25 günde akaryakıta 10 kere zam geliyorsa (zamlar sonucu akaryakıt fiyatları yüzde 15 artmıştır) ve akaryakıt kaynaklı 900...

 25 günde akaryakıta 10 kere zam geliyorsa (zamlar sonucu akaryakıt fiyatları yüzde 15 artmıştır) ve akaryakıt kaynaklı 900 temel ürüne bu zamlar her seferinde anında yansıtılıyorsa ve yansıtılmaya devem ediliyorsa, tüketici olarak yapacağınız ilk iş “Alın ,Verin- Ekonomiye Can Verin” kampanyasına karşı tavır almak olmalıdır. Biliniz ki, bu kampanya başta emekçiler olmak üzere geniş halk yığınlarında oluşan bir tüketici grubunun değil tuzu kuru tüketicileri muhatap alıyor (geçen haftaki yazımızda bu noktaya değinmiştik). Zaten kampanya yürütücülerinin böyle bir derdi olsaydı, tüketicilerin öz örgütü olan tüketici derneklerinin desteği mutlaka sağlanırdı. Ama gelin görün ki, TOBB kampanyasındaki gibi, bu yönde ne bir istek belirtilmiş ne de bir çaba gösterilmiştir. Yani kampanyada ne tüketicinin adı vardır ne de örgütlerinin. Ayrıca hemen belirtelim, bu karşı tavır almanın oldukça nesnel bir temeli de bulunuyor. Birincil ihtiyaçlarını (gıda, giyecek vb) karşılamakta zorlanan geniş bir tüketici kitlesinin kampanyanın reklamlarında yer alan ikincil ihtiyaçlar kapsamındaki sakız, çiçek,oyuncak vb ürünlere yöneltilebilme lüksü bulunmuyor. Bu simit için de geçerli. Simit artık simitçi amcanın camekanından çıkıp saraylara taşınmıştır! (Köşe dostum, sevgili Ahmet Tonak’ın geçen haftaki yazısında vurguladığı üzere, bu kampanya ile insanla dalga geçer gibi “ekmek bulamıyorsanız, pasta yiyin” bombardımanı yapılıyor). Bu taşınma nedeniyle olsa gerek, Başbakanımız da artık ücret hesabını simit üzerinden yapmıyor. Tüketicilerin yapacağı ikinci iş, akaryakıt kaynaklı temel ürünlerdeki fiyat artışlarını tetikleyen akaryakıt zammını durdurmak için akaryakıt almamak olmalıdır. Ancak sadece akaryakıt almamak yetmez, alternatifini de göstermek gerekiyor. Aksi durumda “akaryakıt almama” boykotu kısa ömürlü olmak zorunda kalacaktır. Yani, tüketici akaryakıtı bugün olmasa bile yarın mutlaka alacaktır. Peki, tüm bunları (akaryakıt almamayı ve alternatifini yaratmayı) tek başına mı yapacağız? Haklısınız, bunlar tek başına yapılacak şeyler değil, yapılsa da etkisi oldukça sınırlı. Hiç endişelenmeyiniz, arkanızda oldukça deneyimli ve başarısını eylemleriyle kanıtlamış bir örgüt var. Örgütün Adı: Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF). Bu örgütün neleri başardığını merak ediyorsanız ağ sayfasına bakmanız yeterli. Kuruluşun ağ adresi şöyle: www.tudef.org.tr TÜDEF, tüm tüketicileri 4-6 Eylül’de akaryakıt almamaya ve zamlara karşı pedal çevirmeye çağırıyor. Görüldüğü gibi TÜDEF, sadece “İstemezük” demiyor, seçeneği de gösteriyor. Akaryakıt almayacağız ama yaya da kalmayacağız. Toplu taşıma ve bisiklet ne güne duruyor? Haydi göreve… Not: Sevgili dostum, değerli ablam Prof. Dr. Tülay Arın’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Yürüttüğü bir projede çalışarak tanıma fırsatı bulduğum ve o günden bu yana dostluğumuzun sürdüğü Tülay Hoca, her zaman yaptığı çalışmalar ve bulunduğu eylemlerle emekçilerin yanında olmuştur. Ne kendisi ne de bu çabaları hiçbir zaman unutulmayacaktır.