Almanya'nın Postdam şehrinde bir otelde düzenlenen toplantıda, AfD'li siyasetçiler ve aşırı sağcı bir grubun milyonlarca göçmen ve göçmen kökenli Alman vatandaşının kitlesel sınır dışı edilmesi planlarının tartıştıkları iddiası Almanya'da şok etkisi yarattı.

Kaynak: Haber Merkezi
Aşırı sağcıların sınır dışı planlarına sert tepki

BirGün ALMANYA

Almanya'da Potsdam'da AfD'lilerin de katıldığı ve milyonlarca  göçmenin sınır dışı edilmesi planlarının tartışıldığı iddia edilen gizli toplantıya yönelik sert tepkiler artarak devam ediyor. 

Almanya Başbakan Olaf Scholz, üst düzey AfD politikacıları, neo-Naziler ve girişimciler arasında milyonlarca insanın Almanya'dan sınır dışı edilmesi planlarının tartışıldığı iddia edilen gizli bir toplantının ortaya çıkmasına kesin bir dille tepki gösterdi. Başbakan Scholz toplantı için "Anayasayı Koruma Dairesi için bir konu” dedi. Scholz tepkisini Platform X'te "Özgür demokratik temel düzenimize karşı çıkan herkes iç istihbarat servisimiz ve yargımız için bir vakadır" diye yazan Scholz, "Tarihten ders aldığımız gerçeği sadece sözde değildir" diye dile getirdi.

Başbakan Scholz sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokratlar bir arada durmalıdır. Hiç kimsenin göçmenlik geçmişi olup olmamasına göre ülkemizdeki 'biz' arasında ayrım yapmasına izin vermeyeceğiz. Kökenine, ten rengine ya da asimilasyon fantezileri olan fanatikler için ne kadar rahatsız edici olduğuna bakmaksızın biz herkesi koruruz."

"Correctiv" adlı medya kuruluşunun iddiasına göre Almanya'nın Postdam şehrinde bir otelde düzenlenen toplantıda, AfD'li siyasetçiler ve Avusturyalı eski "Kimlikçiler" Sözcüsü Martin Sellner'in aralarında olduğu aşırı sağcı bir grubun milyonlarca göçmen ve göçmen kökenli Alman vatandaşının kitlesel sınır dışı edilmesi planları tartışıldı.

Türkiye kökenli vatandaşların oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri  ile eyalet milletvekilleri  Almanya'da aşırı sağın ulaştığı boyuta dikkat çektiler. Sadece göçmenlerin değil tüm Avrupa halklarının aynı acıyı  yaşamamaları için faşizme karşı tüm halkların demokrasi ve insanlık paydasında buluşması kaçınılmaz ve tarihsel bir sorumluluk olduğu vurgulandı.

MAT: FAŞİZMİN AYAK SESLERİ

Aşırı sağcılara sert tepki gösteren Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mat bu girişimleri "Faşizmin ayak sesleri" olarak nitelendirdi. Almanya'da aşırı sağcıların milyonlarca yabancı ve yabancı kökenli Alman vatandaşının kitlesel sınır dışı edilmesi planlarının yaptığını iddia etmesinin bile başlı başına büyük bir skandal olduğunu kaydeden  AABK Genel Başkanı Birgün'e yaptığı açıklamasında "Başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın geldiği noktayı maalesef gösteriyor" dedi. Hüseyin Mat şu ifadelere yer verdi:  "Nazi faşizminin yaptığı soykırımın taşları da bu gibi gizli toplantılarda dizildi ve planlandı.  

Yaşanan Mölln, Solingen, Hanau gibi katliamlar tehlike zilinin sesleri niteliğindeydi zaten.
Dünayanın genelinde yaşanan savaşlar ve ortaya çıkan göç ile birlikte ekonomik ve siyasi darboğazın yarattığı güvenlik tehdidini fırsata dönüştürmek isteyen nazi faşistlerinin yıllardır gizledikleri duygu ve hedeflerinin ifşa olması niteliğindedir yaşananlar. 

Yıllardır varolan göç ve uyum sorununu çözmekten uzak sadece seçim malzemesi yapan siyaset kurumunun da bu gelişmelerde sorumluluğu büyüktür. Bu gelişmeler karışsında devlet ve iktidar tarafından alınması gereken tedbirleri alınmazsa yeni Solingen katliamlarının yaşanması an meselesidir.
Bu konuda göçmen kurumlarının da birlikte ciddi alternatif işbirliklerini geliştirmeleri kaçınılmazdır.
Almanya devleti bu iddiayı açıklığa kovuşturmalı ve gerekeni yapmalıdır. Aksi takdirde demokrasinin beşiği denilen ve büyük acıların yaşandığı Avrupa coğrafyasında 100 yıl geriye dönüş olur ve sadece yabancılar, göçmenler, sığınmacılar ne denilirse denilsin değil, Avrupa halkları da aynı acıları yeniden yaşamak durumunda kalırlar.

Faşizme karşı tüm halkların demokrasi ve insanlık paydasında buluşması kaçınılmaz tarihsel bir sorumluluktur."

BOZOĞLU: FAŞİZME KARŞI MÜCADELE ÖNEMLİ GÖREV

Almanya'da hem muhafazakar Hıristiyan Demokrat Birlik ve Hıristiyan Sosyal Birlik 'CDU / CSU) partilerinin içindeki bir kesimin radikal sağcılarla bağlantılarının olduğunu hem de  faşist örgütlenmelerin AfD ile bağlarının olduğunu tek tek olaylarda görüldüğünü kaydeden Yeşiller Bavyera Milletvekili Cemal Bozoğlu da "Gönüllü araştırmacı gazetecilerden oluşan Correctiv grubu, Greenpeace’inde desteği ile tarihi önemde gizli bir toplantıyı ifşa etti. Kendilerini önce kutluyorum ve teşekkür ediyordum. Elimizde sermaye çevrelerinden faşizan siyasal örgütlenmelere para aktığı bilgisi vardı. CDU/CSU'nun içinde bir kesimin radikal sağcılarla omuz ilişkisi olduğunu biliyorduk. Faşist örgütlenmelerin AfD ile bağlarının olduğunu tek tek olaylarda görebiliyorduk. Gazetecilerin ortaya çıkardığı bu toplantı bu ilişkilere suçüstü yaptı. AfD, Sermaye, Werte Union, İdenditer faşişt hareketinin Avusturya başkanı bir otelde Alman olmayanların (Irksal anlamda) Alman vatandaşı olmayanların nasıl deporte edileceğinin planlarını yaparken suçüstü yakalandılar. Seçtikleri mekan ise oldukça sembolikti. Toplandıkları otelden 8 kilometre ötede 1942 yılında gene NSDAP’nin yöneticileri biraraya gelerek gizli bir toplantıda Nazi soykırımı ve yok etmesinin planlarını yapmışlardı. Ne ilginçki bu toplantıda Musevilerin Afrika'da Madagaskar adasına göndererilmesi de opsiyonlardan birisiydi. Kasım 2023'te yapılan toplantıda ise çifte vatandaş olanların Alman vatandaşlığının iptal edilmesi ve diğer sahip oldukları ülke vatandaşlığının geçerli olmasından dolayı bu ülkeye geri gönderilmesi önerilirken sadece Alman vatandaşlığı olan göçmenlerin ise bir Afrika ülkesine gönderilmesi düşüncesi aktarılmış.

Bu olay Almanya’da faşizmin nasıl yeniden diriltilmeye çalışıldığı ve bu tehlikenin de ne kadar büyük olduğu gerçeği önümüze serilmiştir. Bu nedenle faşizme geçit vermeyeceğiz ve faşizme karşı omuz omuza mücadele bugün her zamandan daha önemli görev olarak bizi bekliyor" diyerek tepkilerini dile getirdi. 

SOL PARTİ ALMANYA: ANAYASA SUÇU

Sol Parti Almanya da “Şımartılmış faşistlere izin vermeyeceğiz!“ adıyla yayınladığı açıklamada, “konu Almanya’da ırkçı ve faşist gelişmenin geldiği aşamayı göstermektedir. Almanya’nın kalıcı ve yapıcı unsurları olan göçmenleri hedef alan bu girişim kabul edilemez. Milyonlarca insanın sürgün edilmesini hedef alan bu girişim karşısında sessiz kalmayacağız“ dedi. 

Sol Parti Almanya'nın açıklaması şöyle: 

Kasım ayında Potsdam’da ırkçı ve faşistlerin yapmış oldukları toplantıda konuşulup üzerinde çalışmalar yapılan konular Almanya’da ırkçı ve faşist gelişmenin geldiği aşamayı göstermektedir. Almanya’nın kalıcı ve yapıcı  unsurları olan göçmenleri hedef alan bu girişim kabul edilemez. Milyonlarca insanın sürgün edilmesini hedef alan bu girişim karşısında sessiz kalmayacağız. Remigation (Geri dönüş) gibi sosyolojiden devşirilen toplumun ikna edilmesine dönük kavramlarla  yumuşatılmaya çalışılsa da amaç göçmenlerin deportationudur. (Sınır dışı, sürgün etmek) Bu yapılan aynı zamanda anayasa suçudur.  
Pandemi ve sonrasında meydana gelen Ukrayna üzerinden yürütülen Nato-Rusya savaşının maliyeti geniş kitlelere ödettiriyor.  

Hayat pahalılığı emeğiyle geçinen ve işsiz kalan geniş kitleleri derinden etkiliyor. Yaşanan hayat pahalılığının sorumlusu olarak ülkenin yapıcı ve kalıcı unsurları ve emperyalizmin politikaları nedeniyle cehenneme dönmüş ülkelerini terk etmek zorunda kalan mülteciler gösteriliyor. Bu toplantıların yapılması ve deşifre edilmesi aynı amaca hizmet etmektedir.

AFD ve diğer ırkçı faşist parti ve kuruluşlarının ciddi bir şekilde büyümesinin  sorumlusu vahşi kapitalist saldırganlık nedeniyle sosyal, siyasal ve ekonomik olarak etkilenen  kitlelere  alternatif çözüm yolları oluşturmaktan uzak duran başta hükümetler olmak üzere, siyasal parti ve kuruluşlardır. 
Bizler çaresiz değiliz!  Örgütlü kötülük karşısında alternatif çözül yolları oluşturarak başka bir yaşam, başka bir dünyayı mümkün kılacağız.

Bizler Almanya tarihini iyi biliyoruz buna bilmeyenler, faşizim heveslileri dönüp 1945 de ne olduğuna iyi baksınlar. Bu hevesten vazgeçmezseler sonları farklı olmayacaktır.

Bizler buradayız, burada kalarak insanların kardeşçe bir arada yaşadıkları daha demokratik bir Almanya’yı hep birlikte inşaa edeceğiz!“