Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2024 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda görüşülüyor. Söz alan CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Sorunun sebebi olanlar çözümün adresi olamazlar" diyerek erken genel seçime çağrısı yaptı. CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, iktidara "Bu borçla, bu faiz yüküyle nasıl baş edeceksiniz?" diye sorarken, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere de Türkiye'nin 2002 yılında 64'üncü sırada olduğu yolsuzluk endeksinde, 2022 şeffaflık endeksine göre 101'inci sıraya gerilediğini anımsattı. Tutdere, "Yolsuzlukların en büyük kaynağı bu ihale sistemi" diye konuştu.

Kaynak: AA
CHP'li vekiller bütçe görüşmelerinde ekonomik krizi anlattı: Bu bütçeye onay vermiyoruz
Fotoğraf: AA

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Türkiye'nin büyük bir ekonomik krizin içinde olduğunu kaydederek, "Sorunun sebebi olanlar çözümün adresi olamazlar. Yapılacak ilk iş, 31 Mart seçimlerinde iktidarı hezimete uğratmak, erken genel seçime zorlamaktır" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda CHP milletvekilleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2024 yılı bütçesi üzerinde söz aldı.

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bütçesinin, genel bütçenin yüzde 41'ini oluşturduğunu; bakanlık bütçesinde de 1 trilyon 254 milyarlık faiz giderinin söz konusu olduğunu söyledi.

"BU FAİZ YÜKÜYLE NASIL BAŞ EDECEKSİNİZ?"

Bütçedeki faiz giderlerinin bütçe büyüklüğünün yüzde 11'ine, vergi gelirlerinin de yüzde 14,86'sına tekabül ettiğine dikkati çeken Akay, "Bu bütçede borç, ana para, faiz ve bütçe açığı en önemli noktalardan biri. Bu borçla, bu faiz yüküyle nasıl baş edeceksiniz, bütçe açığını nasıl aşağıya çekeceksiniz? İstihdamı artırıcı, ihracatı artırıcı, yatırımı geliştirici projeleri hayata geçirmeniz lazım, sabit sermaye yatırımlarını da ülkeye çekmeniz lazım" diye konuştu.

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay / AA

Akay, emeklinin ve çiftçinin perişan olduğunu, çalışanların, asgari ücretlilerin, esnafın ve KOBİ'lerin enflasyon altında ezildiğini öne sürerek, Türkiye'nin bir hiperenflasyon yaşadığını ifade etti.

Ülkeye en büyük döviz girdisini sağlayan ihracat gelirlerinin düşeceğini iddia eden Akay, "Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkesinde resesyon var. İhracat gelirlerindeki hedefimiz tutmayacaktır. Zor ve sıkıntılı bir dönem bizi bekliyor. Vatandaşımızın omzunda çok büyük yük var. Kur, döviz ve faiz yükseliyor ve Türkiye'de yaşayan herkes açısından refah kaybı oluyor. Bunların önüne geçilmesi ve önlemlerinin alınması gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

"BİR NESLİ KAYBEDİYORUZ, BUNUN TELAFİSİ YOK"

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıların temelinin 10 yıl öncesine dayandığını; AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağım" dediği 2014 yılından beri ülkenin ve milletin gün yüzü göremediğini aktardı.

Türkiye'nin sağlıksız bir büyüme içerisine girdiğini belirten Öztrak, "Son yıllardaki hormonlu büyüme enflasyonu ve cari açığı azdırdı, milletimizin büyük çoğunluğunu dışladı, orta direği çökertti ama bu kürsüden Cumhur İttifakı sözcüleri bu sağlıksız büyümeyle övünebiliyorlar. UNICEF'in raporuna göre çocuk yoksulluğu sıralamasında Kolombiya'yla birlikte en alttayız. Gençlerimiz yurt dışına kaçıyor, bir nesli kaybediyoruz, bunun telafisi yok" ifadelerini kullandı.

 CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak / AA

Son yıllarda şirket karlarının rekorlar kırmasına rağmen iktidarın yanlış politikaları sonucunda emeğin milli gelirden aldığı payın düştüğünü dile getiren Öztrak, şöyle devam etti:

"Çalışanların yarıdan fazlası açlık sınırının altındaki asgari ücrete mahkum. Bu ülkede enflasyon yüzde 60'ın üzerinde. Dünya enflasyon liginde beşinciyiz. Asgari ücret yılda birkaç kez belirleniyor ama yüksek enflasyon nedeniyle en çok iki ay dayanabiliyor, açlık sınırının altına düşüyor. Sonra da hükumet 'Bu yıldan itibaren asgari ücreti yılda bir kez belirleyeceğim' diyebiliyor. Bu, enflasyonun faturasını çalışana kesmektir. Bu düzende milletimizin cüzdanı boşalırken kara paracıların, faiz lobilerinin, döviz baronlarının, beşli çetelerin, yandaş müteahhitlerin kasaları doluyor. Hükümetin varlık barışlarıyla ülkemiz dünyanın kara para yıkama makinesine döndü. Sorunun sebebi olanlar çözümün adresi olamazlar. Yapılacak ilk iş, 31 Mart seçimlerinde iktidarı hezimete uğratmak, erken genel seçime zorlamaktır. Bu kriz ancak adaleti ve hukuk devletini yeniden tesis edecek, verimliliği ve üretimi artıracak bir program uygulayacak yeni ve güvenilir bir yönetimle atlatılabilir. Bunu da yine biz yaparız."

YURTTAŞLAR BORÇ BATAĞINA SAPLANDI

CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan, ülke tarihinin en derin ve en yaygın ekonomik krizinin yaşandığını; geçim sıkıntısının nüfusun geniş bir bölümüne yayıldığını, borç batağına saplanan yurttaşların, en temel ihtiyaçları için bankalardan kredi çekmek zorunda kaldığını kaydetti. 

Özcan, icra takibine alınan yurttaşların borcunun bir yılda 14 milyar lira arttığını dile getirerek, "41 milyar batık kredi bulunuyor. 1 milyon 100 bin kişi bu borçlardan dolayı icralık oldu. Yani her aileden bir kişi icralık olmuştur. Vatandaş milyon liralık borcunu geciktirdiğinde ertesi gün telefonları susmuyor, baskı altına alınıyor. Vatandaşımız bu baskıyı görürken kamu bankaları, yandaş zenginlerin milyarlarca liralık borcunu almak için aynı baskıyı yapıyor mu?" diye sordu.

CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere / AA

"YOLSUZLUKLARIN EN BÜYÜK KAYNAĞI İHALE SİSTEMİ"

CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, son 21 yılda Kamu İhale Kanunu'nda 189 kez değişiklik yapıldığına dikkati çekti.

Demokrasilerde ihalelerin temel dayanağının şeffaflık ve rekabet olduğunun altını çizen Tutdere, "AK Parti iktidarı bu kanundaki bu düzenlemeleri bunun için mi yaptı? Yolsuzlukların en büyük kaynağı bu ihale sistemi. Türkiye 2002 yılında yolsuzluk endeksinde 64'üncü sıradaydı; 2022 şeffaflık endeksine göre 101'inci sırada" dedi.

CHP Sakarya Milletvekili Ayşe Taşkent, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) geçmişteki saygınlığını yitirmiş, yayınladığı ve yayınlamadığı istatistiklerle kamuoyu nezdinde güven kaybına uğramış, sık değiştirilen yönetim kadrolarıyla yıpranmış bir kurum haline geldiğini ifade etti.

Hem t​​​​​​​oplumda hem de ulusal, uluslararası kurumlarda TÜİK'e karşı güvenin bittiğini savunan Taşkent, "Kurumsal yapısı bağımsızlıktan uzak, talimatla çalışan, yönetimi çok sık değişen, kendi içinde yayınladığı verileriyle bile çelişen bir kurum var artık. 2017’den günümüze kadar görev yapan 5 başkan TÜİK'i ortalama sadece 438 gün yönetebilmiş. İçi boşaltılmış, yok hükmündeki bir kurum milyonların geleceğiyle, hayatıyla açıkça oynuyor. Dolayısıyla bu bütçeye onay vermiyoruz" diye konuştu.