Erdoğan’ın Trabzon’daki bir toplu açılış töreninin kurdele kesimi sırasında sahneye bilinen yöntemle çıkarılan bir çocuğun, Kılıçdaroğlu’na "Hain" demesi, toplumda büyük infial uyandırdı.

***


Türkiye’nin katıldığı tüm insan hakları sözleşmelerinde, çocukların korunması temel haklar arasında yer almaktadır. Hitler’in en yakını Goebbels’in çocukları kullanarak propaganda yapması, savaşı kaybettikten sonra kendi çocuklarını da gözünü kırpmadan öldürmesi, dünyanın unutamadığı vahşetlerden biri olmuştu. Hikâye bellidir. Goebbels, Nazi Almanyası’nın yıkıldığı son ana kadar Hitler’in yanındadır. Hitler’in intihar etmesinin ardından kaybetmenin verdiği çürümüşlükle altı çocuğunu potasyum siyanür ile zehirleyip, eşi Magda Goebbels’i de silahla öldürmüş, sonrasında intihar etmişti!

***

Yaşanan bu büyük travma sonrası “tüm çağdaş, hukuk devletleri, çocukları mutlak korumaya alan yasalar” çıkarmışlardır. Çünkü ülkelerin gelecekleri çocukların mutlu ve donanımlı olmasına bağlıdır. Barış kültürü çocuklarla başlar ve gelişir. Dengeli ve sağlıklı toplumlar gelişmelerini; akıllı, bilgili, paylaşan, bilimsel düşünebilen, muhakeme yeteneği olan, yurdunu seven ve insani duygularla donatılmış gençlerine borçludur.

***

Hal böyleyken, 10 yaşındaki çocuğun eline mikrofonu verip, “Bay Kemal, hain hain” dedirterek, çocukları kirli siyasetlerine alet eden kindar zihniyet, ülkeye ihanet etmektedir. Özgür Özel, insanlıkla bağdaşmayan bu tehlikeli oyunun faili olarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu göstermektedir. Şayet doğruysa, canımızı, malımızı ve ülkemizi korumakla görevli Soylu’ya nasıl güvenebileceğiz? Yapılanları gördükçe, AKP’nin artık koltuğu kaybettiğinin farkında olduğu anlaşılıyor!

***

AKP son bir hamleyle yeni çıkış yolları arıyor. Gelişmeleri dikkatle inceleyince, AKP’nin uzunca zamandır ülkedeki ekonomik çöküntüyü, zamları, hayat pahalılığını, yurttaşların haklı feryatlarını geçiştirmek için tüm bunların sebebi olarak “dış güçler” aldatmacasını kullanamıyor. Başta Gülen’in iade edilmesi ve FETÖ’nün siyasi ayaklarıyla ilgili sözler söyleyemiyor. Aksine Gülen “iltisaklı” kişilere yeniden görevler veriyor.

***

Değişimin nedeni koltuğu sağlama alma… Temel farklılığı ise hamaset ve kabadayılıktan uzak kalma! AKP, eskiden “kesinlikle yapmam” dediği politikalara çaresizce dönüyor. Bu değişimin ilk görüntüsü, 14 Haziran 2021 NATO Zirvesi’nde Biden ile yapılan ikili gizli görüşme sonrasında kendini gösterdi!

"24 Nisan’ı soykırım ilan etmiş olan" Biden’la Erdoğan, dostça görüştü. "Soykırım konuşuldu mu?" sorusuna, "Hamdolsun, görüşülmedi" diyerek cevap verdi. Bu duruma havuz medyası bile şaşırdı. Hatta Erdoğan, "Türk-Amerikan ilişkilerinde çözülemeyecek sorun yok" dedikten sonra, "Akdeniz’den Karadeniz’e, Avrupa’dan Asya’ya kadar NATO’nun sağladığı güvenlik şemsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde, ittifak aktif rol üstlenmelidir. Dönem sorumluluktan kaçma değil, elini taşın altına koyma dönemidir" açıklamasıyla, uzunca süredir soğuk kalınan NATO’ya hızla dönüleceğini beyan etmişti.

***

Sonrasında AKP’nin dış politikası değişti, NATO’ya dönüldü! Hatta, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in; "Rusya ve Çin, kurallara dayalı uluslararası düzeni baltalıyor, güç dengesi değişiyor. Demokrasi ve özgürlükler ağır baskı altında. NATO’nun demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler gibi değerleri koruma göreviyle yükümlüğü vardır. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı herhangi bir saldırısının bedeli ağır olacaktır" sözlerinin arkasında olunduğu belirtildi.

***

Bu değişimin “savaş çığırtkanlığı” yaptığını tartıştığımız, AKP Genel Merkezi’ndeki dış politikayla ilgili yetkililerinden biri, laf arasında ABD’nin bu değişimin yeterli bulmadığını ve yeni taleplerde bulunduğunu açıkladı. İlginç bir gelişme!

***

İddia şu:

AKP’nin yetkilileri uzunca süredir ABD ile şu konuları tartışıyorlarmış!
•Libya’dan Türkiye asker ve milisleriyle derhal çekilecek.
•Mısır, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde Müslüman Kardeşler’le (İhvan) olan ilişkilere son verilecek.
•Hamas’la ilişkiler askıya alınacak.
•PYD’ye daha yumuşak davranılacak.
•Medya özgürlüğüne ve hukuk devleti niteliğine özen gösterilecek.
•İsrail, Mısır ve Suudi Arabistan’la ilişkiler yeniden başlayacak.
•İsrail/ABD gazının AB’ye gidebileceği tek yol olan “Yumurtalık Bulgaristan” Boru Hattı Projesi’ne dönülecek.
•S400’ler doğrudan Adana/İncirlik Üssü’ne teslim edilecek.

Bu koşullara AKP yönetimin uyması gerektiği bildirilmiş…

***

Anlaşılan AKP, önüne “yapması gerekenler” diye konulan koşulların pek çoğunu kabul etmiş ki, değişim hayata geçiyor. Hatta mevcut Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bile değiştirileceği iddiaları ortalıkta dolaşıyor!

***

ABD’nin emperyalist çıkışına Türkiye nasıl katkı sunacak? Karadeniz’in NATO gölü haline gelmesine, Rusya ve Çin’in sıkıştırılmasında rol alarak! Peki, ABD bu adımlar karşılığında ne verecek? Esas soru da bu! AKP’li yetkili, “Tabii ki seçimlerde ABD desteğini verecek” diye yanıt veriyor.

***

Hani derler ya, denize düşen yılana sarılır! Unutulmaması gereken bir gerçek daha var. Artık halkımız, AKP ile yol yürümek istemiyor! Anlaşılan o ki; ilk seçimde hem AKP’yi hem de emperyalist yayılmacılığı oylarıyla sandığa gömecek!