“90’lı yıllara döndük…” Bu klişe 2015 yılından bu yana dile getiriliyor. Doğru bir anlatım ama içinde bulunduğumuz ortamı tanımlamakta yetersiz kalıyor. Çünkü Türkiye, birden fazla ‘dip dönemi’ ve ‘daha önce hiç tanık olunmamış’ süreçleri aynı anda yaşıyor.

2’NCİ ‘SUSURLUK’ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE YAŞANIYOR

İkinci ‘Susurluk’ gözümüzün önünde cereyan ediyor. İttihatçı kafa ülkeyi felakete sürüklüyor. Pespaye haldeki yeniçeri ruhu kelle istiyor ve istediğini alıyor. Üstelik bunların hepsi dinciler tarafından ortadan kaldırılan, Cumhuriyet ve parlamentonun kırıntıları ile avunulan ülkede oluyor.

TOPLUM VE EKONOMİ DE ENKAZA DÖNDÜ

90’lı yılların toplumu, daha da çamura bulanmış halde. Yozlaşma ve çürüme had safhada. Ahlak anlayışı, ahlaksızlığa evirildi. Ekonomik tablo ise hiç olmadığı kadar karanlık. Siyanürle intihar eden aileler, geceleri “Açız” diye bağırıp yemek isteyen anneler, kış günü, salgının ortasında sokakta yatan dizi dizi evsizler ‘Yeni Türkiye’ resmi!

NE KURAL VAR NE DÜZEN

Öte yandan Türkiye’de hukuk sisteminden söz etmek bir yana, hukukun ne olduğunu tanımlamak bile artık zor. Faşist cuntaların, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) dahi koyduğu kurallar olur, bu kurallar harfiyen uygulanırdı. Bugün ise, adaletin yerini, siyasi saikler doldurdu. Kural yok, kitap yok, suç tanımı yok!

ÇATLAĞI ÇAKICI SIVADI

Türk-İslam koalisyonu, değil ülkeyi, varlığını bile sürdüremez hale gelip çatlamaya başlayınca, bu çatlağı mafya işbirliği ile sıvamayı uygun buldu. Şimdi kendisini dahi ‘update’ edememiş, ikinci nesil Alaattin Çakıcı ile karşı karşıyayız. Malzeme bu!

MAFYA LİDERİNİN DEVLETİN PARÇASI OLDUĞU GÖZÜMÜZE SOKULUYOR

Akademisyen kanı içmek isteyen, yanında Nakşi şeyhi ile gezen, ÖSO’culara 4X4 araç yollayan ‘bir öncekinin’ neden tasfiye edildiğini de şimdi daha iyi anlıyoruz. Gitti AKP mafyası, geldi MHP mafyası. Alaattin Çakıcı üzerinden iktidardaki ‘MHP ağırlığını’ hissetmek mümkün. Bir mafya liderinin devletin parçası olduğu gözümüze sokuluyor.

SÖZ SÖYLEMEK YASAK!

Ana muhalefet partisi Lideri CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’na 3’üncü kez mektup yazan mafya lideri Çakıcı’nın sırtı sıvazlanırken, ona tepki gösteren yurttaşın önce gözaltına alınıp, sonra tutuklanması, geldiğimiz noktada devletin niteliğini ve ne hale düşürüldüğünü gösteriyor.

“KUDURUN”

Keşke bu kadarla kalsa. Türkiye, ‘özerkliklerini ilan eden küçük mafyacıklar’ devrinde. Ortak özellikleri kadın istismarcısı ya da katili olmaları. 3 örnek verelim. 21 yaşındaki Aleyna Çakır, Ankara’daki evinde, daha önce onu darp ettikten sonra, sosyal medyada canlı yayımlayan Ümitcan Uygun tarafından ölü bulundu.

Uygun’un çocuk esirgeme yurtlarında öğretmen olarak çalışan annesi Gülay Uygun ise Ankara, Keçiören’de kafasından silahla vurulmuş şekilde bulundu. ‘Kadın pazarı şebekesi' iddiası vardı. Baş şüpheli Ümitcan Uygun tutuklanmadı. Geçtiğimiz günlerde çekip, sosyal medyada yayımladığı videoda, “Kudurun” dedi.

SOYLU TEPKİ GÖSTERENLERİ ELEŞTİRMİŞTİ

Siirt’te intihar eden 18 yaşındaki İpek Er’e cinsel istismar suçundan tutuklanan Musa Orhan, kaçma şüphesi olmadığı için tahliye edildi. İpek, bıraktığı mektubunda, Orhan’ın kendisine alkol ve uyuşturucu hap içirip tecavüze maruz bıraktığını anlatmıştı. Uzman çavuşun tahliyesine başsavcılık itiraz etse de mahkeme reddetmişti. Ülkücü işaretiyle poz veren Orhan’ın tutuklanmamasına tepki gösterenleri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu eleştirmişti.

DEVLETLE İÇ İÇE İLİŞKİLER

Akıl almaz bir diğer olay Muğla Milas’ta yaşandı. Sibel Y. isimli kadın, Mutlu Erbey adlı erkek tarafından iş vaadi ile kandırılıp bir çiftliğe götürüldü. Başka bir kadın ve erkeğin de içinde olduğu çiftlikte Sibel Y, Mutlu Erbey tarafından tecavüze ve ağır şiddete maruz bırakıldı, sonra kaçmayı başardı.

“Bu bir fuhuş şebekesidir” diyerek suç duyurusunda bulundu, CİMER’e dilekçeler yazdı. Ne savcılık işlem yapmak ne de kolluk; emniyet ve jandarma duruma müdahil olmak istedi. Mutlu Erbey ve onunla olan 2 kişi gözaltına alındı ama serbest bırakıldı. Dosya Avukatı Eren Keskin, “Devletle iç içe girmiş ilişkileri görüyoruz” dedi.

Türkiye’nin özeti ve geldiği yer Alaattin Çakıcı’nın devlet büyüğü statüsüne ulaşması ile anlatılabilir. Şimdi sıra Uygun, Orhan ve Erbey’de. Yakında onlara tepki göstermek de suç sayılırsa kimse şaşırmasın. Çünkü küçük kliklere ayrılmış bir mafya devleti olmak bunu gerektirir. Türkiye’nin pür melali budur.