlin’de bir öğretmenin Filistin’i destekleyen öğrenciye yumruk atması ve yine okullarda antidemokratik yasaklarla uygulamaların olduğu bu iklim, faşizmin bir nefes kadar yakın olduğunu gösterdi. Neredeyse her gün yeni bir skandal ve anayasa ihlaline imza atan Alman hükümetinin antidemokratik uygulamalarını durdurabilecek toplumsal muhalefetin eksikliği endişe verici.

İsrail, dünyanın gözünün içine baka baka ve övünerek savaş suçları işliyor. Batılı liderler Binyamin Netanyahu’nun arkasında dizilmiş durumda. Ancak İsrail’i koşulsuz destekleyen kapitalist-emperyalist ülkelerde toplum derinden ikiye ayrılmış durumda. Özgür ve bağımsız Filistin´i destekleyen aydın Yahudi örgütleri ve sosyalist partiler tüm yasak ve baskılara rağmen direniyor. En son yüzden fazla Yahudi entelektüelin yaptıkları açıklamada Alman hükümetinden bu zorba uygulamalardan derhal vazgeçmesi istendi. Holocoust gibi Yahudi katliamlarının yaşandığı bir ülke olan Almanya’nın hem devlet nezdinde hem de toplumsal katmanlarda verdiği refleksler, çok dikkat çekici. Gazze´deki hastane saldırısı sonrası Almanya Şansölyesi Olaf Scholz “İsrail’in kendini savunma ve vatandaşlarını koruma hakkı bulunduğunu” belirterek, bir “Holocaust” hatırlatması yaptı. Toplumun “sol”u olduğu iddia edilen kesimlerinin de bu açıklamayı desteklemesi, durumun ciddiyetini gösteriyor. Peki Almanya´da toplumda yarılmalar nerede?

YAHUDİLER FİLİSTİN DİYOR

Almanya´da yaşayan Filistinli göçmenlerin kendi ülkelerinin özgürlüğünü desteklemeleri son derece doğal bir yaklaşım. Filistin halkına bir başka destek ise ilerici Yahudi kuruluşlardan geliyor. Örneğin Ortadoğu’da Barış için Yahudilerin Sesi (Jüdische Stimme für Frieden im Nahen Osten) gibi inisiyatifler İsrail’in faşist ve işgalci politikalarını her platformda dile getirerek, Filistin halkının yanında yer alıyorlar. Kimi sosyalist parti ve örgütler (DKP, MLPD, Kommunistische Organisation…) de bu eylemlere destek veriyor. Çok sayıda baskı ve gözaltına rağmen dirençli sosyalistler, halen Filistin halkının yanında olmaya devam ediyor. Peki Alman solunun önemli kısmı nerede?

İSRAİL’İ DESTEKLEYENLER

Almanya’yı işte tam bu noktada diğer ülkelerden ayıran bir durum var. Sendikalar (ver.di, Alman Sendikalar Birliği DGB, IG-Metall…), Birlik90/Yeşiller Partisi, sosyal demokratlar, liberaller ile İslam ve göçmen karşıtları gibi fraksiyonlar olan grupların İsrail’e neredeyse koşulsuz destek sunması ilgi çekici. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde bu kadar “sol” grubun faşist bir hükümeti desteklediği görülmedi. Bunu sadece tarihsel olarak bir “suçluluk” duygusu ile ortaya çıkmış bir tutum olarak görmek, son derece eksik kalır.

Alman sol siyasetinin içinde hâkim olan anti-alman (antideutsch) akımların fikriyatları böyle tarihsel kırılmalarda kadersel bir nitelik taşıyor. Sözde “sol” siyasetin bir parçası olan bu akımlar İsrail karşıtlığını antisemit bir olgu olarak nitelendiriyorlar. Tabi ki sayıca az olsalarda genel sol muhalefet açısından etkileri büyük. Toplumda bu çarpık antisemitizm algısının oluşması tabi ki bir tesadüften öte, devlet politikasının bilinçli bir tercihi. Bu sayede edilgen ve pasif bir sol muhalefet yaratırken, toplumdan kolayca İsrail’i koşulsuz şartsız destekleme rızasını alıyor.

Araştırmalara göre Almanya toplumunun üçte ikisi, İsrail’i koşulsuz desteklemenin doğru olduğu düşünüyor. Die Welt gazetesinin yayınladığı bir araştırmaya göre SPD (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) seçmenlerinin %87´si hükümetin İsrail politikalarını destekliyor. İsrail Hükümeti, en az desteği ise %57 ile aşırı sağcı parti AfD´nin (Almanya için Alternatif Parti) seçmeninden alıyor.  Kendini sol yelpazenin içinde nitelendiren Birlik90/ Yeşiller Partisi seçmenin %84´ü İsrail politikalarını doğru buluyor.

Sol Parti (Die Linke) ise hem İsrail’in hem de Filistin’in varlığını savunuyor. Parti içinde farklı eğilimler var.

VE SESSİZ KALANLAR...

İsrail’i "Siyonist" ve "işgalci" diğer yandan "Filistin´e özgürlük" demenin antisemit nitelendirildiği bir iklimde, haliyle güçlü bir otosansür de mevcut. Fikir özgürlüğünün rafa kaldırıldığı bu hassas konular “ilerici” güçleri de tedirgin ediyor. Açıktan İsrail’in faşist hükümetini desteklemeyenler, bir sessizliğe bürünmeyi tercih ediyor. Zira Almanya´da bugünlerde “Siyonist İsrail, Özgür Filistin!” diye haykırmak büyük cesaret istiyor…