Depremin en çok etkilediği ilçelerden olan Antep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde de hayat durmuş. Nurdağı yerle bir olmuş. İslahiye’de konuştuğumuz yurttaşlar “Burası deprem bölgesi. Zemin 3 kata uygun. Ancak izin verdiler. Bu yıkımın sebebi müteahhitler ve belediye başkanlarıdır. Bu kadar cana sebep oldular” dedi. Bir gönüllü ise karşılaştıklarından çok etkilenmiş, “geceleri uyuyamıyorum” diyor.

BirGün deprem bölgesinden bildiriyor: ‘Suçlu müteahhitler ve başkanlar’
Fotoğraf: BirGün

Kayhan AYHAN

Depremin merkez üssü Pazarcık’tan ayrılıyoruz sabah. Arkamızda çadırkentte bize el sallayan insanların arasından. Çarşı merkezindeki sessiz yıkılmış binaların arasından ana yola bağlanıyoruz. Yönümüz Antep’in Nurdağı ilçesi. Çevredeki karlı dağların manzarası az da olsa bize bu yıkımı unuttururken gerçekler Nurdağı ilçesinin girişinde tekrar yüzümüze çarpıyor. Elektrik direkleri devrilmiş. Yol tabelaları parçalanmış. Şehrin girişinde kilit parke taşı üreten İbrahim abinin sıralı dizdiği taşların hepsi yıkılmış. Fabrikasının önünde kurduğu konteynerde kalıyor malzemeleri çalınmasın diye. Bölgede çok hırsızlık olduğu söyleniyor. Konteynerin dibinde gece mazotu çekmişler. Bu yüzden bırakamıyor burayı. İbrahim abi şöyle anlatıyor: Millet canıyla uğraşıyor bazıları hırsızlık yapıyor. Eğer Allah varsa onların yanına komaz. Elektriğin olmaması da bizim için kötü.”

NURDAĞI DİYE BİR İLÇE YOK

Şehre girdiğimizde ise her yer yıkık durumda. Bu şehrin hepsi için yıkım kararı verimiş. Yani şehir kalmamış. Artık Nurdağı diye bir ilçe yok. Her ara sokak enkaz yığınlarıyla dolu. Ayakta kalan binalar ise çok hasarlı. Bölgedeki bütün şehirler birbirine benziyor. Hemen ilerisindeki İslahiye ilçesinde de durum farklı değil. Dolaştığımız her şehir ayrı enkaz altında ve yıkılmış. Sessizliğe teslim olmuş. İnsanlar her iki ilçeden de göç etmiş. Kalanlar ise eşyalarını yıkık binalardan çıkartmaya uğraşıyorlar.

HAYATTA KALMAK ŞANS

Sorduğumda ise; “Mecburuz onca emekle aldığımız eşyalarımızı, anılarımızı nasıl terk edelim” diyorlar. Bazıları ise bütün emeklerinin yerle bir olduğunu anlatıyorlar. Tek tesellileri ise hayatta kalmış olmaları. Çünkü bu şehirlerde hayatta kalmış olmayı çok büyük şans olarak belirtiyorlar. Şansla hayatta kalanlar ise yaşamını çadırda sürdürüyor.

İslahiye ilçesinde Atatürk Mahallesi’nde yaşayan Muhittin amca böyle bir deprem görmediğini söylüyor. Ve anlatıyor: “Yüzde 70 yıkıldı. Ben böyle bir deprem hiç görmedim. Kapının önünden geriye atıyordu. Çocuklar çıplak dışarıya kaçtı. Soğukta kaldık. Üç gün sonra çadırlar geldi. Soğuktan donduk. Tuvalet yok, harabelere gidiyoruz. Yüzme havuzunda duşumuzu alabiliyoruz ama tek sıkıntımız hijyen noktasında” diyor.

Hemen yan çadırda 16 yaşındaki Muhammed ise 16 kişilik ailesiyle çadırda. Anlatıyor; “5 yaşındaki kardeşim Yezan ayağını kırdı. Sandalyeyle dolaşıyor. Çok zorlanıyor. Tuvalet yok, elektrik yok, su yok. Hijyen konusunda sorun yaşıyoruz. Paramız da olmadığı için bir yere gidemiyoruz”

İleride yine bu mahallede bir evin üzerine hemen yan taraftaki caminin minaredi düşmüş. İnsanlar şehirden göç halinde. Eşyasını toplayan terk ediyor burayı.

birgun-deprem-bolgesinden-bildiriyor-suclu-muteahhitler-ve-baskanlar-1128513-1.

İMAR YASASI YIKIMA YOL AÇTI

Osman amca anlatıyor: Durup kaldım ne yapacağımı bilemedim. Burada hala enkaz altında insanlar var. Arama çalışmaları devam ediyor. Devlet yine ikinci gün yetişti. Çok büyük bir deprem olduğu için çok şehir olduğu için hemen gelemediler bu normal. Bu yıkım imar yasasından oldu. Burası 3 katlıydı ama katı çoğalttılar. İmar yasası da yıkımların fazla olmasına neden oldu. Bu hep söyleniyordu ama kimse önlem almadı.

SUÇLU MÜTEAHHİT VE BELEDİYE BAŞKANLARI

Ali abi ise bu kadar yıkımın sebebini şöyle özetliyor: Bu yıkımın sebebi müteahhitler ve belediye başkanlarıdır. Burada imar 3 kat. Zemin buna uygun. Deprem bölgesi burası ama buna rağmen izin verdiler çok katlı yapılar yaptılar. Bütün fakir fukara borç edip ev aldı ama bütün emekleri bunların yüzünden yerle bir oldu. Herkes mağdur kaldı ve bu kadar cana sebep oldular.

BERBERİ YIKILDI, SOKAKTA ÇALIŞIYOR

17 yaşındaki Muhammed’in ise berber dükkanı yıkılmış. Hayata dışarıda devam ediyor. Müşterilerini dışarıda traş ediyor. Muhammed’in 13 akrabasını kaybetmiş. Dost be akrabaları da yaşamını yitirmiş. İslahiye’nin yarısı yıkılmış. Yarısı da göç etmiş. 65 bin nüfusun 30 bini gitti. Hala çadırı da yok. Elektrik olmaması da kendisi zorluyor.

"GECELERİ UYUYAMIYORUM"

Burada çalışma yürüten gönüllüler ise şöyle konuşuyor: "Gaziantep merkez bu kadar etkilenmedi ama Nurdağı ve Islahiye yıkılan ilçeleri oldu. Buralarda yıkım çok büyük. Keşke daha fazla arama kurtarma ekibi oluştursaydık. Arama kurtarma eğitimimin zorunlu olması gerekiyor. Özellikle memurlar için. Yardım bekleyen enkaz altında olan çok insan gördük ama müdahale edemedik. Bu durum hala aklımdan çıkmıyor. Diğer bölgelerde olduğu gibi burda barınma sorunu var. Çadır yetişmiyor. Geceleri uyuyamıyorum."