İliç’te yaşanan faciayla birlikte altın madenleri gündemde. Fakat Uşak’tan İzmir’e, Gümüşhane’den Niğde’ye ülke maden kuşatması altında. Madenlere karşı direnen yaşam savunucuları, “Türkiye, İliç olmasın” diyor.

Altın madenine karşı mücadele edenlerden çağrı: Mücadele bu facia yine olmasın diye!
Fatsa altın madeni (Fotoğraf: DHA)

Aycan KARADAĞ

Erzincan İliç’te Kanada merkezli şirketin işlettiği Çöpler Altın Madeni'nde “liç yığınının çökmesi”yle birlikte altın madenleri gündemde. Zira Türkiye, Avrupa’da en çok altın madenciliği yapılan ülkelerden biri. 2001’de Bergama Ovacık madeninin faaliyete geçmesinin sonrasında şu an faaliyette 20 altın madeni bulunuyor. Bu ocakların bir kısmı uluslararası şirketler ile onların yerli ortakları tarafından işletiliyor. Ülkenin dört bir yanına yeni altın madenleri de kurulmak isteniyor. Ancak buna karşı yıllardır bir mücadele de söz konusu. Yaşam savunucuları, İliç’te yaşanan maden faciasının bir daha yaşanmaması için direndiklerine vurgu yapıyor.

Bergama altın madeni (Fotoğraf: Depo Photos)

EUROGOLD İLE BAŞLADI

İzmir Bergama’daki madenlere karşı mücadele eden Erol Engel, “Türkiye, İliç olmasın” diyerek başlıyor sözlerine. Bergama’da yaşanan süreci ise şöyle anlatıyor: “Almanya ve Avustralya menşeli şirketlerin ortaklığında kurulan ‘Eurogold’ firması, 1989’da Bergama’da maden arama ruhsatı aldı. 2005’ten beri Koza Altın İşletmeleri tarafından işletilen maden, 1990’lar ve 2000’lerde birçok kez el değiştirdi. Hisseleri Amerika, Almanya, Avusturya, Fransa ve Kanada menşeili birçok şirket arasında gidip geldi.”  

“Bölge altın madenine karşı birçok eyleme sahne oldu” diyen Engel, şöyle devam ediyor: “72 kez yerel mahkemelerde haklı çıktık. 1997 yılında Danıştay’ın bir kararı vardı. Kararda ‘Siyanürle altın aramanın kamu yararı’ yoktur dedi. O gün bu karar dikkate alınsaydı şu anda böyle facialar yaşanmazdı.”

Benzer çevre felaketi bu bölgede de yaşanabileceği tehlikesine değinen Engel, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ovacık Altın Madeni’nde 2011’de siyanür atık barajı taşmış ve günlerce o sular motorlarla tarım arazilerine aktarılmıştı. O sırada madenin sahibi Akın İpek, bize tazminat davası açtı ama biz kazandık. Bu altın madeni bölgeye çok büyük zarar verdi. Sonra bölgemizde ve Türkiye’de başka altın madenleri açılmaya başlandı. Şirketler kâr edecek diye doğa ve insan hayatı yok oluyor.”

KAZDAĞLARI KUŞATILDI

Kazdağı Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan da, Engel gibi altın madenlerin yarattığı tahribata dikkat çekiyor. “Kazdağları kuşatma altında” diyen Doğan, şu ifadeleri kullanıyor: "Çanakkale Lapseki’de ve Balıkesir İvrindi’de Tümad şirketi, Balıkesir Kızıltepe’e ise Zenit faaliyet gösteriyor. Bunun yanında birçok şirket, altın madeni için başvuruyor. Kazdağı ve çevresinin yüzde 79’u metalik madencilik ruhsatları ile kaplanmış durumda. Nurol Holding’e ait Tümad Madencilik’in, hem Lapseki’de hem de İvrindi’de iki büyük altın madeni işletiyor. Her iki madende de benzer bir felaket yaşayabiliriz.”

Doğan, sorunun sadece altın madenleri olmadığı görüşünde. Cengiz Holding’in daha önce engellenen Halilağa Bakır Madeni’ni hayata geçirmeye çalıştığını söylüyor, “Davamız devam ediyor” ifadesini kullanıyor.

Kazdağı Koruma Derneği Başkanı Doğan, “Bölgemiz için her gün yeni yeni madencilik ruhsatları verilmeye devam ediyor” diyor ve şunları dile getiriyor: “Park Holding İvrindi’de, Sarıalan, Gökçeyazı köylerini hemen 150 metre yakınında bir altın madeni için ‘ÇED olumlu’ kararı aldı. Mücadelemiz ve açtığımız davalarla projeye başlatmadık.  Sındırgı’da, Kızıltepe Maden’de Zenit Madencilik, uzun süredir çalışmaya devam ediyor ve sürekli kapasite artışına gidiyor. Bahar Madencilik’in Havran’ın Büyükşapçı ve Orhanlar köylerinde gerçekleştirmeye çalıştırdığı altın madeni projelerine karşı mücadelemiz sürüyor ve başlatmadık. Bizler de İliç’te yaşanan felaketin yaşanmaması için mücadelemize devam edeceğiz.”

VİCDANSIZ VE KURALSIZ

Bir diğer mücadele de Uşak’tan… Kışladağ ilçesinde bir altın madeni bulunuyor. Maden,  Kanada merkezli Eldorado Gold Corporation'ın yerli iştiraki olan TÜPRAG'a ait. Murat Dağı Yok Olmasın Platformu’nun Sözcüsü Funda Öz Akcura, “İliç tesadüf değildi” ifadesini kullanıyor. Akcura, Kışladağ için uyarılarda bulunuyor: “Burada da göz göre göre facia yaşanacak. Murat Dağı’nda altın madeni yapılmak isteniyordu. Mücadelemizle buna izin vermedik. Eğer ki mücadele vermeseydik, Murat Dağı’nda da yaşanacaktı. Kütahya Eğrigöz’de açılmak istenen altın madenine karşı dava devam ediyor. Türkiye’de altın madenciliği vicdansız ve kuralsız yapılıyor. Yapılması gereken tek şey başka felaketlerin yaşanmaması için altın madenlerinin kapatılmasıdır.” 

DİRENDİK VE KAZANDIK

Ordu’nun Fatsa ilçesinde bulunan ve yaşam savunucularının mücadelesi sonucu ruhsat uzatım talebi reddedilen Altıntepe Madencilik’e ait maden, yöre sakinlerin yaşamına kastediyor. Uzun yıllar Derelerin Kardeşliği Platformu’nda mücadele eden, SOL Parti’nin Fatsa Belediye Başkan Adayı Resul Şahin de şunları söylüyor: “2012’den beri Fatsa’daki maden ocağına karşı mücadele ediyoruz. Şu an madenin ruhsatı iptal edildi. Direndik ve kazandık. Davalar açıldı bize. Bunlar bizi yıldırmadı. Bu sürede maden bölgeyi çok zehirledi. Siyanürün zararlarını yaşadık. Sular içilmiyor. Kanser vakaları arttı. Tüm Türkiye’deki altın madenleri kapatılmalı. Buna rağmen yeni maden ocakları açılmaya çalışıyor."

∗∗

YILLAR İÇİNDE MADENE VERİLEN İZİNLER

• 16.04.2008

Maden için ilk kez ‘ÇED Olumlu’ kararı verildi.

• 10.04.2012

Pasa sahasının depolama kapasitesinin artırılması sağlandı.

• 17.05.2012

Açık ocak madencilik faaliyetlerinde kapasite artışı tekrarlandı.

• 24.12.2014

Cevher zenginleştirme tesisi için ‘ÇED Olumlu’ kararı verildi.

• 07.10.2021

‘ÇED Olumlu’ kararıyla atık depolama tesisi büyütüldü.

• 16.08.2023

Açık ocak işletme projesine ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi