Cezaevlerinden BirGün’e ulaşan siyasi mahkûmlar, Cezaevi İdare Kurulları tarafından adli suçlular ile siyasi suçlular arasında çifte standart gözetildiğini iddia etti.

Çetecilere af, siyasilere yok
Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın tahliyesi tepki çekmişti. (Fotoğraf: DHA)

Haber Merkezi

Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın tahliyesi infaz düzenlemesini tekrar tartışmaya açtı. Temmuz ayında getirilen düzenlemeyle Samast ve onun gibi çeteci ya da cinayet, tecavüz gibi suçlardan mahkûm olan birçok kişi serbest bırakıldı. Buna karşın siyasi mahkûmlar ise bu haktan faydalanamıyor. Mektup yoluyla BirGün’e ulaşan siyasi mahkûm ve tutuklular, düzenlemede çifte standart olduğunu bildirdi.

29 Aralık 2020 tarihinde Resmi Gazete tarafından yayımlanan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesi Dair Yönetmelik” esasınca, cezaevlerinde mahkûmları değerlendirmek adına Gözlem Kurulları kurulmuştu. Bu kurullar siyasi mahkûmların düzenlemeyle serbest bırakılmasına engel oluyor. Bunun yanında Cuma günü tahliye olan Gazeteci Barış Pehlivan da infaz düzenlemesinden faydalanamayıp yaklaşık 3 ay cezaevinde kalmıştı.

CEZAEVLERİNDEKİ KURULLAR TARAFLI

Emre Erdem isimli mahkûm, adli mahkûmların ceza bitimine 5 yıl kala denetimli serbestlikten faydalanarak açık cezaevine nakil olabildiklerini ya da adli kontrolden yararlanabildiklerini, 10 yıl ceza alanların 2 yıl civarı hapis yattıklarını belirtti. “10 yıl siyasi ceza alan birisi en az 7 buçuk yıl cezaevinde kalıyor. 1 yıllık denetimli serbestlik hakkı ise mülakatta istenen sorulara verilen cevaplara göre bu hak tanınıyor” dedi. Mahkemelerin verdiği hakkın cezaevi yönetimlerince keyfi olarak engellendiğini belirten Erdem konuya ilişkin şunları aktardı: “Mahkemenin verdiği denetimli serbestlik hakkı, Türk Ceza Kanunu’na (TCK) rağmen Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulunca tanınmıyor. Adli suçlular için 5 hücre cezasıyla gelen infaz yakma cezası, siyasi suçlular için 3 hücre cezasıyla olmakta.”

Diğer yandan siyasi mahkûmlara ilişkin mahkemenin “örgüt üyesi değil” kararı vermesine rağmen, örgütten ayrılıp ayrılmadığına dair “pişmanlık dilekçesi” isteniyor. Bu mahkûmlardan yalnızca biri olan Cem Yılmaz BirGün’e şunları aktardı: “Bir yıl içerisinde infazı tamamlanacak olan bir suçtan dolayı Yargıtay’ın dosyamı geç görüşmesi ve idarenin hukuksuz kararıyla 3,5 yıldır cezaevinde yatmaktayım. Tahliyemiz geldiği halde, koşullu salıverilmeden yararlanamıyoruz. Pişmanlık dilekçesi vermeden tahliye olamıyoruz. Böyle giderse 4 yıllık cezamın tamamını cezaevinde geçirmiş olacağım.”