Avrupa’nın dört bir yanında çiftçiler eylem yapıyor. Fransa’da başlayan protestolarda üreticiler gıda tekellerini hedef alırken eylemlerde "Çiftçisiz ülke olmaz" sloganları öne çıktı. Eylemlerin temelinde ise çiftçilerin gelirlerinin geçinebilecekleri düzeyde olmaması yatıyor.

Çiftçisiz ülke olmaz
Fransa'da çiftçiler, ateşler yakarak protesto gösterisi düzenledi, otoyolu trafiğe kapattı. (Fotoğraf: AA)

İlkay ÖZ - Havva GÜMÜŞKAYA

Almanya, Fransa, Polonya, Romanya, Belçika başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde çiftçi eylemleri yayılıyor. Fransa’da başlayan protestolarda yollar kapatıldı, gübre ve tarımsal atıklar devlet dairelerinin önüne bırakıldı ve saman balyaları ortalığa saçıldı. Çiftçiler gıda tekellerini de hedef aldı. Market zincirleri, McDonalds’lar, AVM’ler ve Fransa’nın süt tekeli Lactalis de gübreli, samanlı protestoların, lastiklerle girişlerinin kapatılmasının, duvarlarına sıvılaştırılmış hayvan dışkısı atılması gibi eylemlerin hedefi oldu. Çiftçiler kapattıkları yollarda Fransa’ya ithal edilen tarımsal ürünleri taşıyan tırların kasalarını boşalttı. İthal şarapları yollara dökerken sebze ve meyve kasalarını ya yola attılar ya da aşevleri ile yardım derneklerine verdiler. Üreticiler büyük marketlere girip buralardaki ithal şarapları kırarak da tepkilerini gösteriyor.

İtalya (Fotoğraf: Depo Photos)

TABAN FİYAT UYGULAMASI OLMAMASINA TEPKİ

Çiftçiler taban fiyat uygulaması olmaması, ürünlerin değerlerinin altında satılması ve ithal ürünlerle rekabet edememekten şikâyetçi. Çiftçiler hükümetin gıda şirketleri lehine olan tutumlarına da tepkili: Ortak Tarım Politikası sübvansiyonlarının çoğu büyük tarım işletmelerine giderken küçük çiftçiler yetersiz destek alıyorlar. Küçük çiftçilerin tarımla geçinmelerine engel olan tüm bu neoliberal politikalar çiftçilerin tarımdan kopmasına neden oluyor.

Eski bir tarım emekçisi olan LFI-NUPES vekili Mathilde Hignet’in de söylediğine göre, Fransa’da her hafta 200 tarım işletmesi kapanıyor, her 2 günde bir 1 çiftçi intihar ediyor.

Bunlarla bağlantılı Fransa tarımına ilişkin önemli sorunlardan bir diğeri de 10 yıl içinde Fransa’daki mevcut çiftçilerin yarısına yakınının emekli olacak olması.

Çiftçiler, son 25 yılda Fransa’daki hükümetlerin tarımdaki reform politikalarından dolayı koşullarının kötüleştiğini belirtiyor, acil çözüm ve tam destek talep ediyor.

Eylemler tarımdaki iki kanadı da gözler önüne serdi. Bir kanat endüstriyel tarımın temsilcisi Ulusal Tarım Çiftçileri Sendikaları Federasyonu (FNSEA) ve onunla bağlantılı olan genç çiftçiler örgütü Jeunes Agriculteurs. FNSEA kanadı eylemleri çoğunlukla AB’nin iklim krizine, yeşil geçişe uygun dayatmalarına bağlıyor. Pestisit kullanımına sınırlandırma getirilmesi, karayolu dışında kullanılan dizel yakıta verilen desteğin kaldırılması, karbon vergisi gibi “yeşil geçişe” yönelik uygulamalarda faturanın çiftçilere kesilmesini istemiyor. Köylü Konfederasyonu[Confédération paysanne] ise yaptığı açıklamada FNSEA’yı hükümetlerle işbirliğiyle Fransa tarımını ultra-liberal bir ekonomik sistemin çıkmazına sokmakla eleştirmişti.

Almanya’da da çifçiler hükümetin tasarruf kararını protesto etmişti. 
(Fotoğraf: Depo Photos)

SORUN KÖYLÜLÜĞÜN GEÇİM MESELESİ

Eylemlerde FNSEA dışındaki diğer kanat olan küçük çiftçi ve köylülerin örgütü olan Köylü Konfederasyonu, ekolojistlerin çoğu, sosyalist örgütler meselenin köylülüğün geçim meselesi olduğunun altını çiziyor. Hollanda ve Almanya’daki çiftçi protestolarından daha çok büyük ölçekli, endüstriyel tarım yapan işletmelerin örgütlediği ve ağırlığını verdiği protestolar olurken Fransa’daki protestolar, küçük ve orta ölçekli çiftçilerinin protestoları olarak öne çıkıyor. Eylemlere katılan çiftçiler, gelirlerinin çiftçilikle geçinebilecekleri düzeyde olmasını talep ediyor.

Süt ineği yetiştiricilerine süt tekelleri litresinde 40 cent verirken, süpermarketlerde ise sütün 1 litresi 1 Avro'ya satılıyor. Lactalis süt sektöründe kurduğu tekelle üreticilere geçinmelerine yetmeyecek ve mevcut süt ortalamasının altında süt fiyatı önerebiliyor. Keza diğer tarım alanlarında da gıda şirketlerinin hakimiyeti üreticinin gelirlerinin düşüklüğünün temel nedeni. Gıda şirketleri süpermarket zincirleriyle piyasada ürünlerini üreticiden düşük fiyatlarla alabiliyor. L’Humanite’de yer alan haberde üretici elmalarını tüccara 40 cent’e sattığını ve 6 yıldan beri gelirinin yıllık 6 bin Avro olduğunu söylüyor. Bu da Fransa’da asgari ücretin çok altında rakamlara denk düşüyor. Bir şarap üreticisi de Merlot’un litresini 60 centten satarken markette şişesi 9 Avro'ya satıldığını belirtiyor. Aradaki fiyatlar şirketlere kâr marjları olarak dönüyor. Bu durum da üreticinin tarımla hayatını idame ettirebilmesinin önüne geçiyor. Üretici gelirleri düşerken gıda şirketleri kârlarını artırmaya devam ediyor.

Protestolarda üreticilerin devlet tarafından yalnız bırakıldıkları ve köylülüğün üreticiliğin değersizleştirildiği öne çıktı.

ULTRA LİBERALİZMİN SONUÇLARI

Köylü Konfederasyonu Ulusal Sözcüsü Laurence Marandola, çiftçiler arasındaki rekabete dayalı ‘ultra liberal’ bir tarım politikası karşısında bunun kaçınılmaz olduğunu analiz ediyor. Marandola’ya göre iki önlem, çiftçilerin ücretlerini artırarak onları koruyabilir: piyasaları düzenlemek ve üretim için taban satış fiyatı belirlemek, böylece üretim maliyetlerinin altındaki satışları yasaklamak.

Türkiye’den Çiftçi Sen’in de bileşini olduğu La Via Campesina (Köylü Yolu) Avrupa Koordinasyonu (ECVC) protestolara ilişkin yaptığı açıklamada serbest ticaret anlaşmalarına son verme ve kararlı bir şekilde gıda egemenliği yoluna girme zamanının geldiği işaret edildi. ECVC açıklamasında çok sayıda köylünün adil fiyat almalarını engelleyen neoliberal politikaların baskısı altında mücadele verdiği, borçlar ve aşırı iş yükü tavan yaparken tarımsal gelirlerin düştüğü kaydedildi.

Açıklamada dikkat çeken bölümler şöyle:

“Avrupalı köylülerin zorluklarla başa çıkabilmek için gerçek çözümlere ihtiyacı var, göz boyamaya değil. MERCOSUR ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin derhal sonlandırılması ve müzakere edilmekte olan diğer tüm serbest ticaret anlaşmaları için moratoryum çağrısında bulunuyoruz. Haksız Ticari Uygulamalar Direktifinin etkin bir şekilde uygulanması ve İspanya Devleti tarafından gıda zincirleri yasası yoluyla geliştirilen örnekten hareketle, üretim maliyetinin altında satış yapılmasının Avrupa çapında yasaklanması yönünde çağrıda bulunuyoruz. Çiftçilere ödenen fiyatlar üretim maliyetlerini karşılamalı ve düzgün bir gelir sağlamalıdır. Gelirlerimiz tarımsal fiyatlara bağlıdır ve bunların finansal spekülasyona tabi olması kabul edilemez.”

AVRUPALI POLİTİKACILAR GÖREVE ÇAĞIRILDI

“Aşırı sağın, iklim değişikliği gerçeğini inkar etmek, daha düşük çevre standartları çağrısında bulunmak ve kırsal bölgelerdeki göçmen işçileri hedef göstermek de dahil olmak üzere, bu öfkeyi ve çeşitli protestoları kendi gündemini beslemek için kendine çekmeye ve kullanmaya çalıştığını endişeyle izliyoruz” ifadelerine yer verilen açıklamada “Bunlar köylülerin sıkıntılarının gerçek nedenleri değildir ve bunlara saldırmak geleceğe dair hiçbir umut vermeyecektir. Aksine, iklim krizini inkâr etmek, köylüleri aşırı sıcaklar, seller, fırtınalar gibi giderek şiddetlenen felaketlere mahkûm etme riski taşıyor” denildi.  ECVC, Avrupalı politikacıları çiftçilerin öfke ve endişelerine yanıt vermek için hızla harekete geçmeye çağırdı.